MARDİN- ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ;  675  sayılı KHK ile ihraç edilen KESK’e bağlı Nusaybin Eğitim-Sen kadın Sekreteri Ceren Bilen Gazeteci Arzella Bektaş’ın sorularını yanıtladı…



 

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz, hayata nasıl bakarsınız, nelere değer verir, neleri önemsersiniz, olmazsa yaşayamam dediğiniz şeyler nelerdir?


1980 Gaziantep Nizip doğumluyum.2003 yılında öğretmenliğe başladım, Nizip, Hakkâri ve Nusaybin de görev yaptım.9 Eylül 2016 da açığa alınıp, 29 Ekim 2016 da 675 sayılı KHK ile ihraç edildim. Halen Eğitim Sen üyesi olup Nusaybin temsilciliğinde kadın sekreteriyim. Yaşamımda esas aldığım birçok değer olmakla birlikte hepsinin başına onuru koyabilirim sanırım. Adil, eşitlikçi, barışçıl ve en önemlisi onurlu bir yaşamın mücadelesini verdim her zaman ve buna da devam ediyorum.


Kanun Hükmünde Kararnamelerle(KHK) yönetilen bir ülke konumuna geldik Yeni Türkiye’de? KHK’lerle önce akademisyenler ihraç edildi ve her yeni kararnameyle birçok kişi işini kaybetti. Sizi ihraç ederken bir neden gösterdiler mi? Yeni Türkiye’nin kabul edemediği hangi eylemi gerçekleştirdiniz?



Açığa alınma ya da ihraç sürecimde bana da diğer arkadaşlarım gibi herhangi bir gerekçe sunmadılar hala da sunabilmiş değiller yaklaşık 3 yıldır sanırım bu gerekçeyi arıyorlar ?. Bizlere herhangi bir gerekçe sunmamalarına rağmen; ihraç edilmemizin, işsiz bırakılmamızın, aylardır binlerce insana yaşatılan anlatmakla bitmeyecek zulmün sebebi savaş karşıtı olmak, savaşa karşı barışı savunmaksa bunu her defasında tekrarlamaktan bir adım bile geri durmayacağız. Başta yasadığım Seher (Nusaybin ) olmak üzere bu topraklarda birçok kent en ağır savaş koşullarıyla karşı karsıya kaldı, aylarca sokağa çıkma yasaklarını yasadı. Kaç insanın hayatını kaybettiği kaç tane hane değil, mahallenin yok olduğu bilinmiyor. onbinlerce insan yerinden yurdundan oldu. Tüm bu olup bitenlere sessiz kalmamak, ölümü değil de yaşamı savunmaksa sucum; bu ihracı onur madalyası olarak taşırım göğsümde bir ömür...


Hızla genişleyen bir ihraç çemberinin içinde bulunca kendinizi nasıl bir haleti ruhiye yaşadınız?


- Haliyle ufak bir şaşkınlık ve can sıkıntısı hissettim ama öncesinde yaşadığımız aylarca süren yasaklar, savaş, yıkım, ölüm olduğu için açıkçası buna dökecek gözyaşımız kalmamıştı.


İhraç edildikten sonra neler yaşadınız, hayatınızda neler değişti ve değişen hayata nasıl uyum sağladınız ya da sağlayabildiniz mi?


Hayatımda tabii ki bir sürü şey değişti. Öncelikle ben işimi çok severek yapıyordum çocuklarımı çok seviyordum Ergün ise kafamda bir sürü şeyle giderdim çocuklara yönelik. Biranda öğrencilerimin olmaması, bomboş bir sabaha uyanmak... Sudan cıkmış balık misali... İki çocuk annesiyim aynı zamanda, ihraç edildiğimde oğlum ikinci sınıfa gidiyordu ve her gün okula birlikte gidip geliyorduk, bir sabah kalkıp ona artık seninle gelemeyeceğim demek... Yaşadığımız hiçbir şey kolay değildi. Sürece birlikte uyum sağladık, ailemizle, dostlarımızla, sevgiyle, dayanışmayla.


İhraç kararına itiraz ettiniz mi, hukuki süreç hakkındaki düşünceleriniz neler, hukuk sisteminden ümitli misiniz?


Evet, itiraz ettim dava açtım ancak bu ülkede hukuk sisteminden ümitli olmak çok zor. Elbette işlerimize geri döneceğiz belki biraz uzun sürebilir ama Birgen mutlaka biz kazanacağız.


Mardi’de KHK’yle kaç kişi ihraç edildi, ihraç edilen diğer meslektaşlarınızla iletişiminiz var mı, birbirinize destek oluyor musunuz?


- Mardin genelinde ihraç sayısı yanılmıyorsam 85, ihraç edilen tüm arkadaşlarımızla iletişim halindeyiz ve tabii ki birbirimizi mümkün olduğunca destekliyoruz


İhraç edildikten sonra maddi sıkıntıları nasıl aştınız, iş bulabildiniz mi, şuanda çalışabiliyor musunuz?


İşsizlik bu ülkenin en önemli sorunlarından biriyken hem KHK'lığı, hem çalışma izni elinden alınmış, sadece nefes almasına müsaade edilmiş, toplumsal linçe maruz bırakılmış birine kim iş verir varın siz hesaplayın. Ben de evde pasta, kurabiye, börek yapıp satmaya başladım, sağ olsun dostlarım dayanışma gösterdi zaman pek lezzetli olmasa da dayanışmanın kattığı tatla afiyetle yediler ürünlerimi...


KHK’lerle ihraç edilen arkadaşlarınıza alternatif bir yaşam için neler önerirsiniz, yeni bir hayata nasıl başlayabilirler?


Alternatif bir yaşam değil gerçek yaşam. Yaşadıklarımız hiç kolay değil ama bizi biz yapan mesleğimiz değil aslı olan değerlerimiz. Ben diyorum ki "biz çocuklarımıza onurlu bir gelecek bırakacağız " bundan daha değerli bir miras tanımıyorum ben.


Kültürel, sanatsal faaliyetlerle ilgili düşünceleriniz nelerdir, bu alanlarda çalışmalarınız var mı veya bu alanlarda çalışmayı düşünüyor musunuz, ihraç edilen kişiler bu çalışmalara entegre olabilecekleri olanaklara sahipler mi?


Benim arkadaşlarıma tavsiyem mümkün olduğunca tabi bu pek kolay değil ama ne kadar mümkünse kültür sanat faaliyetlerini yakalamaya çalışsınlar ama bence en önemlisi her KHK lığ nen yaşadığı süreci kaleme alması. Yaşananların mutlaka kâğıda dökülmesi lazım.


İhraç edildikten sonra yaşadığınız zor günlerde yeterince desteklendiğinizi düşünüyor musunuz, kimler sizin yanınızdaydı bu süreçte?


- Bu sürecin anahtar kelimesi Dayanışma... Sendikam başından beri yanımdaydı ve tabii ki ailem tüm desteğiyle beni her daim onurlandırdı.


Nasıl bir gelecek hayal ediyorsunuz kendiniz ve demokrasi, eşit bir yaşam, barış ve coğrafyamız adına?


Başta söylediğimi sonda da söyleyeyim o zaman savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı ama onurlu bir yaşamı hayal ediyorum ve nefes aldığım sürece tüm mücadelem bu uğurda olacak...


Ötekilerin Gündemi olarak teşekkür ederiz.

Editör: Haber Merkezi