HABER MERKEZİ- Münevver, Özgecan, Dilek, Feray, Zeynep, Aleyna, Pınar, Azize... isimlerini sayfalara sığdıramayacağımız kadar çok kadın, eşi, erkek arkadaşı veya eski sevgilisi tarafından katledildi. Kadın cinayetleri sürerken iktidarın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine yönelik tepkiler sürüyor. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden, “İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik siyasi tavır kaynağını ortaçağdan alan, tarikat ve cemaatlerin başını çektiği kadın ve cumhuriyet düşmanı, laiklik karşıtı, gerici bir tavırdır. Mevcut feodal yapının korunmasını sağlamakta ve erkeğin gücünü pekiştirmekte” dedi. 

BİR İLERİ BİR GERİ

Cumhuriyet’e konuşan Erden, “Kanunlarda kadını ve çocuğu koruyan maddeler var ama kanunu uygulayanların yorum ve uygulama şekilleri sıkıntı yaratıyor. Bu uygulamalar erkek egemen feodal düzeni destekliyor. Elbette bu bir mücadele, zira var olan yasal düzenlemeler açısından da siyasi hesaplaşmalar içerisinde bir adım ileri atıp iki adım geriye düşebiliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin kabul edildiği yıl kadın mücadelesi için çok büyük bir kazanım oldu. Ancak bu düzen kadınları göstermelik metinlerle korumadığı için verildiği gibi haklarımız elimizden alındı.

TOPLUM DIŞLIYOR

Şiddete uğrayan kadın ve çocukların yalnızlığa itildiğine dikkat çeken Erden, “Cinsel şiddete uğrayan çocukların toplumdan, aileden dışlanıyor. Aile içi istismarda çocuklar aile yakınları tarafından desteklenmiyor” dedi. İnsanların haklarına sahip çıkmasıyla İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı kanun gibi kazanımlarının arttığını belirten Erden, mücadelenin daimi olmasıyla kazanımların korunacağını söyledi.

Editör: Haber Merkezi