ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: - Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni kaleme alan filozof-yazar Olympe De Gouges, doğumunun 272’nci yılında patriarkal ve giyotine karşı duruşu ile cinsiyetsiz aklın öncüsü olmaya ve ardıllarına isyan sözlerini fısıldamayı sürdürüyor.


JINNEWS'in haberine göre; Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi’ni kaleme alan filozof ve yazar Olympe De Gouges, doğumunun 272’nci yılında. “Adam, sen, adil olabilir misin? Sana bu soruyu bir kadın soruyor. En azından bu hakkı ondan alamazsın. Söyle bana, benim cinsimi baskı altına alan, kendinden menkul iktidarı kim verdi sana? Gücün mü? Yeteneklerin mi?” Zalimlere, ataerkil topluluklara ve dinlere göre her şeyi kontrol altında tutmanın tek bir yolu vardı; kadını kontrolde tutmak. İşte bu yüzden işe kadınla başladılar. Önce dilini, sonra rengini yasakladılar. Kadın 5 bin yılı aşkın bir süredir tahakküm altına alınmaya çalışılıyor. Bu duruma tarih boyunca birçok kadın başkaldırmıştır. Kimi zaman işkenceyle susturulmaya, kimi zamanda öldürülüp sindirilmeye çalışılan kadınlardan yalnızca birisidir Olympe De Gouges.


Sorgulamaya ailesinden başlar


Olympe de Gouges (aile adıyla Marie-Gouze), 7 Mayıs 1748’de Fransa’nın Montauban kentinde dünyaya gelir. Küçük burjuva bir ailede doğup büyüyen Olympe’nin inandığı her şeyin uğrunda sonuna kadar mücadele eden, direngen, tutkulu ve heyecanlı bir kişiliği vardır. Daha küçük yaşlarda sorgulamaya ailesinden başlar. Annesinin sorgulamadan ataerkil topluluğun gücüne sarılması onda kadınla ilgili düşüncelerin şekillenmesini sağlar. 1765’te daha 17 yaşındayken kendisinden yaşça 30 yaş büyük olan ve sevmediği bir erkekle evlendirilir. Bu evlilikten Pierre isimli bir oğlu olan Olympe’nin eşi bir yıl sonra yaşamını yitirir. Olympe 1770 yılında oğlu ile birlikte Paris’e taşınır. Filozof, feminist ve yazar olan Olympe, bir daha asla evlenmeyeceğine dair söz verir. Olympe, dini evliliğe karşıdır ve cinsel özgürlüğü savunur.


Adım adım yazarlığa


Çocukluğunda iyi bir eğitim alan Olympe, sanatla oldukça ilgilidir. Paris’te yaşamaya başlayan Olympe,  burada yazılar, makaleler yazıp, hak mücadelesi vermeye başlar. Oyunlar, romanlar, politik yazılar, manifestolar, edebi incelemeler de kaleme alır. Tiyatroya ilgi duyan Olympe, bir tiyatro grubu oluşturur. İlk oyunu Zamorze ve Mirza’yı 1784’de yazar. Bu oyun kölelik karşıtıdır.


Cinsiyetsiz aklın öncüsü olarak akıllardaki yerini koruyan Olyme, kariyerinde siyasi yazılarıyla ünlenir. 1789 Fransız Devrimi’nin “eşitlik, kardeşlik, özgürlük” ilkelerini, devrim sürecinde zengin ya da yoksul, kadın ya da erkek herkesi kapsadığını dile getirir. O dönemde Marie Antoniette, “Ekmekleri yoksa pasta yesinler” sözlerinin tarihe mâl olacağını düşünmüş müydü bilinmez. Fakat bu sözün bardağı taşıran son damla olduğu ve Büyük Fransız Devrimi’nde önemli rol oynayacak kadınları sokağa döktüğü kesin.


Fransız Devrimi’ne olan inancını kaybeder


Binlerce emekçi kadın, Kraliçe’nin sözlerini “Ne zaman ekmeğimiz olacak?” sözleriyle sokağa taşıyarak isyan başlatır.  Sokaktaki insanların da katılımıyla Ulusal Meclis basılır. Böylece kral, “İnsan ve Yurttaş Haklar Bildirisi”ni kabul etmek zorunda kalır. Fakat devrimin şekillenmesiyle evrensel olduğu iddia edilen hakların belli bir cinsle sınırlanmış olduğunu gözler önüne serilir. Kadınlar adeta görmezden gelinerek, insan ve yurttaş kategorisinde görülmez. Fransız Devrimi’ne olan inancını kaybeden Olympe, 1791’de kadınlar için eşit politik hakları talep eden Cercle Social derneğine katılır. Orada yapılan toplantıda söylediği “Kadına darağacına çıkma hakkı tanınıyor; öyleyse kürsüye çıkma hakkı da olmalıdır” sözü isyanının haklı nedenini açıklar mahiyettedir.  Birkaç gün sonra da “Kadın ve Yurttaş Hakları Bildirgesi”ni yayınlar.


Bildirgenin bir bölümünde şu ifadelere yer verilir: 


“Yaratıcıyı hikmetinde tanı. Yakınlaşmayı ister göründüğün doğanın ihtişamı içinde şöyle bir yürü ve eğer cesaret edebilirsen, senin baskıcı egemenliğine kaynak oluşturabilecek bir örnek bul. Hayvanlara git, elementleri araştır, bitkileri incele, evet, doğanın işleyişine bak ve eğer sana bunun için gerekli araçları gösterirsem, kanıtlarımı kabul et. Eğer yapabilirsen, doğanın düzeni içinde cinsleri ara, araştır ve karar ver. Onları her yerde, herhangi bir ayrım olmadan birlikte görebilirsin; onlar her yerde uyumlu bir topluluk olarak bu ölümsüz şaheseri yaratmak için çalışıyor.“


Olympe aynı yıl Rousseau’nun “Toplum Sözleşmesi”ne karşılık kendi “Toplum Sözleşmesi”ni kaleme alır. Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayalı evliliği savunan Olympe’ye göre geleneksel; evlilik, güven ve sevginin mezarıdır. Bu nedenle, evli partnerlerin mülkü ortak olmalıdır.


1789 Fransız Devrimi’nin öncü gücü Jakobenler iktidara geldikten hemen sonra monarşi yanlılarını sindirmek için yirmi bini aşkın insanı katletmiştir. Tarihe ”Terör Hükümdarlığı” olarak geçen bu dönemde devrimiyle tiranlığın yer değiştirdiğini söylemekten sakınmayan Olypme de payını alacaktı. Olypme yakalanarak giyotine mahkum edildi. Olypme giyotine giderken şu sözleri dile getirir:


“…Titreyin, çağdaş Tiranlar! Mezarımın derinliklerinden duyulacak sesim. Cesaretim, sizin daha barbar davranmanıza neden oluyor…”


18'inci yüzyıldan 21'inci yüzyıla: İsyan devam ediyor


18’inci yüzyılda kadın özgürlük mücadelesi, kadınların kendileri için var olma çabasıydı. Devrimin içinde kendi seslerini ve varlıklarını duyurmaya çalıştıkları için birçok kadın baskıcı güçler tarafından giyotin ile katledildi. Olympe de bu kadınlardan biri. Doğumunun 272’inci yılında cinsiyetsiz aklın öncüsü olmaya ve ardıllarına haksızlığa, katliamlara karşı isyan sözlerini fısıldamayı sürdürüyor. Kadınlar 21’inci yüzyılda da patriarkal ve onun yasa ve giyotinlerine rağmen ses çıkarmayı sürdürüyor.

Editör: Haber Merkezi