DİYARBAKIR - KDP’nin Şengal sınırına örülen duvarın “mimarı” olduğunu söyleyen HDP Milletvekili İmam Taşçıer, "Bu duvar siyaseti, KDP’nin tarih boyunca affedilmez bir hata içine girdiğini ve Kürtleri bölmeye çalıştığını gösterir" dedi. 

MA'nın haberine göre; DAİŞ’in 2014’te Şengal’e yönelik saldırılarında Kürdistan Demokratik Partisi’ne (KDP) bağlı güçlerin Êzidîleri savunmasız bırakıp, kaçtığı için binlerce kişi katledildi. DAİŞ’e karşı yürütülen mücadelenin ardından Şengal’in özgürleştirilmesinden sonra KDP tekrar bölgeye dönmek ve bölgenin yönetimini ele geçirmek istedi. Şengal halkının KDP’nin politikalarına karşı çıkması ve kendi kendilerini yönetme talebi üzerine Êzidîlere yönelik saldırılar arttı. Türkiye’nin bölgeye yönelik saldırılarının yanı sıra KDP ve Irak’ın müdahalelerinden dolayı yıllardır Şengal’e siyasi ve askeri müdahale yapılmak isteniyor. Irak hükümeti ve KDP arasında 9 Ekim 2020’de varılan “Şengal Anlaşması” ile iki güç de bir kez daha Şengal’i kontrol etmek ve bölgeyi baskı altında tutacak politikaları devreye sokuldu. 

Şengal Anlaşması, halkın direnişi sonrasında devreye konulmaması üzerine Irak ve KDP işbirliğinde Kuzey ve Doğu Suriye sınırına duvar örülmeye başlandı. Bölgeye uzunca yıllar diplomatik ziyaretlerde bulunan ve Kürt ulusal birliği için çalışmalar yürüten Devrimci Demokratik Kürt Derneği (DDKD) eski Başkanı ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer, Şengal ile Kuzey ve Doğu Suriye arasında örülen duvarın Kürtlerin birliğine yönelik bir saldırı olduğunu belirtti. 

SINIRA DUVARLAR

Taşçıer, emperyalist güçlerin öncülüğünde 1923 yılında devreye konulan ve Kürtleri dört parçaya bölen (Türkiye, Suriye, İran, Irak) Lozan Anlaşması’ndan sonra Kürt toprakları arasında suni sınırların mayınlarla çizildiğini hatırlattı. Milyonlarca Kürdün çizilen sınırlara rağmen parçalanmadığını, ayrışmadığını ve bu sebeple gelinen aşamada suni sınırların yerini bugün somut “duvar örme” politikalarının altını çizen Taşçıer, Kürt halkının bugün örülen duvarları da kabul etmeyeceğini dile getirdi. Taşçıer, “Hiçbiri fayda etmedi. Kürtler hiçbir zaman dört parça Kürdistanı kabul etmedi. Zihinlerinde hiçbir zaman parçalı bir duruş olmadı. Zihinlerinde hep tek parça bir Kürdistan vardı ve halen var” şeklinde konuştu.

DUVARI İLK ÖREN TÜRKİYE

Suriye’de 2011 yılında başlayan ve devam eden iç savaştan sonra Türkiye’nin Suriye sınırına 915 km uzunluğunda “güvenlik” adı altında Kürt topraklarında ilk duvarı ördüğünü aktaran Taşçıer, “Bu sömürgeci duvar politikası Kürtlere karşı düşmanlık politikası üzerinde gelişen bir durum” dedi. 

KDP’NİN SESSİZLİĞİ

Taşçıer, gelinen aşamada duvar siyasetini bugün bir Kürt partisi olduğunu iddia eden KDP ile Irak hükümeti tarafından Şengal ile Kuzey ve Doğu Suriye arasında yürütüldüğünün altını çizdi. Taşçıer, bu politikaya tepki göstererek, şöyle devam etti: “Her ne kadar Şengal statü olarak merkezi hükümete bağlıysa da orada Kürtler var, Kürt Federal Bölgesi var. Güney Kürdistan hükümetinin isteği dışında merkezi hükümet böyle duvarın örülmesine onay veremez. KDP duvarın örülmesine sesiz kalıyor. Bu şu anlama geliyor ki bir anlaşma sağlanmıştır. Zaten daha iki yıl önce de böyle bir anlaşmanın olduğunu biliyoruz. Tel örgülerle her iki sınır birbirinden ayrıştırılmaya çalışıldı. Halkın tepki gösterince süreç böyle bir duvarı örmeye kadar geldi. Bu duvarda zihniyet olarak kimler var, kimin düşüncesi var? Türkiye’nin düşüncesi, zihniyeti var. Çünkü Türkiye şuan hem Irak merkezi hükümeti üzerinde hem de Güney Kürdistan’da düşüncelerinin belli bir karşılığı var. Onu biliyoruz. Bu duvarın Türkiye’nin Suriye sınırına ördüğü duvardan hiçbir farkı yok.” 

YÜRÜTÜCÜSÜ KDP

Kürtlerin kazanımlarının KDP tarafından yol edildiğine dikkat çeken Taşçıer, duvar siyasetinin hiçbir Kürt örgüt ve partisine faydasının olmayacağını vurguladı. Taşçıer, “KDP ya da başka bir parti Kürt halkının kazanımlarına karşı gelirse, onun da elde ettiği statü kalmayacaktır. Parçaları yöneten devletler Kürt kazanımlarına karşıdırlar. Bizler şuan da bütün Kürtler olarak, Rojava’da kurulan statüyü gözümüz gibi korumalıyız. Rojava’daki statü eğer kaybolursa, Güney’deki statü de kaybolur. Bu duvara karşı olmayan herkes duvar örme politikasının içindedir. O duvarın örülmesinin en büyük destekçisi öyle görünüyor ki Irak’taki Merkezi Hükümet’e destek veren Güney Kürdistan Hükümeti’dir. Yürütücüsü KDP’dir. Şuanda görebildiğimiz kadarıyla bir işgal var” ifadelerini kullandı. 

KDP’YE UYARI

Türkiye’nin dış siyasette “işgalci” bir güç olduğuna vurgu yapan Taşçıer, şöyle devam etti: “Türkiye girdiği topraklardan bugüne kadar çıktığı görülmemiştir. Yakın örneklerden başlayalım. Hatay’dan başlayalım ve Kıbrıs’a kadar gidelim. Türkiye girdikten sonra bir daha çıkmamıştır. Türkiye Güney Kürdistan’a da konuşlandırdığı karakoldan da çıkmayacaktır ve bunu genişletecektir. KDP’nin de bilmesi lazım. Bütün Kürt partilerinin de bilmesi lazım. Biz bu konuda onları uyarıyoruz. Türkiye’nin kesinlikle oradan çıkmayacağını, Türkiye’yle bu anlamda iş birliği olmaması gerektiğini söylüyoruz. Kürdistan topraklarını oraya peşkeş çekmek bu affedilemez bir durumdur. Ya bunlar ülkelerini, tarihlerini bilmiyorlar ya da Türkiye’yi tanımıyorlar. Kürt ulusal birliği çalışmaları devam etseydi, Kürtler belli ilkeler konusunda birlik sağlayabilmiş olsaydı, bugün bu durumda olmayacaktı. Ne Rojava üzerindeki ne de Başur Kürdistan’ı üzerindeki baskılar olmayacaktı. Türkiye ile KDP ilişkisi hiçbir zaman KDP’nin lehinde sonuçlanacak bir ilişki değildir, öyle de olmayacaktır. Çünkü Türkiye kendi içinde 25 milyondan fazla Kürdün dilini dahil kabul etmeyen bir ülke. Nasıl başka bir ülkede bir Kürdistan’ı kabul eder ki?" 

DUVAR SİYASETİ

Savunma Bakanı Hulusi Akar, "yeryüzünde Kürdistan diye bir yer yoktur, hiçbir zamanda olmayacaktır" sözlerini hatırlatan Taşçıer, "Bu kadar Kürtlere karşı olan bir yönetim bir ülkede nasıl Güney Kürdistan’ın çıkarlarını koruyacak ya da KDP’nin çıkarlarını koruyacak? Kesinlikle korumayacağı gün gibi aşikardır. Ve bu duvar politikasında da Türkiye’nin yönlendirilmesi olduğu görülüyor.  Bu duvar siyaseti, KDP’nin tarih boyunca affedilmez bir hata içine girdiğini ve Kürtleri bölmeye çalıştığını gösterir. Bu da büyük bir kayıptır” ifadelerinde bulundu.  

Editör: Haber Merkezi