MARAŞ- Maraş merkezli 10 kenti etkileyen deprem 110.  saati geride bıraktı. 10 binlerce binanın yıkıldığı, 18 bini aşkın insanın yaşamını yitirdiği depremlerde mülteciler de hayatından ve evinden oldu.

Suriyeli mülteci nüfusunun en çok olduğu Hatay'ın Antakya ilçesinde mültecilerin cenazeleri yerlerde bekliyor. Sahipsiz kalan cenazeler camilerde ya da sokakta duruyor. Bekleyen cenazelerin bir kısmının kimlik tespiti yapılıp isimleri cenazelerin üstüne bırakılıyor. 

Kimliği belirlenemeyen cenazeler ise; battaniyeye sarılı şekilde sokaklarda kaldırılmayı bekliyor. 

Antakya girişinde yer alan Odabaşı Mahallesi'nde tamamında mültecilerin oturduğu bir binada salı günü biri çocuk 6 cenaze çıkarılıyor. Çıkarılan cenazeler battaniyeye sarılı şekilde ortada bekliyor. 

Enkazda yakınlarını bekleyen yurttaşlar, cenazelerin günlerdir yerde bekletildiğini kimsenin ilgilenmediğini ve sahip bırakıldıklarını söylüyor. 

Cenazelerin bulunduğu alanda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nden (İBB) gelen ekipler ve gönüller çalışma yapıyor. Cenazelerin kaldırılması için görevli polislere ve AFAD'a bilgi verdiklerini söyleyen ekipler, kimsenin dönüş yapmadığını söylüyor.

Çevredeki yurttaşlar Suriyelilerin oturduğu apartmandan beş kişinin ise; sağ çıkarıldığını ancak nereye götürüldüklerini bilmediklerini aktarıyor.

*Cenazelerin sadece ikisinin kimlik bilgisi üzerinde bulunuyor. Dört cenazeye dair ise; bir bilgi yer almıyor.

En büyük sorun dil

Deprem bölgesinde mültecilerle ilgili çalışma yapan sivil toplum örgütleri veya dernekler görünmüyor. Mülteciler büyük bir dil sorunu yaşıyor. Enkazdan sağ çıkarılanlar Antakya'da hastaneler yıkıldığı için başka illerdeki hastanelere gönderiliyor fakat ailelerin büyük kısmı yakınların nereye hangi hastaneye veya kente gönderildiğini bilmediğini söylüyor. 

Enkaz altında ölenlerin cenazesi görülüyor

Yakınlarına ulaşamayan mülteciler se; ailelerin enkaz altında mı kaldığını, çıkarılıp hastaneye mi gönderildiklerini dahi bilmediklerini ifade ediyor. Enkaz altında hayatını kaybedenlerin ise; çıkarılmadığını belirtiyorlar.

Suriyeli mültecileri yaşadığı Emek Mahallesi'ndeki enkazlarda çalışmalar yer yer yapılıp devamı getirilmemiş. Enkaz altında bekleyen ve dışarıdan bakıldığında görünen cenazeler var.

Emek Mahallesinde yaşayan Ala ve Abdullah, evlerinin  yıkıldığını ve şu an naylondan yaptıkları baraka kaldıklarını anlatıyor. Kendileri ailelerinde kayıp yaşamadıklarını ancak oturdukları bölgede evlerin büyük çocuğunluğunun yıkıldığını anlatıyorlar:

"Biz depremden kendimiz 20 kişiyi çıkardık. Kimse yoktu, ışık yoktu. Ellerimizle duvarları kaldırdık, betonların altında insanlar olduğunu gidip söyledik ama kimse gelmedi 'sırayla geleceğiz' dediler. Burada bekledik seslerini duyduk ama daha sonra sesler kesildi."

"Yardım et diye bağırıyor sonra sesi kesiliyor"

Reyhanlı'dan yardıma gelen Suriyeli Useme ise; çaresizliğin çok kötü olduğunu söylüyor: "Biz Suriye'de savaşı yaşadık, bomba altında kaldık. O günler çok acıydı ama bu da savaş gibi... Savaştan farkı var, insanların sesini duyuyorsun 'yardım et' diyor. Sesini duymadığında kendimi suçlu görüyorum çünkü ben bir şey yapamadım." 

Emek Mahallesinde de sokata bekleyen cenazeler var. Çevrede bekleyenler kimliklerini bilmediklerini fakat cenazelerin Suriyelilerin yaşadığı apartmandan çıkarıldığını ve cenazelerin Suriyelilere ait olduğunu ifade ediyor. 

Emek Mahallesi'nde yer alan Şeyhoğlu Camii'nde bir kız, bir oğlan iki çocuk, 2 yaşlı ve bir genç erkeğin cenazesi bulunuyor. Çevredekiler cenazelerin üç gündür beklediğini sahiplenen kimsenin de olmadığını belirtiyor. 

(RT)

BİANET- Ruken Tuncel

Editör: Haber Merkezi