BİR ADIM ÖTESİNİ GÖREMEYENLERLE YÜRÜMEK Dünyayı kimlerin yönettiğini, ya da yönetebileceğini söylemeye gerek yok!. Tarihin ilk çağlarından günümüze kadar despot ve kimi zamanda ruh hastalığı derecesinde ki akıl hastalarının dünyanın gidişatına çomak sokarak insanlara, insanlığa tarifi imkansız acılar yaşattığı bir gerçektir!.

BİR ADIM ÖTESİNİ GÖREMEYENLERLE YÜRÜMEK

Dünyayı kimlerin yönettiğini, ya da yönetebileceğini söylemeye gerek yok!.
Tarihin ilk çağlarından günümüze kadar despot ve kimi zamanda ruh hastalığı derecesinde ki akıl hastalarının dünyanın gidişatına çomak sokarak insanlara, insanlığa tarifi imkansız acılar yaşattığı bir gerçektir!.
Tüm savaşlar ve yıkımlar bunlarla olmuştur!.
Yakıp, yıkıp, yağmalamak bunların en zevk aldığı fiillerdir!.
Bunlara karşın aklın üst sınırlarını zorlayan dahi ve kaşiflerse, insanlığın aydınlık yüzü olmuş ve bu uğurda da bedelini canlarıyla ödemekten bir adım da geriye atmamışlardır..
Çünkü baskı ve zorbalıkla hükümran olanların en büyük korkusu bilim ve gerçeklerdir!.
Bu ışığı gördüğü anda korkarlar ve dehşete kapılırlar!.İşte bu korku ve dehşet, onlara yok etmeyi dayatır ve onlar da bunu çekinmeden yaparlar!.
Artık kim yok olmuş, kimler acı duymuş bu pekte umurlarında olan bir şey değildir!.
Onlara düşen, bu yaptıklarıyla geride kalanları susturmak ve sindirmektir!.
Bu da bu işin artı kârıdır!
Bu yok etme furyası özellikle Fransız ihtilalinden sonra oluşan "Ulus-Devlet" yapılanmaları ile daha kontrollü bir hal aldı!.
Devletler, anayasalar geliştirdiler!.İnsan Hakları ön plana çıktı ve buradan toplumsal dizayn farklı bir mecraya evrildi!.
Bunu burjuva ulus devletleri bir nebze becerdi!.
Ya kendine " devletim" diyenler?
Hiç bir zaman beceremediler ve ilk sıkışmada geçmişin o karanlık yöntemlerine baş vurmaktan tereddüt etmediler!..Bunu yaparken de etnik milliyetçilik kartını sonuna kadar da oynadılar ve buradan yaratılan ötekilerin boynundan hiç bir zaman devlet kılıcı da inmedi!.
Bizim ülkemizde son iki yıldır yaşananlar ayrı bir sayfa açmayı gerektiriyor!.
Kırk yıldır devletin tüm hücrelerine sirayet eden Fettullahçı örgütün duvara toslamasıyla
asıl hedefle birlikte çok kesimin bu yangından nasibini alması çok ayrı bir değerlendirmeyi gerektirse de, burada asıl sorunun önünü göremeyecek kadar algılarını yitirmiş bir ana muhalefet partisinin tavrıdır!.
Meclis'te dokunulmazlıklara el kaldırdığında elindeki maşa ile ateşin közünü koynuna bıraktığının farkında değildi!..Üstelik kaldırılan o elden biri de Enis Berber Oğlunun eliydi!.
Peki o el şimdi nerede?!
Cezaevinde!..
Dahası!..
Artık o el tüm CHP'yi yiyecektir!.
En azından yarım metre ötesini gören ben, böyle düşünüyorum!!