ANKARA - Meclis’ten geçen Hayvanları Koruma Kanunu’na tepki gösteren, Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Fatma Biltekin, yasayla hayvanların korunamayacağını ve düzenlemenin Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylandığında kimi maddeleri için AYM'ye başvuracaklarını belirtti. 

JINNEWS'in haberine göre; TBMM Genel Kurulunda, Kamuoyunda 4’üncü Yargı Paketi olarak bilinen Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi ile Hayvanları Koruma Kanunu geçtiğimiz günlerde kabul edildi. Hayvan Hakları Koruma Kanunu kabul edildi. Buna göre Hayvanları Koruma Kanunu'nun tanımları düzenleyen maddesinde değişiklik yapılarak, yerel yönetimler, gönüllü kuruluşlarla iş birliği içinde, hayvanların korunması için hayvan bakımevleri kurarak onların bakımlarını, tedavilerini sağlayacak ve eğitim çalışmaları yapacak. Ayrıca evde yaşayan hayvanlar için kullanılan “süs” kavramı da kaldırıldı. Hayvana yönelik şiddete karşıda savcılık, şikayet olmadan resen soruşturma açabilecek. Hayvanlara işkence ederek katledenlere 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası, eziyet edenlere ise 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verileceği belirlendi. 

Hayvan hakları aktivistleri tarafından tepki ile karşılanan düzenlemeye ilişkin konuşan Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Fatma Biltekin, yasal düzenlemenin hayvanları katledilmekten, şiddete uğramaktan korumayacağını kaydetti.  

‘Hayvanları belediyeden koruyoruz'

Toplumsal şiddetle birlikte hayvanlara dönük şiddetinde arttığını söyleyen Fatma, sokak hayvanlarının şiddete çok açık olduğunu belirterek, "İktidar 2004 tarihinde bir yasa çıkardı. Hayvanları koruma kanunu. Bu kanun uygulanmadı ki bu kanunu uygulamış olsaydı bu kadar problem olmazdı. Bu yasaya göre belediyenin sorumluluğu altında olan hayvanları aslında belediye öldürüyor. Bizler belediyenin korumakla yükümlü olduğu hayvanları belediyeden korumaya çalışıyoruz. 2011 yılında iktidar 'biz yasayı değiştireceğiz' diye ortaya çıktı.  Ama korkunç bir yasa teklifi hazırlamışlardı. Tepkilerin ardından yasayı geri çektiler. Sonra 2014 yılında yeniden bir yasa hazırlandı ve Çevre Komisyonu tarafından kabul edildi. Bu yasada havada kaldı ve büyük tepkilere neden oldu. 2018 yılında da yeni bir yasa çıkardılar ve daha korkunç bir yasaydı. Buda tepkilere neden olduğu için geri çekildi. Sonra meclis hayvan haklarını araştırma komisyonu kuruldu. Komisyon bir tasfiye raporu yayınladı ve bu tasfiye raporunun üzerinden yasa hazırlanacağını düşünüyorduk. Diğer yıllarda olduğu gibi çok kötü bir yasa geldi. Hiçbir şekilde hayvan haklarını koruyamayan, hayvanlar üzerinden rant sahibi olacakları koruyan bir yasa düzenlendi" dedi. 

'Tuzaklarla dolu bir yasa'

Doğal yaşam parklarına ilişkin düzenlemeye de değinen Fatma şöyle devam etti:"Doğal yaşam parkları dedikleri şeyler aynı zamanda hayvanat bahçeleri ile ilgili. Bize hayvanat bahçelerinin kapatılacağını söyleyen bir iktidar vardı. Araştırma komisyonu da böyle bir tavsiyede bulunmuştu. Hayvanat bahçelerini doğal yaşam parklarına çeviriyoruz diyorlar. Bazı iyileştirici durumların olacağını söylüyorlar ama bunun olmayacağını biliyoruz. Türkiye'de doğal yaşam alanlarını da biliyoruz ki mevcut hayvanat bahçeleri de kapanmıyor. Hayvanları götürecekleri ve nerede olduğunu bilmediğimiz yerler. 2014 yılında da aynı şeyleri yapmaya çalışmışlardı.'Doğal parklar olacak hayvanlar burada beslenecek' demişlerdi. Yine aynı şekilde tuzaklarla dolu bir yasa ile aynı şeyi yapmaya çalışıyorlar. Doğal yaşam parkı ile hiçbir şeyin değişmediğini sadece ismin değiştiği bir sisteme geçiyorlar." 

'Tarım Bakanlığına neden böyle bir görev veriliyor?'

"Hayvanlara dönük herhangi bir işkence durumunda sahibi kişilerin şikayet etme hakkı var" düzenlenmesine atıfta bulunan Fatma, bu şikayet hakkının ise Tarım ve Orman Bakanlığı’na verildiğini belirtti. Fatma, "Şikayet ettiğimiz zamanlarda elimizde deliller oluyordu ve bunun önünü kapatıyorlar. Tarım ve Orman Bakanlığı gideceğiz, Tarım Bakanlığı il ve ilçe müdürlükleri cumhuriyet savcılıklarına yazı gönderecek ondan sonra cumhuriyet savcısı soruşturma yürütüp yürütmeyeceğine karar verecek.  Biz sokakta yaşayan hayvanları ya da sahibi yapmış ise bir hayvana hiçbir şey yapmayacağız demek. Biz Tarım bakanlığını biliyoruz, tarım bakanlığı hayvanları mal olarak gören, hayvanlardan kurtulmaya çalışan bir bakanlık. Bu bakanlığın bir ihlal karşısında hayvanın tarafından olmasını düşünmek akıl tutulması olur. Tarım Bakanlığı’na neden böyle bir görev veriliyor? Aslında sokakta yaşayan hayvanların yaşadığı ihlaller cezasız kalacak. Anayasal hakkımızı elimizden alıyorlar. Bizlere müjde olarak sunulan yasa tamamen gerçeklikten uzak" şeklinde konuştu. 

'Yunus parklarında işkence devam edecek'

Yunus Parklarında iyileştirme düzenlemesine de değinen Fatma, Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu raporunda yer alan, "Yunus parklarının iki sene içerisinde kapatılması gerekir" önerisine işaret ederek, "Düzenlemede yeni yunus parklarının açılmayacağı belirtildi ama şuan 10 tane yunus parkı var ve çalışmaya devam ediyor. Bu tesislerin hayvan alması ya da devretmesi yasaklanacak. Eğer bu yasaklara uyulmazsa 25 bin TL ceza kesilecek. Bu yerler için 25 bin hiçbir şey değil çünkü binlerce dolar para kazanıyorlar. Mecliste görüşmeler yapılırken ek önergede, 10 sene içerisinde kapatılması gerekir dediler. 10 sene daha yunus parklarında işkence devam edilecek. Bir yunus gösteri yaptığında 35 senelik ömrü 5 seneye iniyor stres yüzünden. Yönetmelik yunus parkları sahiplerini kırmayan bir yönetmelik hazırlıyor. Yunus parkı da yönetmeliğe bağlanıp meşrulaştırılacak ve her şey daha kötü olacak" ifadelerini kullandı. 

'Toplumsal farkındalık çalışmalarımıza devam edeceğiz'

Yasanın Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylandığı zaman düzenlemede yer alan bazı maddeler için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuracaklarını dile getiren Fatma, uygulamalarda problemlerin yaşandığını bundan kaynaklı problemlerin nasıl düzeleceğine dair anlatımlarına devam edeceklerine söyledi.Fatma ayrıca hayvan hakları hakkında toplumsal farkındalığı yaratmak için çalışmalarına devam edeceklerini kaydetti.  

Editör: Haber Merkezi