İSTANBUL - Farklı türden hayvanların yaşadıkları anlara dokunuşuyla tekrar can veren Raziye Kubat’la, Depo’da 27 Haziran’a kadar sürecek olan “Gece Uçuşu” isimli sergisini hayvanlara karşı bir hürmet sergisi olarak yorumluyor. Raziye, “Herkesin kendi hayvanını görüp kucaklamasını istiyorum” diyor.

JINNEWS'ten Marta Sömek'in haberine göre; Raziye Kubat’ın 2017 – 2021 yılları arasında ürettiği süreçte değişen ve dönüşen dünya-memleket hallerinden de nasiplenen “Gece Uçuşu” isimli sergisi Depo’da 27 Haziran’a kadar gezilebilecek. Sergide resim, video, sesli kitap, gravür ile sokak hayvanları ve çocuklar yararına tasarlanmış işler de yer alıyor.

Farklı türden hayvanların yaşadıkları anlara dokunuşuyla tekrar can veren ve “Herkesin kendi hayvanını görüp kucaklamasını istiyorum” diyen Raziye Kubat’la, Depo’da 27 Haziran’a kadar gezilebilecek olan “Gece Uçuşu” isimli sergisine ilişkin sohbet ettik.

‘Her şeye yabancılaşıyoruz’

Sunum yazısı Seda Yavuz’a, tasarımı ise Mert Karaçıkay’a ait olan sergideki biçimsel kurguyla anlam dünyası oldukça iç içe ve bu içerme hali sürekli deviniyor. Sanatçının, metni aktarana dönüştürdüğü bu süreçte, üzerinde durduğu bir önermesi var: “Herkes, sevmediği ve hatta iğrendiği bir özelliği hayvanlarda gördüğünde hayranlıkla karşılar.” Raziye sergisi için, “Biz insanlar, öteki, diğeri, farklı olan üzerinden algıladığımız her şeye yabancılaşmayı, üzerimize alınmamayı, düşünmeye gerek duymaksızın becerebiliyoruz. Binlerce yıldır görme duyumuz kadar çalıştırılan, yönlendirilen başka bir duyumuz yok” diyor.

'Sanatçının dokunuşuyla can buluyor

“Gece Uçuşu”, keskin gözlü ve gece yaşayan bir baykuş yahut kör bir kartal tarafından yapılıyor olabilir. Buradaki özne, görme yetisi gelişkin olandan öte sezginin gücüyle hisseden oluyor. Sergide, farklı türden hayvanların yaşadıkları anlar sanatçının dokunuşuyla tekrar can buluyor, izleyiciler için de görmeyi kaçırdıklarına bir kez daha bakma şansı tanıyor. “Hayvan figürleri de çoğunlukla tekil varoluşlarıyla değil, hareketleriyle ifadeyi çağrıştırıyorlar” diyen Raziye, fotoğrafı çekilerek özel alanından soyutlanan ve sanal dünyanın bir verisi haline gelen bu hayvanları zarafetle özgürleştiriyor.

‘Nesli tükenen hayvanlarla vedalaşmak istedim’

Son dört yıl içinde biriken, geçen yıl da pandemi döneminde çektiği videolarla “Gece Uçuşu”nun ortaya çıktığını belirten Raziye, “Hayvanlar konseptli sergi yapmaktan öte sadece onlar üzerine çalışmak yıllardır hayal ettiğim ama ertelediğim bir durumdu” dedi. İlk başta nesli tükenen hayvanlarla kontak kurmak, onlarla vedalaşmak istedim, her orman yangınında aklında olduklarını kaydeden Raziye, “Devamlı zihnimden ormanlar yanıyor hayvanlar ne alemdeler, hangisi öldü, unutuldu diye geçiyor. Yıllarca her orman yangını veya felakette içim onlarla hep bir bağlantıdaydı” ifadelerini kullanıyor. 

‘Esas hayvanlarım’

“Gece Uçuşu”nu hayvanlara hürmet sergisi olarak gördüğünü vurgulayan Raziye, “Nesli tehlike altında olmayan hayvan yok, bu yüzden listeyi kısıtlı tuttuk, bütün hayvanların nesli tükenmek üzere ya da bazıları suni çoğaltımla yine tehdit altında” diye anımsatıyor. Raziye’nin sergisinde dört ana kol var, bir tanesi “Gece Uçuşu” yani sanatçının “esas hayvanlarım” diye adlandırdığı kol, ötekiler de siyasi ve ekonomik olarak ülkenin her zamankinden çok daha kötü olduğu pandemi döneminde tehdit altında hissettiğini belirttiği kollardan biri olan “Arzu haller” bölümü. Sergide bu bölümler dışında sanatçının kendisinin seslendirdiği videolar da mevcut.

‘Niyetin bizi iyi hissettirmesinden başka bir şey değil’

“İnsanlar kendi acziyetlerini pandemiyle beraber hayvanlarla yüzleşerek yaşadı” diyen Raziye, pandemi döneminde de hayvanlara karşı sürdürdüğü duyarlılıkla bazı çalışmalar yapıyor. Tüm görsellerden gravürler, ahşap baskılar ve metinler de hazırlayan Raziye, bununla beraber tüm hayvanlardan kartpostallar ve çantalar da yaparak bunları satıp hayvanlar ile çocuklara yardım ediyor. Bu çalışmasına ilişkin, “Çok büyük bir şey olmasa bile niyetin bizi iyi hissettirmesinden başka bir şey değil” ifadelerini kullanan Raziye, insanların sergide çok uzun süre kaldığını gözlemlediğini de ekliyor.

‘Herkes kendi temsili hayvanını görmek istiyor’

Sergisini gezenlerin hayvanlarla derin kontaklar kurduklarını dile getiren Raziye gözlemlerini şöyle yorumluyor: “Hayvansever olan da var olmayan da ama bu metaforik bir hale geliyor, herkesin kendi temsili hayvanını görmek, onunla karşılaşmak istemesi bir anlamda doğru. 4-5 yılda bu işler oluştu, sergiye geldiğimde ben de yabancı bir gözle bakıyorum aslında, hayvanlara tuhaf bakışlar yakalıyorum. Hayvanların sergide gizli bir canlılığının olduğunu hissettik, hayvanlarla tuhaf bir iletişim kurduk.”

Herkesin kendi hayvanını görüp, kucaklaması mesajı

“Hayvanlarla doğal bir iletişimde olduğum için akrabalarımı çalıştım, onları temsilen buraya yerleştirmek şereftir. Onlar konuşuyor, sana bakıyor, hep beraber bu dünyada yaşıyoruz” diyen Raziye, sergisinin aslında herkesin kendi hayvanını görüp, kucaklaması mesajını içerdiğini paylaşıyor. “Eskiden hayvanlarla beraber yaşıyorduk, bizi koruyorlardı, insanlarla tensel bir temasları vardı, çocuklar korkmadan büyüyorlardı, hayvanlarla iletişimleri vardı, onlar toplatıldı” diyen Raziye son olarak, hayvanlara verilecek mama peşinde koşan ve araba altında kalan hayvanlara ithafen de çalışmalarını yayınladığını aktarıyor. 

Editör: Haber Merkezi