HABER MERKEZİ: Kadıköy’de 'Barış zinciri'nin engellenmesi üzerine yapılan açıklamada, Öcalan ile devlet arasında yürütülen diyalog süreci hatırlatılarak, İmralı’nın kapılarının açılması çağrısı yapıldı.


HDP'nin 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında İstanbul’da Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştirmek istediği “Barış zinciri" eyleminin, İstanbul Valiliği tarafından yasaklanması üzerine açıklama yapıldı.

Polis tarafından abluka altına alınan Süreyya Operası önünde yapılan açıklamaya, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, HDP milletvekilleri, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Devrimci Öğrenci Birliği, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyeleri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Eyleme katılanlar beyaz ve mor tülbentler ile “Hep birlikte tecride karşı özgürlük, savaşa karşı barış” yazılı önlükler giydi.



 

‘BARIŞ TEK ÇARE’

Açıklamada ilk olarak konuşan HDP İstanbul İl Eş Başkanı Erdal Avcı, barış taleplerini dillendirmek için bir araya geldiklerini belirterek, “Bugün barışın tek çare olduğunu söyleme günüdür” dedi. PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet arasında yürütülen diyalog sürecini hatırlatan Avcı, barıştan başka çarenin olmadığını söyledi.

İKTİDARA ÇAĞRI

İktidara seslenen Avcı, “Barış süreci dolaba konulamaz. Halkın taleplerine ve geleceğine göre tartışılır. Müzakereleri başlatın bu ülkeye büyük barışı getirin” dedi.

‘ÜÇÜNCÜ YOLDAN KORKUYORLAR’

HDK Eş Sözcüsü İdil Uğurlu, savaşların gölgesinde her gün en az bir kadının katledildiğini ve kadınların tutuklandığını söyledi. “AKP-MHP bloku kadınların mücadelesinden korkuyor” diyen Uğurlu, “Kadınların dünyaya barışı, eşitliği getirmesinden, Üçüncü Yolu ve yeni yaşamı kurmasından korkuyor. Siz korkmaya devam edin. Kadınlar korkulu rüyalarınız olmaya devam edecek ve bizler barışı getireceğiz” diye konuştu.

‘SAVAŞ İTTİFAKI’

HDP Milletvekili Feleknas Uca, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nü kutlayarak başladığı konuşmasında şunları söyledi: “Bugün içinde olduğumuz durum büyük bir utançtır. Barış için sesini yükseltmek isteyenler engelleniyor. Siz ne kadar engelleseniz de barış ve özgürlüğü yüreğimiz ve beynimizden çıkaramazsınız.”

Yıllardır kirli bir savaş politikasının yürütüldüğünü ifade eden Uca, “Her gün büyük katliamlar yaşanıyor. Bir gün yok ki bu ülkede ve dünyada savaş sesi olmasın. Bir gün yok ki kadın ve gençlere baskı uygulanmasın. Türkiye’de MHP ve AKP savaş ittifakı kurmuşlar. Bu son 40 yıldır yaşanmayan hiç bir zülüm kalmadı. Binlerce insan katledildi. Yüzlerce seçilmişimiz rehin edilmiş durumda. ‘Onları rehin alırsak iradelerini alırız’ dediler ama iyi bilinsinler ki bütün zulümlere karşı boyun eğmeyeceğiz direneceğiz” ifadelerini kullandı.

‘ÖCALAN HALKLARA UMUT OLDU’

”Ne olursa olsun barış bu ülkeye gelecektir” diyen Uca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün yeniden söylüyoruz. 2013’te başlayan çözüm süreci, bütün halkaların kalbine büyük umut oldu. Çocuklarının kemiklerini arayan annelere umut oldu. Halkların kardeşliği için büyük bir adımdı. Ama sürecin bitmesiyle herşey tersine döndü. Barış ve özgürlük konuşulacağına, kardeşlik konuşulacağına, savaş konuşmaları çoğaldı. Sayın Öcalan dediği bir hafta içerisinde bu sorunu çözerim. Öcalan üzerindeki tecrit kaldırılmalı çözüm süreci ve Sayın Öcalan’a kulak verilmelidir. Barışın anahtarı İmralı’da ise kapılar açılmalıdır. Bütün halklara sözümüzdür. Bir gün bu ülkeye barış ve özgürlük gelecek. Bu birlikte mücadele ile olur. Barış için sesimizi yükselteceğiz ve savaşın sesini saraya tıkayacağız.”

YÜRÜYÜŞ YAPILDI

Kitle daha sonra sloganlar eşliğinde yürüyüşle Kadıköy Beşiktaş İskelesine geçerek, İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin gerçekleştireceği açıklamaya katıldı.

ORTAK MÜCADELE VURGUSU

Burada konuşan HDP Sözcüsü Ebru Günay, 3 aydır devam eden kampanyaları hakkında bilgi vererek, halktan büyük bir inanç ve umut aldıklarını söyledi. “Savaş, gerginlik, kutuplaştırma bu ülkeye kazandırmıyor. Halklara kaybettiriyor” diyen Günay, ortak mücadele vurgusunda bulundu.



‘TECRİT SİZE KAZANDIRMAYACAK’ 

İktidarın bütçeyi savaşa harcadığını dile getiren Günay, şunları söyledi: “Savaşa karşı barışı savunmaya devam edeceğiz. Tecride karşı özgürlüğü savunmaya devam edeceğiz. Barış tecrit edilemez. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırın.”

Öcalan’ın “Fırsat verilirse bu sorunu bir haftada çözerim” sözlerini hatırlatan Günay, devletin buna savaş ile karşılık verdiğini söyledi. “Tecrit size kazandırmayacaktır” diyen Günay, “Sayın Öcalan üzerindeki tecridi kaldırarak bir adım atın” diye belirtti.

‘YOKSULLAR ÖDÜYOR’

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Osman Küçükosmanoğlu, İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri adına ortak basın metnini okudu. Dünyanın değişik bölgelerinde çatışmalar nedeniyle her gün yüzlerce insanın öldüğünü belirten Küçükosmanoğlu, “Binlercesi yaralanıyor. Milyonlarca insan yaşadıkları topraklardan göç etmek zorunda kalıyor. Başta kadınlar ve çocuklar olmak çatışmalar nedeniyle terk etmek zorunda kalanlar, gittikleri her yerde dışlanma ve ötekileştirilmeyle karşı yitip giden hayatlar, doğa tahribatının dünyanın geleceğini tehdit eder düzeye ulaşması, açlığa, susuzluğa, sefalete sürüklenen milyonlar, göç yollarında yitip giden yüz binler, her geçen gün derinleşen gelir adaletsizliği egemen sınıfların umurunda değil. Çatışmaların bedelini, savaşları çıkaranlar ve savaşlardan kâr elde edenler değil, yoksullar, ezilenler, emekçiler ödüyor” diye konuştu.

 

‘OMUZ OMUZA MÜCADELE’

“Türkiye'de yaşayan bizler, savaş ve çatışmaların uzun yıllardan beri sürdüğü bir coğrafyanın parçasıyız” diyen Küçükosmanoğlu, devamla şunları söyledi: “Uzun yıllar boyunca ülkemizde ve bölgemizde yaşanan çatışmaların yarattığı acıların tanıklarıyız. Bu topraklarda yaşayan halkların barış ve kardeşliğe olan ihtiyacına rağmen, ülkemiz her geçen gün daha fazla savaşın ve şiddetin parçası oluyor, demokratik siyaset zeminine uygulanan baskı, savaş ve militarizm normalleştiriliyor. Türkiye dış politikada sorunların barışçıl yöntemlerle çözüm yerine, militarist-milliyetçi fetih söylemleri otokratik rejime toplumsal desteği artırmak için sorumsuzca devreye sokuluyor. Kürt sorununda çatışma ve şiddet politikalarına dayalı yaklaşım, Suriye, Irak, Libya'da gerçekleştirilen sınır dışı operasyonlar ve son olarak Doğu Akdeniz'de uluslararası hukuktan uzaklaşılması nedeniyle yaşanan gerilim, ülkemizin sürekli bir çatışma ve savaş tehdidi altında olmasına neden oluyor. Ülke ekonomisinin kaynakları toplumsal ihtiyaçlar ve yaşam için değil, silahlanma, yani yıkım ve ölüm araçlarının mükemmelleştirilmesi için seferber ediliyor. Yeni zenginler yaratmak ve ekonomik darboğazları sermaye lehine aşmak için silahlanma yarışlarının, yeni savaşların, çatışmaların fitilleri ateşleniyor.”



‘BARIŞ UĞRUNA MÜCADELE’

Bu karamsar tabloyu tersine çevirmenin yolu eşitlik, özgürlük ve barış mücadelesinden geçtiğini vurgulayan Küçükosmanoğlu, “Barış, uğruna mücadele edilmesi gereken, kazanılması gereken bir mücadele başlığıdır. Tüm halklarla barış içinde yaşanmasını istemek ve kendi ülkemizde eşit, demokratik, özgür ve barış içinde yaşamak için mücadele etmek insan olmanın gereğidir. Barışın ve kardeşliğin egemen olduğu bir Türkiye ve dünya istiyoruz. Bedeli ne olursa olsun, dün olduğu gibi bundan sonra da barıştan yana tavır barış mücadelesinin sesi olmaya devam edeceğiz. Örgütlü ve kararlı bir mücadele ile barışı bu topraklarda kökleşmiş bir ağaç haline getireceğimize söz veriyor, barış için yan yana, omuz omuza mücadeleye çağırıyoruz” dedi. (MEZOPOTAMYA AJANSI)
Editör: Haber Merkezi