KOCALEİ ÖTEKİLERİN GÜNDEM 24 HAZİRAN  2018 SEÇİM GÜNDEMİ RÖPORTAJ HAMZA ÖZKAN-ARZELLA BEKTAŞ



Merhaba; Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

Ben Ömer Faruk Gergerlioğlu aslen Şanlıurfa'liyim. Bursa Anadolu İmam Hatip Lisesinden muzun oldum sonrasında Anadolu üniversitesin TIP tahsilatını tamamladım. 28 yıldır Ülkemizin çeşitli illerinde doktorluk yaptım, bunun 17 yılını Kocaeli de icra ettim. Bunun yani sıra insan hakları alanında da aktif olarak çalıştım. Başörtü yasağı zulmüne ve diğer bütün haksızlıklara karşı her alanda mücadele ettim. 2003 yılında Mazlum-Der Kocaeli Şube Başkanlığını üstlendim sonrasında arkadaşlarımız Mazlum-Der Genel Başkanlığı görevini uygunu gördüler. 2006-2010 yılları arası Mazlum-Der Genel Başkanlık dönemimde Turkiye'deki bütün hak ihlallerine karşı cinsiyet meşrep inancı farkına bakmaksızın mazlumun yanından olduk, haklarını savunduk.



Neden siyaset?
-Basta Kürt sorunu ve baş örtüsü zulmü olmak üzere her alanda yürüdüğümüz insan hakları savunuculuğu bize bir mücadele azmi verdi. Ülkedeki neredeyse bütün sorunlara vakıf olduk muzdarip olmuş her kesimi dinledik. Artık sorunları temelinden çözmenin vaktidir diye düşünüyorum. Bu Ülke daha fazla hak ihlalini ve adaletsizliği kaldıramaz. Türkiye artık herhangi bir insan hakki ihlaline mahal vermeyecek yeni bir anayasaya sahip olmalı. Sorunları biliyoruz, sorunların içinden geliyoruz. Çözüm için de söyleyecek sözümüz var elbette bu amaçla çözüm süreçlerine katkıda bulunmak istedik. Tabi halkımızın ve Ülkemizin barışına ve Refahına özlemimiz var. Yeni Türkiye de 'Yeni Yaşamı' kurmak için böyle bir karar aldım. Halkımıza sağlık ve insan hakları alanında yaptığımız hizmetten sonra inşallah meclis temsiliyeti ile siyaset alanında da hizmet edeceğiz.



Çalışmalara başladınız mı?

- Çalışmalara etkin hızlı ve kararlı bir şekilde başladık 26 Mayıs aday toplantısından hemen sonra durmadan çalışıyoruz. Kocaeli geniş bir alan ve sadece bir secim bölgesinden ulaşmıyor. Yoğun bir nüfusa sahip seçmen kitlemizin ve hitap alanımızın ciddi anlamda bulunduğu bir ilimizdir. Kısıtlı imkanlar ve malum devlet-mahalle baskısı altında yürütüğümüz secim çalışmalarından maksimum verimi almaya çalışıyoruz. İl ve ilce örgütlerimiz, secim komisyonlarımız gerçekten buyuk bir istek ve inançla çalışıyorlar. Sabahtan başlayıp sahurlara kadar varan bir secim çalışması içerisindeyiz. Bütün Kocaeli halkına ulaşmak için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz ev ev sokak sokak halkımızla bir araya gelme heyecanı ile koşturuyoruz. Ramazan şartları en ücra yerdeki halkımıza ulaşmak için de gayret ediyoruz. Onlardan aldığımız pozitif enerji güler yüz dua ve temenni bütün yorgunluğumuzu alıyor.



Halkların size ve partinize ilgi Nasıl?
- Esnaf ziyaretleri, dernek ve kahve toplantılarımız çok verimli geçiyor. Halkımızın şahsıma ve partimiz HDP ye olumlu yaklaşımı beklentimizin üstünde. Bildiğiniz gibi AKP iktidarı siyasi alanda sözümüzle yarışamadığı için mücadeleyi kirli bir alana çekiyor. Özellikle medya ve ideolojik aygıtları ile partimize yönelik algı oluşturuyor. HDP üzerinde tamamen bir şeytanlaştırma projesi geliştirmeye çalışıyor buna karşı çıkan herkes de çok basit bir şekilde "dışlama karşılaşabiliyor.

Siyasi geçmişinizden biraz bize söz eder misiniz? 

Siyaset geçmişim yok, hep sivil toplumda aktiftim, Siyasetten ziyade dolu dolu gecen bir sivil toplum geçmişimiz oldu. Özellikle insan hakları alanında halklarımızın haklarını ve özgürlüklerini savunduk. Belirttiğim gibi daha önce Mazlum-Der de görevlerimiz oldu. Bunun yanında Hak ve Adalet Platformunda yer aldım. Ayrıca Ülkemizin temel meselelerine yönelik tespit ve çözüm çalışmalarımız oldu. Bu çalışmalar ulusal ve uluslarası platformlarda yayınlandı. Hak arayışciliği hak savunuculuğu ısrarımızı mecliste de etkili bir şekilde sürdürmeyi uygun gördüm. Bu vesile ile programına, paradigmasına güvendiğim ve samimiyetine kanaat getirdiğim Halkların Demokratik Partisinden aday oldum. Daha önce doğrudan olmasa da dolaylı olarak siyasete dahiliyetimiz olmuştur. Zulme karşı direnmek ayni zamanda siyasi bir iradedir zalime karşı mazlumu savunmak yine bir ahlaki siyasi duruşa tekabül ediyor. Ama herhangi bir siyasi kurum içerisinde bulunmadım. AKP zulme uğradığında AKP'nin haklarını savunduk. Bir zamanlar AKP'nin kapatılması gündemde iken bunu şimdiki AKP'lilerden daha çok reddettik. Yine Cumhurbaşkanı eşinin baş örtüsü polemiğinde yine hakki savunduk. çünkü ilkelerimiz bunu gerektiriyor. Dun mazlum olduğu için savunduklarımız bugün zalim olduklarında karşılarında durduk. İlkelerimizden vazgeçmediğimiz için bugün HDP çatısı altındayız.



Cumhurbaşkan adayı dahi tutuklandığı bir dönemde Milletvekilleri olarak ne kadar etkili olabilirsiniz?

Cumhurbaşkanı adayımız sayın Selahattin Demirtaş dahil binlerce HDP'li yönetici mesnetsiz iddialar ile cezaevinde tutuluyor. Bun en büyük amacının HDP'yi siyaset şahsından uzak tutmak olduğunu biliyoruz. Sivili siyasi bir partinin üyelerini PKK kapsamında yargılamaya zorluyorlar. Hukukun tek adamın iki dudağı arasına baktığı bir durum içerisindeyiz. Onun talimat vermesi veya hedef göstermesi yeterli. Öyle bir durum olmuş ki hakimler ve savcılar HDP'lilere hukuksuzluk yapmakla prim kazanmaya çalışıyor adeta birbirileriyle yarışıyorlar. Kimse bize "teror" edebiyati ile yaklaşmasın biz cezaevindeki bütün HDP'li yöneticilerin siyasi tutsak olduklarını biliyoruz düşünceleri yargılanmak isteniyor. Bunun yanında iktidarın meclisi yani halkın iradesinden oluşan yasama organını işlevsizleştirmeye çalıştığına şahit oluyoruz. Meclisin tamamen tiyatro bir alan olmasını istiyorlar. Bu durumda AKP'nin meclis temsiliyetini olabildiğince azaltmak gerekecek. Çünkü hiç bir AKP'li insiyatif dahi alamıyor akil almaz kararlara karşı AKP içinden tek bir ses çıkmıyor. Hepsi tek adam karşısında eğilip büzülmüş. Mühaleferin Ülkenin ve halkın yararını esas alan tüm önergeler AKP oyları ile reddediliyor. Biz bu seçimde muhalefetin meclis çoğunluğunu alabileceğini tahmin ediyoruz. Tabi bunun mutlak yolu HDP'nin barajı aşmasından geçiyor. HDP'yi baraj altında bırakma gayretine muhalefetin de uyması fecaat olacaktır. Düşünsenize HDP'nin baraj altında kalması 70-80 milletvekili sandalyesi direk AKP ye gecer. HDP'nin olmadığı bir meclis aritmetiği bu Ülkeye çok buyuk felaketler getirecektir. HDP'nin mecliste her zaman halkın sesi oldular. Biz de mecliste bulunursak ayni şekilde halkın sesi olacağız.



Siyasi süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
şuphesiz AKP'nin meşrüriyet krizi yaşadığı ve MHP'nin günden güne tükendiği bir süreç yaşıyor. Ekoniminin kriz noktasına gelmesi ile toplumdaki değişim arzusu artıyor. Bunu olabilecek en erken yerden kesmek adına AKP-MHP ittifaki bir baskın secim kararı aldılar. Kendileri de zaten seçimin olağan tarihini görememe tehlikesini gördüler ve bu yüzden seçimleri erkene aldılar. Ne yazık ki muhalif kesimler üzerinden baskı sureci devam ediyor. İktidar yanlısı olmayan her kesim 'hukuk' gazabına uğruyor. Ülkedeki demokrasi sorunu yabancı yatırımcıları ve turizm sektörünü endişelendiriyor. Ayni zamanda bilinçsiz üretim ithalat-ihracat dengemizi sarsıyor. Nihayetinde para birimimizin dolar ve euro basta olmak üzere diğer bütün birimler nezdinde değer kaybediyor. Doların ve Euronun TL karşında bu kadar değer kazanmiş olmasının krizden başka bir izahi yoktur. Ama maalesef iktidar medya organlarıyla bunu bir şekilde gölgelemeye çalışıyor sokakta hangi yurttaşa dokunsan bin ah işitiyorsun ama medyada sanki Avrupa standartlarında refah varmış gibi gösteriliyor. Son 3 yıl içerisindeki hazine rezervlerinin durumu iç ve diş borçların durumu içler acısı. Türkiye gittikçe borçlanıyor ve buna faizler de ekleniyor. Kamu hizmeti sağlayan devlet kurumlarımız birer birer özelleştiriliyor, fabrikalarımız satılıyor, arazilerimiz yabancı sermayeye satılıyor. Yani kamunun bütün kaynakları günden güne elden çıkarılıyor. Ne yazık ki ekonomik anlamda kotu bir tablo var karşımızda ve bunun faturasını halk karşiliyor halkların yasamı etkileniyor. Sokakta umduğunu bulamaya AKP iktidari ne yazık ki yine yine bilindik yöntemlere başvuruyor. Kandile hareket, Afrin ve Munbic konularının gündemde tutulma zamanlaması manidardır. Kan ve göz yaşından insanlara zulüm uygulamaktan medet umacak duruma gelmek ne kadar da acı bir vaziyettir. Ayni zamanda Suriye politikasinda umduğunu bulamayan AKP iktidarı yeni pozisyonunu oluşturmak için de secimi bekliyor. İlkesiz bir diş siyasetin kaçınılmazdır bu ilkeli bir duruşunuz yoksa her ihtimalde kaybedersiniz. Avrupa ile ilişkilerimizin durumu ortada mafyatik tavırlar sokmez bu alanda iste böyle yalnız kalırsınız. Bu öyle onurlu bir yanlızlık da değil ilkesizliğin getirdiği yanlızlıktır. Secime malzeme etmek için satasacak Ülke ariyorlar tabiri caizse. MHP ile ittifakından ve söylemlerine bakacak olursak AKP Kürt sorununu çözümsuz bırakma niyetindedir. Kürt'lere tamamen stratejik bir yaklaşım var samimiyet göremiyoruz. Bir yandan milliyetçi oylar için yurt içi yurt dışı Kürt'lere saldıracaksın diğer yandan fini hamaset ile Kürt'lerden oy istiyorsunuz. Halklarımız artık bunlara karşı daha bilinçlidir.



AKP bu seçimde gider mi?
Ülkemizin 24 Haziranda tek adam rejiminden ve AKP iktidarindan kurtulma şansı oldukça yüksek. AKP içerisindeki çözülmeden de bunu anlayabiliyoruz. MHP'nin değnekliği bile kurtaramayabilir. Biz hep sokakta halkın içindeyiz ve bunu görüyoruz. Ama sunu mutlaka belirtmek gerekir, AKP den kurtulmanın yolu HDP'yi desteklemekten geçer. HDP'nin baraj altında kaldığı her senaryo AKP'nin meclis çoğunluğu oluşturması anlamına geliyor. Bu vesileyle yine tüm kesimlere HDP ye sandıkta destek vermeye cağrısı yapıyorum. Başkanlık ve meclis seçimlerini AKP-MHP ittifaki kazansa bile artık bu Ülkenin bünyesi kaldırmaz. Çünkü bu zihniyetle Ülke yönetilemiyor bunu bu süreçte tüm yönleriyle görüyoruz.



AKP giderse bunda HDP’nin rolü ne olur?
İktidarın HDP'ye bu denli saldırmasının nedenlerinden biri de HDP'nin en ciddi alternatifi sunmasıdır. Yaşamın her alanı için söyleyecek sözü olan ve her turlu görevi üstlenebilecek HDP kadroları var. HDP bugün hükümete yer alma ve yasama organı en iyi şekilde işletebilecek bir olgunluğa sahip. Zaten hedefimiz de AKP iktidarını HDP ile halkların iktidarını tesis etmektir.

24 Haziran seçimlerinde Kocaeli'de iddialı mısınız?
Haziran da bir vekil çıkardık 1 Kasım'in baskı sürecinde yine 65 bine yakin oy aldık 24 Haziranda en az iki vekil çıkarma hedefi ile çalışıyoruz. Benim Kocaeli de 17 sene sağlık hizmeti vermem ayrıca buradaki insan hakları alanındaki çalışmalarımız Kocaeli halkı tarafindan biliniyor. Kocaeli sorunlarını en iyi bilen adaylardan biriyim, buradaki sorunlar hakkında daha önce hazırladığımız raporlar da oldu. Bunun yanında AKP'nin Kürt'leri kendi içinde kızıştırma siyaseti burada da uygulanıyor. Fakat Kocaeli halkı partimize güzel bir teveccüh gösteriyor. Kocaeli de sandalye sayısı 13 e çıktı ama bunun bize bir avantaji olmuyor çünkü ittifak yasası ittifak kuran partilere fayda sağlıyor. Seçimlere herhangi bir ittifaka dahil olmadan tek başımıza giriyoruz ama her kesimden destek alacağımız kanısındayım. 7 Haziran'daki oy oranı ile bir milletvekili çıkarabiliyoruz ama hedefimiz en az iki vekildi  16 Nisan referandum seçiminde yapılanlara ve SECSIS te herhangi bir oynamaya izin vermezsek hedefimize ulaşacağımızı düşünüyorum
Editör: Haber Merkezi