HDP Van milletvekilli aday adayı Selami Özyaşar; Türkiye'de sağ siyaset tarih boyunca Kürtlere karşı şekillenmiştir. Bunun en açık örneği 49'lar davasıdır.

ANKARA ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ RÖPORTAJ HAMZA ÖZKAN:

-Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
-  1978 yılında Van’ın Gürpınar ilçesinde doğdum. İlk orta ve Lise öğrenimini Gürpınar da tamamladıktan sonra 2001 yılından Van Yüzüncü Yıl üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Bölümünden mezun oldum. Aynı yıl Adana’nın Yüreğir ilçesinde öğretmenliğe başladım.2005 yılında Van'a tayin oldum. 2008 yılında Eğitim Sen Van şubesinde yönetim kurulunda yer aldım. 2011 de Eğitim Sen Van Şube başkanlığına seçildim.
7 Haziran 2015 tarihinde yapılan milletvekili genel seçimlerinde 25. Dönem Van milletvekili olarak seçildim.
Van’daki sivil toplum örgütlerinin bir araya gelmesinde aktif rol alarak, demokrasi platformunun oluşmasına katkı sağladık. İlimizde demokrasi güçlerinin tüm çalışmalarında yer aldık.
Evliyim Arya ve Arîn adında ikiz kızım var.



-Neden siyaset?
-Siyaset problemleri çözme, işleri yoluna koyma anlamına gelen bir sözcüktür. Yani problemleri yoluna koyma işlevi gören kurumdur siyaset. Türkiye Cumhuriyeti ulus-devlet temelinde kurulan bir devlettir. Kendi oluşturdukları Türk ulusunun dışında Kürt, Ermeni, Çerkes ve bir çok halkı yok sayan; beraberinde inançları, mezhepleri yok sayan bir devlet politikası geliştirilmiştir. Bugün yaşanmakta olan en büyük problemde budur. Var olma, var olduğunu anayasal güvence altına alma mücadelesidir. Siyaset bu problemleri çözme ve ortak bir zeminde buluşma işlevi göreceğini düşündüğümüz için, her zaman siyaset demiş ve belirli politikalar üretilmesi gerekliliğini belirtmişimdir.

-HDP'den aday olmak fikri ne zaman oluştu?
-Bizler üniversite yıllarımızda, öğretmenlik mesleğini icra ettiğimiz yıllarda aslında hep mücadelenin bir parçasıydık. Gerek sendika başkanlığı yaptığım dönemlerde, gerekse demokrasi platformu kurulması aşamasında. 7 Haziran 2015 seçimlerinde parçası olduğum demokratik mücadeleyi, halkımızla birlikte daha kapsamlı hale getirebilmek adına aday adaylık başvurusunda bulundum. 7 Haziran seçimlerinde 25. Dönem Van milletvekili seçildim. 24 Haziran 2018 tarihinde yapılacak milletvekili genel seçimlerinde de yeniden aday adayıyım.

-Siyasi geçmişinizden bize biraz söz eder misiniz?
-Yukarıda da belirttiğim gibi üniversite yıllarından itibaren oluşan kimlik mücadelesi ile birlikte siyasetin bir parçası haline geldim. 2008 yılından itibaren sendikada yönetim kurulu görevinde bulundum. 2011 yılında ise Eğitim Sen Van şube başkanı seçildim. Bu süreçte çeşitli platformlarda emek ve hak temelli siyasi bir mücadelenin içerisindeydim. 2011 yılında mevcut siyasi iktidarın düzmece iddianameleri sonucu KCK operasyonları düzenlendi ve bende tutuklandım. Daha sonra 7 Haziran seçimlerinde Van milletvekili olarak seçildim.

-Eş Genel başkanların dahi tutuklandığı bir dönemde milletvekili olarak ne kadar faydalı olabilirsiniz?

-AKP politik olarak bir çıkmaza girdiği her dönemde milliyetçiliği hortlatmıştır. 2011 yılında KCK operasyonlarında yaşadık. Bugün de maalesef eş genel başkanlarımız, milletvekili arkadaşlarımız ve bir çok il ilçe yöneticisi arkadaşlarımız yaşamaktadır. AKP MHP Kürt kimliğinin inkarı üzerinden bir ittifak kurmuş durumda. Bundan önce de yanlarına CHP'yi de alarak milletvekili dokunulmazlığını kaldırdılar. Bu şekilde de eş genel başkanlarımızın ve milletvekili arkadaşlarımızın tutuklanması İçin yasal alt yapı hazırlandı.
Türkiye'de sağ siyaset tarih boyunca Kürtlere karşı şekillenmiştir. Bunun en açık örneği 49'lar davasıdır. Bizler milletvekili olarak hak ve demokrasi taleplerimizi Meclis çatısı altında ve alanlarda omuz omuza mücadeleyi yükselterek kazanabiliriz. Milletvekili olmak sadece bu mücadelenin temsiliyet noktasında bulunmaktır. Bugün alanlarda OHAL gerekçesiyle iki kişinin hak mücadelesine bile tahammül edilememekte ve şiddet ile karşılık verilmektedir. Bizlerinde alanlarda ve medyada etkinliğimizi daha kapsamlı bir şekilde kullanmak, demokratik kitle örgütleri ile beraber alanlarda olarak bu haksızlığın önüne elbette geçeceğiz. Bu konuda faydadan kasıt mücadele ve özgürlük ise; bunu elbette başaracağımıza inanıyorum. Milletvekilinin çalışma alanı sadece Meclis değil; meydanlar, sokaklar bizlerin mücadele alanıdır. Bizler mücadeleyi yükselterek haksızlığa ve hukuksuzluğa son vereceğiz.

-Siyasi süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?

-HDP karşıtlığı üzerinde inşa edilmeye çalışılan ittifaklar dönemi. Gerek Cumhur ittifakı, gerekse de CHP'nin öncülük ettiği ittifak HDP özelinde Kürt kimliğini, farklı inançları görmezden gelmekte. Yani statüko devam ediyor. Kazanımlarımız görmezden geliniyor. Halkın oylarıyla seçtikleri milletvekilleri, belediye eş başkanları tutuklanıyor siyasi yasaklı hale getiriliyor. KHK'larla barış talebinde bulunan akademisyenler ihraç edilmekte, medya tekelleştirilmekte ve bunun gibi yüzlerce sorunla karşı karşıyayız. Bu süreç tam bir tahammülsüzlük sürecidir. Kendinden olmayanın, hain terörist ilan edildiği göz altına alındığı tutuklandığı zorba bir süreçtir. Bu süreci sonlandıracak olan bizlerin omuzladığı mücadele olacaktır. Bu sürecin sayılı günleri kaldı. 24 Haziran dan itibaren AKP-MHP ittifakının alaşağı olacağı günleri hep birlikte göreceğiz.

-AKP bu seçimde gider mi?

-Ekonomik krizin bu denli derinleştiği, yoksulluğu iliklerimize kadar hissettiğimiz, kadın cinayetlerinin ve çocuk taciz ve tecavüzlerinin arttığı, belediyelerin kayyum eliyle zapt edildiği, Cumhurbaşkanı adayının dahi tutuklu bulunduğu bir dönemde tabikide gidecektir. Gitmek zorundadır. Çünkü ülkeyi büyük bir enkaza çevirmiştir. Her yeni güne baskılarla, tutuklamalarla, zamlarla başlıyoruz. Krizin bu denli derinleştiği başka bir dönem hatırlamıyorum. İnsanlar tarihin hiç bir döneminde bu şekilde kitlesel olarak göz altına alınmamış, bu şekilde gece yarıları işsiz umutsuz bırakılmamıştı. Bizlerin hep beraber yürüteceği mücadele daha önceki iktidarları nasıl götürdüyse AKP'yi de götürecektir.

-AKP giderse bunda HDP'nin rolü ne olur?

-Bugün açık bir şekilde barış ve özgürlük talebinde bulunan tek bir siyasi yapı ve bileşenleri vardır, bu da HDP'dir. AKP'ye karşı en etkin muhalefeti yapan HDP'dir. Ve AKP gidecekse, çöküşteyse bu HDP'nin mücadelesinin bir sonucudur. HDP'nin almış olduğu rolün gereğidir. TV kanalları yada gazetelerde nerdeyse tek bir tane HDP haberine rastlayamazsınız, olanlarda nefret içerikli haberlerdir. HDP'den mücadelesinden korkuyorlar, korktuklarının da sonlarını getireceği aşikardır.

-24 Haziran seçimlerinde Van'da iddialı mısınız?

-Van 2007 ve 2011 seçimlerinde desteklediğimiz barış ve demokrasi bloğu bağımsız milletvekillerini kat be kat fazla oylarla meclise göndermiştir. 7 Haziran seçimlerinde de 8 milletvekilinin 7 sini alarak mevcut oy potansiyelini bizlere göstermiştir. Van'da iddialıyız çünkü daha önce kazandık, yine kazanacağız. Van bu potansiyeli taşıyan bir kenttir. Ve yine 7 yada 8 milletvekilinin tamamını alarak ittifakları ve partilerini tabela partisi haline getireceğiz.

-Van halklarına bir çağrınız var mı?

-Van kadim coğrafyanın kadim kentidir, Urartu döneminden beri direnişin kalesi olmuştur. Bugünde Van'da 5 bini aşkın KHK mağduru vardır, elimizden alınan belediyelerimiz, tutuklanan yoldaşlarımız vardır. İnanıyorumki Van halkı AKP'nin bu zulmüne karşı en güzel cevabı 24 Haziran'da sandıkta verecektir.

-Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

-Son olarak Leonard Cohen'in; AKP'yi ve günümüzü özetlediği cümlesi ile bitirmek istiyorum. "Herkes biliyor geminin su aldığını. Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini. Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu."
Editör: Haber Merkezi