Ahmet Şık’a göre 24 Haziran’ın sloganı: Ya oyun ya geleceğin



HDP'nin İstanbul milletvekili adayı Ahmet Şık, HDP’nin baraj altında kalmasının, seçimde hile yapıldığının teyidi olacağını söyeldi. Şık, “HDP’nin barajı geçmesi halinde AKP meclis çoğunluğunu kaybedecek, Erdoğan da ikinci tura kalsa bile seçilemeyecek" dedi.

"AKP açısından işler hiç de iyi görünmüyor diyen" Şık, "Erdoğan’ın, prompter’lı veya prompter’sız, üst üste bu kadar hata yaptığı, bu kadar panikte olduğu başka bir dönem hatırlamıyorum" ifadesini kullandı.

İrfan Aktan'ın sorularını yanıtlayan HDP'nin İstanbul milletvekili adayı Ahmet Şık'ın Gazete Duvar'da yer alan açıklamalarının bir bölümü şöyle:

Yaklaşık iki aydır milletvekil adayı olarak sahalarda, daha ziyade HDP seçmeniyle karşılaşıyorsun. Bir siyasetçi değil de gazeteci gözüyle 24 Haziran’a ilişkin sahadan edindiğin izlenim nedir?

Sadece HDP seçmeniyle değil, milliyetçi olduğunu söylediği halde “sen orada olduğun için” deyip HDP’ye oy vereceğini ifade eden insanlarla bile karşılaşıyorum. Gazetecilik yaparken acı hikâyeleri dinlemek, onları aktarmak insanı mutsuz, karamsar kılıyor. Ama açıkçası son iki aydır edindiğim izlenim beni çok umutlu ve iyimser kıldı. AKP açısından işler hiç de iyi görünmüyor.

24 HAZİRAN’IN SLOGANI ŞU: YA OYUN YA GELECEĞİN

7 Haziran’da da HDP’nin “taktiksel oylar” sayesinde oylarını yüzde 13’e çıkarttığı fakat izleyen süreçte yaşanan savaşın ve baskıların 1 Kasım’da oy düşüşüne sebep olduğu biliniyor. 7 Haziran’da HDP’ye oy verip 1 Kasım’da geri çekilen kesimler hangileriydi?

Çoğunlukla HDP’ye oy veren CHP’lilerin o dönem geri çekildiğine ilişkin yanlış bir algı var. Elbette 7 Haziran’da CHP tabanındaki sol damarı temsil eden veya Kürt meselesinin barışçıl bir biçimde çözülmesini isteyen kitleden gelmiş bir oy vardı. Ama kamuoyu araştırmaları, 1 Kasım’da HDP’den kopanların çoğunluğunun bu kesim olduğu iddiasını doğrulamıyor. Araştırmacılar, 18-32 yaş bandındaki 19 milyon seçmenin 10 milyonunun partisiz olduğunu, 9 milyonunun da sürekli tercih değiştirdiğini söylüyor. Kanımca, 1 Kasım’daki kopuşun büyük bölümü bu kesimde gerçekleşti. Bu kitle içinden, özellikle Kürt meselesinin barışçıl yollarla çözülmesini isteyenlerin, yani 7 Haziran’da oy verip 1 Kasım’da geri çekilenlerin önemli bir kısmının 24 Haziran’da yine HDP’ye oy vereceğini düşünüyorum. Çünkü HDP’li olmadığı halde HDP’ye oy verecek seçmenin temel motivasyonu şer ittifakından kurtulmak.

HDP BARAJI GEÇERSE, ERDOĞAN İKİNCİ TURA KALSA DA SEÇİLEMEYECEK!

HDP’nin barajı aşması iktidar açısından üstesinden gelinmez sonuçlar yaratır mı?

İddia ediyorum, HDP’nin barajı geçmesi halinde AKP meclis çoğunluğunu kaybedecek, Erdoğan da ikinci tura kalsa bile seçilemeyecek! Çünkü 24 Haziran’da AKP’nin çoğunluğu sağlayamadığını gören seçmen Erdoğan’dan da kopacak. Nitekim o kopmayı şimdiden görüyoruz da. Cumhuriyet Gazetesi’nden ayrılmadan önce muhafazakâr ailelerin deist veya ateist olmuş çocuklarıyla görüşüp bir yazı dizisi hazırlamaya giriştim. Adaylığım söz konusu olduğu için yapamadığım bu yazı dizisi için 20-25 gençle görüştüm.

Bu gençler ciddi bir sorgulama içindeler ve siyasal İslamcılığın gerçek yüzünü gördükleri için dinden kopmuş durumdalar. Bu gençlerin oranı da az-buz değil. AKP ve Fethullah Gülen cemaatinin sahte dindarlık üzerine kurulu çatışmasının altında devletin yağmalanma savaşını, anne-babalarının teori ve pratikleri arasındaki çelişkileri gördükleri için bu noktaya geldiler. İslamcı medya bu kaymayı Kore dizilerine, ergen özentilerine bağlayarak geçiştirse de, hakikat anlattığım gibi. Konuştuğum kadınlardan iki tanesi kırklı yaşlarının sonundaydı, 28 Şubat aktivistiydi ve kendilerini ateist veya deist olarak tanımlıyorlardı.

Türkiye, yakın zaman içinde ciddi bir İslami sekülarizme, siyasal İslamın gerçek yüzünü görmüş olan bu gençler sayesinde tanıklık edecek. Az önce sözünü ettiğim 18-32 yaş grubundaki seçmen arasında bu gençler de var. AKP’den kopuş bunlarla oluyor. AKP, yargıyı kullanarak ciddi bir korku iklimi yarattı. Ama seçim süreci başladığından beri korku duvarı yıkıldı. İktidar şu anda sadece kendi tabanını ve suç zamkıyla kendisine yapışmış bileşenlerini korkutabiliyor.

ERDOĞAN’IN BU KADAR ÜST ÜSTE HATA YAPTIĞI BİR DÖNEM HATIRLAMIYORUM

Sence HDP’nin Millet İttifakı’na dahil edilmemesi yüzünden muhalefette resmileşmeyen büyük uzlaşı, 24 Haziran’dan sonra fiilen söz konusu olabilir mi?

HDP’nin dışlanması yüzünden geniş bir uzlaşı sağlanamamış olabilir ama tabanda, toplumda bir uzlaşma var. Bu uzlaşma kamuoyu araştırma şirketlerinin verilerini tersyüz edecek düzeyde, AKP’yi yüzde 40 bandında tutarsa, hatta Muharrem İnce, Erdoğan’dan daha fazla oy alırsa kimse şaşırmasın. 24 Haziran hepimizin ezberini bozabilir. Erdoğan’ın, prompter’lı veya prompter’sız, üst üste bu kadar hata yaptığı, bu kadar panikte olduğu başka bir dönem hatırlamıyorum. Bu panik, önüne gelen araştırma sonuçlarından kaynaklanıyor. AKP, Kürtlerden büyük bir ders alacak. O yüzden Erdoğan, Demirtaş’ın hapsedilmesi yetmiyormuş gibi idamını bile ima etmeye başladı. Elinde kutuplaştırma, milliyetçilik ve şovenizm dışında tutunacak hiçbir dal kalmadı. Fakat yaşanan kutuplaşma, insanların birbirini boğazlamasına doğru gidiyor ve bu gidişat çok çok tehlikeli.

Hemen her hafta kamuoyu araştırması yaptıran, politikalarını ve hatta çıkaracağı kanunları bile buna göre belirleyen AKP’nin, 24 Haziran sonuçlarını da önceden kestirmesi olası. 24 Haziran’da kaybedeceğini gören bir AKP, sence nasıl bir tutum geliştirir?

Daha büyük bir hile kurmaya çalışır.

HİLE YAPACAKLARINA KUŞKUM YOK

Nasıl bir hile?

16 Nisan referandumundaki gibi bir hileye başvurulabilir. Keza Fethullahçılarla ittifak halindeyken veya değilken ne yaptılarsa, aynısını yapmaya çalışacaklar. Oyları çalarak mı, olmayan seçmenleri varmış gibi gösterip yerlerine oy kullanarak mı, sandıkları kaçırıp içindeki oyları değiştirerek mi, bilgisayar yazılımında birtakım hileler yaparak mı bu hileye başvururlar, bilemiyoruz. Hile yapacaklarına kuşkum yok ama buna karşı tedbirler de alınıyor.

HDP'NİN BARAJ ALTINDA KALMASI HİLENİN TEYİDİDİR

Bu belgeleme yönteminin YSK nezdinde hükmü olacak mı?

Zaten şikeli olan maçın taraflı hakemlerinden birisi YSK. Ama veriler birbirini tutmazsa, seçimin meşruiyeti tartışma konusu olacak. Şunu açıkça söyleyeyim ki, HDP’nin baraj altında kalacağı seçim hilenin teyididir. Çünkü adil, dürüst bir seçimde Erdoğan ve AKP’nin kazanması da söz konusu olamaz, HDP’nin baraj altında kalması da. Aksi bir sonucun kamuoyu nezdinde hiçbir meşruiyeti olmayacak.

Ayrıca sonucu bir şekilde lehlerine çevirseler bile Erdoğan ve AKP iktidarının sürdürülebilirliğinin kalmadığını herkes biliyor. Batıyla ilişkilerde hiçbir saygınlıkları kalmamış, sadece şantaj politikalarıyla ilişki kurmaya çalışıyorlar. İçeride yargı berbat durumda, basın özgürlüğünün esamesi yok. Türkiye’nin en büyük medya patronu aynı zamanda cumhurbaşkanlığı yapıyor. İfade özgürlüğü yok; barış isteyen akademisyenler okullarından atılıyor, öğrenciler tutuklanıyor. Kürt meselesi çok kanlı bir sarmalın içinde. 1990’lardan daha ağır bir süreç yaşanıyor. Ve ekonominin hali ortada. Bu noktaya getirdikleri ülkeyi nasıl yönetecekler?

 

Editör: Haber Merkezi