Cilveloy nanayda hoy nanayda, bir eşimiz yok daha cihanda! Hıfzı Süha Ölçer Merhaba, ehlen ve sehlen ey canlar ve dahi cânanlar! Son devrin sultanı, Evlâd-ı Fatihan'ın uzun masal kahramanı, ümmetin hamisi, ak fırkanın banisi, adaletin kör kılıcı, dikine göre kalkınmanın kalkanı hünkârımız efendimizi kündeye getirmek içün olmadık oyunlar icad eden imansızlar, yenilen pehlivan güreşe doymaz misali meydanlara salınarak meydan üstüne meydan, gazel üstüne gazel okuyup, mütemadiyen boylarının ölçüsünü almaya can atıyorlar, a cancağızlarım! Ahalinin canla, başla, kanla, duayla, yamalı donla, yırtık pırtık çarıkla yoluna revan olduğu, deveyi havuduyla yutan kodaman kullarının hep arkasında durduğu kocaman cihan padişahını ilk fırsatta devirerek; dedemiz Osman Gazi'nin rüyasını görüverdiği hâkimiyet sevdasına ve dahi iri, diri, bir olma ülküsüne limon sıkma peşindeki atlı atsız, yalansız riyasız, namazsız niyazsız bilcümle küfürbazlar varsın kollarını ta omuz başlarına kadar sıvasınlar. İsterler ise on parmağında onlarca marifet, sulh ile açtıkları ağızlarıyla güvercin tutuversinler.

Cilveloy nanayda hoy nanayda, bir eşimiz yok daha cihanda!

Hıfzı Süha Ölçer

Merhaba, ehlen ve sehlen ey canlar ve dahi cânanlar!

Son devrin sultanı, Evlâd-ı Fatihan'ın uzun masal kahramanı, ümmetin hamisi, ak fırkanın banisi, adaletin kör kılıcı, dikine göre kalkınmanın kalkanı hünkârımız efendimizi kündeye getirmek içün olmadık oyunlar icad eden imansızlar, yenilen pehlivan güreşe doymaz misali meydanlara salınarak meydan üstüne meydan, gazel üstüne gazel okuyup, mütemadiyen boylarının ölçüsünü almaya can atıyorlar, a cancağızlarım!

Ahalinin canla, başla, kanla, duayla, yamalı donla, yırtık pırtık çarıkla yoluna revan olduğu, deveyi havuduyla yutan kodaman kullarının hep arkasında durduğu kocaman cihan padişahını ilk fırsatta devirerek; dedemiz Osman Gazi'nin rüyasını görüverdiği hâkimiyet sevdasına ve dahi iri, diri, bir olma ülküsüne limon sıkma peşindeki atlı atsız, yalansız riyasız, namazsız niyazsız bilcümle küfürbazlar varsın kollarını ta omuz başlarına kadar sıvasınlar.

İsterler ise on parmağında onlarca marifet, sulh ile açtıkları ağızlarıyla güvercin tutuversinler. İstikbal-i hürriyet, âdem-i merkeziyet, adalet, müsavat ve dahi insaniyet namına bir ölüp binlerce kez dirilsin, hançerelerini yırtarcasına kendilerini paralasınlar.

Ne yapsalar boş, göklerden gelen ve kendimize göre uydurduğumuz bir karar vardır; işbu hak yolda nahak yere kelle almak, hile, desise ve dahi tüten en son ocakları söndürmek mubahtır. Vaktaki, sonu çıkmaz sokak da olsa durmak yok bu yolda; kıra döke, öle öldüre, söke söke, eze eze ilerlemek var, ey ihvanlar!

Binâenaleyh, gevşemeyin, üzülüp büzülmeyin, saf saf hizaya geçen saflar arasında zinhar boşluk bırakmayın. Eğer hakikaten bu masala inanıyor ve de kaşınmıyorsanız muhakkak üste çıkıp, paçayı kurtaracak olan sizlersiniz.

Yedisinde ne ise yetmişinde de odur budur değişmeyen ey millet, ey ümmet-i Muhammet! Cemil cümleniz ümitvâr olunuz; şu istikbal inkılâbı içinde en gür sadâ, kimin içün çaldığı belli olmayan çanlara nispet gümbür gümbür çalan mehter davulunun olacaktır.

Mamafih, arkamızda olmasa idi şanlı bir mâzi, aramızdan çıkar mı idi cihana nam salan uzun boylu, ne soylu, ne de güzel huylu bir büyük sultan namzedi?

Unutmayınız ki; daha çok toprak, mal mülk, cariye elde etmek içün eskisinden beter yeni bir çağın kapısını açan fatihler bizim ceddimiz idi. Sular seller gibi akıtılan kanlarla alınan bu toprakları üç beş kuruşa satmayan, parsel parsel parsayı toplamak içün plan üstüne plan kuran biz idik.

Yetmiş iki buçuk milletin her bir ferdine varıncaya kadar zapturapt altına alarak, bir gıdım dahi başlarını kaldırıp, nedir bu başa gelenler, kimdir bu suyun başındakiler diye fena fikirlere kapılmasına; har vurup harman savuranlarla, gün bulup günlerce yiyenler arasında çıngar çıkarmaya çalışan azılı düşmanlara geçit vermeyen de bizler idik.

Biz, her daim kuvvetliden yana, hamakat ve sadakatinden zerre taviz vermeyen kulların iradesiyle tebaa üzerinde aslan kesildikçe, tek bir şahsın başına buyruk fermanı altında memlekete sahiplik ettikçe, hürriyete müptela zürriyeti kuruyasıcalar da hiddetinden küplere bindi. Lâkin, bunların çıkardıkları gürültülere pabuç bırakmadık, geri adım atmadık, birdenbire diklenmedik, ayaklarını denk alsınlar diye dik dik bakındık. Onları pışpışlayan, efendice ayar vermeye kalkanlara da eyvallah etmedik. Koduk mu oturttuk, oturtamadıklarımızın tepelerine bindik, cihanı dar ettik.

Ellerindeki çapayla saraya başkaldırma cüretinde bulunan üç beş çapulcuya memleketi teslim etmemek içün, akla gelen ve de gelmeyen her yolu denedik. Bazılarının hayal bile edemediklerini, biz hakikate dönüştürdük.

Velâkin, rengârenk ve de ahenk içerisindeki yeniyetme asiler, kafalarına göre geziler tertipleyip, gönüllerince halaya durarak akıllarını başlarına devşirmemekte ısrar edivermekteler. Sultan hazretlerine itaati reddederek farz-ı ayını yerine getirmeyen işbu kefereler, şeytandan kaçar gibi kula kulluktan kaçıveriyorlar.

Ezan susmaz, bayrak inmez, vatan bölünmez, bu şarkı burada bitmez, sürü kaderine terk edilmez dedikçe; bunlar da inadına, zinciri kırar, duvarları yıkar, kavuşuruz meydanlarda diyerekten türküler yakmakta.

En iyi ata binen, en âlâ kılıcı kuşanan, dillere destan en kral sarayda oturan, bol keseden artan itibarına halel gelmemesi içün tepeden tırnağa en iyi zırha malik hünkârımıza ve onun bir eli yağda bir eli balda âline, ashabına buğzeden nasipsizler de giderek başa bela kesilmekte, ey ehl-i sünnet vel cemaat!

Eski köye yeni diye yarı orman, yarı çöl kanunlarından mürekkep bazı adetler getirilerek evvelkine bile rahmet okutturulduğu, herkesin birbirine düşman kılındığı, kan ve kin ile yoğrulan fevkalade halden muzdarip memleketimizin muasır medeniyetler seviyesine zinhar erişemeyeceğinden dem vuran, hep bir mani bulan şer odakları çatım çatım çatlasın, homurdansın dursunlar, gayri.

Kim ne derse desin, rüzgâr ne yandan eserse esiversin, bu kan davasında, bu ölüm kalım ve dahi sağ salim sağıp durma meselesinde bir lahza bile yılmadan, korkmadan, arlanmadan, darlanıp dırlanmadan, elinizden geleni ardınıza koymadan mücadeleye devam edin. Göğsünüzü gere gere, ne mutlu Müslüman Sünni Türküm diyene, cilveloy nanayda hoy nanayda, bir eşimiz yok daha cihanda nidalarıyla yeri göğü inletin!