ANKARA - Kobanê Davası’nda birleştirilen dosyalar yönünden verilen tahliye kararına, “Yalandan tahliye” diyerek tepki gösteren Figen Yüksekdağ, “Ben kaç taksitle tahliye olacağım?” diye sordu. 

MA'nın haberine göre; DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları üzerine 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 17’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 19’uncu periyodu duruşmasının 2’nci oturumu Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görüldü. Sincan Kapalı Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler duruşmaya gelirken, farklı cezaevlerinde tutulanlar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. 

Duruşma, Avukat Ruken Gülağacı’nın beyanları ile başladı. Yüksekdağ’ın ana davasında yapılan tahliye kararına değinen Gülağacı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği ihlal kararına değindi. AİHM’in 8 Kasım’da açıkladığı kararın hemen mahkemeye gönderildiğini ama mahkemenin beklediğini, taleplerini dile getirmeden mahkemenin dün akşam bir anda karar verdiğini belirten Gülağacı, mahkeme heyetine, “Akşama doğru ne değişti?” diye sordu. 

‘BİRLEŞEN DOSYADAN TAHLİYE VEREMEZSİNİZ’

4 Kasım darbesini ve Kobanê dosyasının açılma sürecini hatırlatan Gülağacı, mahkemenin AİHM’in kararlarını “uyguluyormuş” gibi yaptığına dikkat çekti. Yüksekdağ’ın 27 Eylül 2019 tarihinde 16’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davasında tahliye olması gerekirken, tahliyesinin önün kesildiğini kaydeden Gülağacı, “Konu aynı, filler aynı ama dosya burayla birleştirildi. Sadece 16’ncı Ağır’dan tahliye veremezsiniz, AİHM de bunu söylüyor. Demirtaş kararı ile aynı çünkü konu ve dosyaların niteliği aynı. Dün verdiğiniz kararı çok uzun zaman önce vermiş olmalıydınız zaten” dedi. 

‘AİHM’İN DİĞER KARARLARINI VERMEK ZORUNDASINIZ’

AİHM’in Yüksekdağ ve diğer milletvekilleri hakkında verdiği ihlal kararını okuyan Gülağacı,  AİHM’in Demirtaş kararı olan benzerliğine işaret etti. AİHM’in, “Siyasi amaç yargı tacizinin aleti olmayın” hükmünü aktaran Gülağacı, “AİHM kararında ikinci tutuklamada aynı sebeplerden dolayı olduğunu söylüyor. İlk kez burada bir AİHM kararına uydunuz o yüzden diğer kararları da uygulamak zorundasınız. Şubat ayında beri Encü kararını uygulayın dedik, dikkate dahi almadınız. Bu kararı neden bir anda verdiniz anlayabiliyoruz yarın Cumhurbaşkanı kalkacak, ‘AİHM kararının uyuyoruz’ diyecek, anlıyoruz bunları. Sabah 23’ncü Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdiğiniz dilekçeyi bir anda akşam karar verdiniz neden böyle bir karar verdiniz onu bile söylemediniz” diye belirtti.

Gülağacı son olarak, AİHM’in diğer kararları dikkate alınarak, Yüksekdağ hakkında tahliye kararı verilmesini talep etti. 

‘KAFANIZDA HUKUK BİTMİŞ’

Mahkeme heyeti Gültan Kışanak’ın ne zaman savunma yapıp yapmayacağına sordu. Öncelikle AİHM kararı ve birleşen dosyalarına dair ciddi tartışmaların yapılması gerektiğini, ardından savunmasını yapacağını kaydeden Kışanak, “Yargılama basamak basamak giden süreçtir, siz bunları tepetaklak ettiniz, savunma yapmadan tanık, müşteki dinlediniz. Beyanları okuyorsunuz belgelere söyleyecek bir şey var mı diyorsunuz. Ben bilgisayar mıyım aklımda tutacağım. Türkiye’nin 81 vilayetinde insan toplayıp müşteki yapıyorsunuz. Sizin kafanızda hukuk bitmiş ama bizde bitiremezsiniz. Usule bile uymuyorsunuz, başından beri söylüyoruz, ben hakikati anlatacağım, siz bir senaryo yazmışsınız” dedi. Mahkeme heyeti Kışanak’ın sözünü keserek, “Bu zamana kadar niye beklediniz?” diye sordu. 

‘SORUŞTURMA 6 YIL BEKLEDİ’

Kışanak, milyonlarca sayfa karşısında savunma için bir fırsat verilmediğini dile getirerek, “Her duruşma periyodunda savunma yapmak isteyen arkadaşlarımız var ama siz her gün farklı bir şey yapıyorsunuz. Siz duruşmayı dörtnala koşa koşa kendiniz açısından tıkıştıra tıkıştıra götürüyorsunuz. Bize savunma hakkı vermiyorsunuz ki sürekli müdahale ediyorsunuz. Ben savunmamı yaptım mı ki sen müşteki beyanları okuyorsun. Bunlara siz karar verdiniz. Bu duruşma düzenini bizim savunma hakkımızı kısaltmak, yığıldınız belgelerin içinden çıkamaz hale getirmek için savunma hakkını engellediniz. Savcılık bir iddia da bulunuyor heyetiniz, ‘bu insanlar ne diyor dinleyeyim ondan sonra tanıklara bakayım’ diye bir duruşunuz oldu mu? İddianameyi kabul ettiğinizden beri bize savunma yapın diye baskı uyguluyorsunuz, madem bu soruşturma 6 yıl beklemiş ne aceleniz var, biz yıllardır içerdeyiz siz değilsiniz, ne aceleniz var. Kötü bir taşeron işi çıkıyor ortaya” şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti, bir kez daha araya girdi. 

MAHKEME: SAVUNMA İÇİN TALİMAT MI GÖNDERİLDİ

Mahkeme heyeti, Kışanak’a “Birileri size bekleyin mi dedi yargılamayı uzatın mı dedi” sözüne karşı avukat Kenan Maçoğlu, “PYD talimat verdi” diyerek, mahkeme heyetine tepki gösterdi. 

Yeniden konuşmasına devam eden Kışanak, “Açın duruşma tutanaklarını okuyun, duruşma periyodu benim savunma hakkımın gaspıdır. Siz burada bizi işkence üzerine mahkum edin, ondan sonra formalite yerine bulsun diye savunmasını yapmak isteyen var mı diye sorun. Bu bize samimi gelmiyor” ifadelerini kullandı. 

MAHKEME BİR KEZ DAHA MÜDAHALE ETTİ 

Kışanak, kendisine bir kez daha müdahale eden mahkeme heyetinin tavrına karşı sözlerine devam ederek, “Hakikat bana samimi geliyor. Saray’dan hazırlanan bir iddianame önümüze koyulmuş, hakikat bu. Yargılanma başlandığından beri yaşadığımız bu. Biz bu davanın gerçek sahiplerini biliyoruz, sizin emirde olduğunuzu biliyoruz. Başından beri çekilin aradan gerçek sahipleri gelsin dedik, tarihte bunu gösterecek, ben özgür iradesine sahip bir insanım. 5 bin küsürlük dosyada ANF’den çıkan haber dışında bir şey yok, insanlık adına, kadınlar adına İŞİD Kobanê’yi ele geçirmesin dedik. Bu kumpasın nasıl tertiplendiğini, Kobanê olayları yaşandığı sürece nasıl bir siyasi atmosfer vardı, çözüm süreci vardı hükümet bunun neresindeydi bunları konuşacağız. Kontr-gerilla gerçekliğin üzerini kapatmak için bizi neden buraya getirip yargılıyorsunuz. Ölmedik daha hayattayız tanıkları ortadayken tarihi tersine çeviremezsiniz, hakikatleri ortaya çıkaracağız. 2016’dan bu yana bir siyasi darbe, zincirleme darbeler devam ediyor. Buradan attığınız her adım, her hamle yeni bir kumpas hamlesi. Biraz olsun sağduyulu olarak düşünseniz, ‘burada bir sanık var hakkında tahliye kararı vermişim neden sakin olmuyor da burada yeni bir tutukluluk süreci oluyor’ diye. Ben dışarı çıkmak istemiyor muyum? Ama biliyorum kumpas kurduğunuzu, bana kurulan kumpasları tek tek savunmamda önünüze koyacağım. Belgelerle torbalarla sıkıştırdığınız milyon sayfa var. Burada üste çıkmaya kalkışmayın, ben hayatım boyunca otoriter tanımadım” dedi. 

HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, mahkeme heyetinin tavrını eleştirerek, dün birleşen dosyalarına verilen tahliye kararına değindi. Yüksekdağ, “Bizim savunma yapmamız için kimseden beklentimiz yok ama sizin birilerine karar yetiştirmek için koştuğunuz doğru. AİHM kararının uygulanmaması Türkiye açısından yeni bir durum değil. Artık yargı sorunu olmaktan çıktı, ülkenin sorunu haline geldi. Bir siyasi inat haline getirildiği için bir AİHM kararlarınızdan söz ediyoruz. Alın size hayırlı olsun, ne kadar hayırlı olacaksa. Bizim karşımıza bir kara komedi örneği çıkardınız. Figen, Gültan ve Sebahat’e yalandan da olsa bir tahliye kararı verildi. Yargılandığı davanın yarısından tahliye oldu yarısından yargılanması devam ediyor. Hukuk sistemine acıdık, o acıma hissi hala kendisini koruyor” sözlerini kullandı. 

‘HAK İHLALLERİNDE BİRİNCİYİZ’

Yüksekdağ, şöyle devam etti: “Tahliye kararını ciddiye almıyoruz buna gülüp geçiyoruz. Ama AİHM kararı karşısında kurduğunuz karar ciddi bir sorun. Artık işin ağırlığı kalmadı. Yargı sisteminde o kadar komik kararlar çıkıyor ki, kafa göz kıra kıra açıktan uygulanmıyor deniliyor. Sizde buna yeni bir yorum getirdiniz, kendi cephenizden geliştirdiğiniz bir hareket. Buna saygı duymamızı beklemeyin, ne demek insanların yargılandığı davaların bir kısmından tahliye edilip bir kısımdan tahliye edilmemesi. Her zaman cebinizde tutuklama kararınız vardı, masanızdakinin başına bir şey gelirse, cebinizdeki kararı çıkarttınız. Çift tutuklama yaptınız ve sizin kötü günleriniz geldi ve tutuklama kararı çıkardınız. Bu ülkenin ruhu olan, ahlakı olan yargı sistemini parça parça ettiler. Bu kararı verdiniz diye AİHM Türk yargı sistemine saygı mı duyacak. Böyle bir iki yüzlülük yargı sistemi olmaz. Hak ihlali davaları AYM’den çıkıyor AİHM’e gönderiliyor. AİHM’e 19 bin başvuru var, Avrupa birincisiyiz, çok şükür birinciliği kimseye kaptırmadık. Avrupa'ya ilmimizle, adaletimizle değil ihlallerimizle öne çıktık. Bu birinciliği kimseye kaptırmamak için de uğraşıyorsunuz.”

‘SENARYOLARINIZLA MUHATAP OLMAK ZORUNDAYIZ’

Mahkeme heyetine, “Ben kaç taksitle tahliye olacağım, birinci taksitim bitti” diye soran Yüksekdağ, “7-8 ay önce zaten bu dosyalardan düşme kararı vermek zorundaydınız. Bunların hukukla, usule, kuralla ve etikle açıklanacak bir tarafı yok. Siz hukuku uygulamadığınız için sizin yaklaşımlarınızla muhatap olmak zorunda kalıyoruz. Senaryolarınızla muhatap olmak zorundayız, gerçeklerle uğraşamadığınız için senaryolara başladınız. Gerçekten kaçmak için duruşma ortamını geriyorsunuz. Bu hapislik süreci, Kobanê Davası olmak üzere siyasi saiklerle hazırlanmış dedi. Türk yargı mekanizmasının bağlı olduğu üst mekanizması bunu dedi” sözlerini kullandı.  

Editör: Haber Merkezi