KÜRTLERİN VE İNSANLIĞIN KANAYAN YARASI HALEPÇE Bundan 30 yıl önce Saddam Hüseyin'in askerleri tarafından kimyasal silah kullanarak Kürt kenti Halepçe'de 16 Mart 1988'de yapılan kimyasal silahlı saldırı sonucunda ortaya çıkan görüntü, hayatımızda gördüğümüz veya göreceğimiz en kötü görüntü. Sokaklar, duvar dipleri kıvrılmış cesetlerle dolu olan bir günü yasadı.

KÜRTLERİN VE İNSANLIĞIN KANAYAN YARASI HALEPÇE

Bundan 30 yıl önce Saddam Hüseyin'in askerleri tarafından kimyasal silah kullanarak Kürt kenti Halepçe'de 16 Mart 1988'de yapılan kimyasal silahlı saldırı sonucunda ortaya çıkan görüntü, hayatımızda gördüğümüz veya göreceğimiz en kötü görüntü. Sokaklar, duvar dipleri kıvrılmış cesetlerle dolu olan bir günü yasadı. Halepçe kanayan yaramız
Daha önce İran-Irak savaşı sırasında askerlere karşı kullanılan kimyasal silah saldırısı sonucunda kullanılmıştı. Ama bu sinsi, zalim gazların savunmasız kadın, erkek ve çocukları ne hale soktuğunu görmek daha kötü.
Irak hava kuvvetlerinin bıraktığı bu gaz bombaları ani etki göstermişti. Bu bombalardan birinin düştüğü bir odada yemek yeniliyordu. kimisi kundakladaki çocoğunu kurtarmaya çalışırken çocuğuyla beraber kapı eşiğinde düşmüş, kimisi bebğini emzirirken, Herkes ölmüştü; ama herşeyin bir-iki saniye içinde gerçekleştiği belliydi. Yaşlı bir adam ekmeğini ısırırken ölmüştü. Bir başkasının ise gülümsemesi sanki bir fıkranın ortasında asılı kalmıştı. Diğerleri ise yavaş ve acılı bir ölüm bulmuştu.Vücudu neredeyse bir çember gibi kıvrılmış, başı ayaklarına değen bir kadın görüntüsü ile Giysileri kan ve kusmukla kaplı, yüzü dayanılmaz bir acıyla bürümüş insanlar, kimisi de dağ yolunda İran'a geçmeye çalışırken dağ eteklerinde ölmüştü. ve daha sonrasında aradan geçen 30 yıla rağmen acısı ve SİNİR VE HARDAL GAZI'nın tesiri hala devam etmektedir.Bombaların kimyasal etkisiyle bağlantılı olabilecek kanser vakalarına bugün bile rastlanıyor.
Peki Neden ölmüştü bu insanlar?
İran-Irak savaşının son haftalarında Halepçe halkı, İran askerlerini sevinçle karşıladıkları için Saddam Hüseyin ve "Kimyasal Ali" lakaplı kuzeni Ali Hasan el Macid onlara bir ders vermek istemişti. Irak hava kuvvetleri Halepçe'de değişik kimyasal silahlar kullandı: VX, Sarin ve Tabun gibi sinir gazları yanında, çok daha korkunç ve ilkel olan, Birinci Dünya Savaşı'ndan kalma ''hardal gazı'' bunlar arasındaydı. Kullanılan bombalardan bazısı bugün Halepçe'de bir müzede sergileniyor. Çoğunun içinde bir pervane bulunuyor, kimyasal maddeleri karıştırmak için.Gazlı saldırıdan önce iki gün üst üste bildik bombalı saldırı yapılmıştı. Kimyasal Ali, gazların etkisini artırmak için evlerin camlarını kırmayı planlamıştı sanki. İran hükümeti, Saddam Hüseyin'in kendi halkına karşı işlediği suçu sergilemek için bir grup gazateciyi Halepçeye götürmek ve propaganda yaparak zaferi kazanacağını düşünüyordu.İranlı yetkililer saldırıdan sağ kurtulanların ölülerini gömmesini engellemişti, çünkü gazatecilerin katliamin olduğu bölgeye gitmesi ve o vahsice katledilen masum insanların görüntülerin görmesi gerekiyordu.
Kimyasal silahların Kimyasalların bileşenleri ve imalat teçhizatı farklı kaynaklardan geldi; Irak hükümeti de kimyasal silah üretme kapasitesine sahipti. ancak esasında bu kimysal silahların bilineceği gibi Halepçe'de bulunan bomba kovanlarının çoğu Rus yapımı. Batılı şirketler bakımından ise 85 Alman, 19 Fransız, 18 İngiliz ve 18 Amerikan şirketine dair veriler var.
Bu rakam kesin olmasa da Halepçe saldırısı sonucunda Beşbini aşkın çocuk kadın ve masum ve mazlum insan katledilmişti. Aradan 30 yıl geçti; ama dehşet sona ermiş değil. Bombalama sırasında insanların sığınak olarak kullandığı bodrumlarda hâlâ hardal gazı kalıntılarına rastlanıyor. Hızla buharlaşan sinir gazının tersine hardal gazı havadan daha ağır olduğu için dibe çökerek küçük baloncuklar oluşturuyor ve bunlar bugün de tehlike arz ediyor.
aradan geçen bunca zamana rağmen bir çok şey değişti Fakat Halepçe'de hiç kimse 16 Mart 1988'de o gün yaşananları asla unutamadı. Bu olay hakkında konuşan insanlar hâlâ gözyaşına boğuluyor.