Bu sabah erkenden 

 

Bu sabah erkenden yedi ilde onlarca kapı dövüldü. Zili çalan ne sütçü ne de gazete dağıtımcısıydı.

Bir kez daha şafak sökmeden kuşatıldı evler. Kapılara dayananlar AKP yönetiminin polisleriydi.

Daha birkaç gün önce şöyle demişti Erdoğan; “Bu Türkiye modelidir. Başka yerde insani değerler üzerine bina edilmiş böylesine samimi bir demokrasi, adil bir kalkınma hedefi, köklü bir hak ve adalet ideali bulamazsınız.”

Dün o samimi demokrasinin bir uygulaması daha yaşandı. Ankara’dan Kars’a, İstanbul’dan Diyarbakır’a uzan yedi ilde aynı anda 82 barış ve demokrasi yanlısı siyasetçi gözaltına alındı.

Nikahıyla ve saray ziyaretiyle ünlenmişsavcının başında bulunduğu operasyonda Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya Önder, Ayla Akat Ata gibi barış ve demokrasi mücadelesinin simgeleri halindeki isimler de gözaltına alındılar.

Dört bir koldan harekete geçilmişti.

Sahi bu kaçıncı? Ayhan Bilgen, Sırrı Süreyya Önder, Ayla Akat Ata ve diğer 82 siyasetçi bugüne değin kaç defa alındılar, kaç defa yargılandılar, kaç defa hapse atıldılar…

HDP’liler ve farklı devrimci, demokratik örgütlerden sol ve sosyalist düşünceye sahip kaç kişi alındı şimdiye kadar, kaç defa yargılandılar, hapse atıldılar, kaç defa hukuksuz sorgular ve yargılanmalara muhatap oldular?

Bu kaçıncısıdır ve bu yolla ne elde edilecektir?

Dünkü operasyon iflas eden tüccarın eski defterleri karıştırıp yeni alacak yaratma kötülüğüdür…

“Kobanê düşmeyecek” diyenlere yönelik yeni bir saray operasyonudur. Zira iktidarın içindeki yaradır Kobanê’nin düşmemiş olması…

Tükenmekte olan AKP-MHP iktidar muhalefetin önemli dinamiklerinden HDP’ye ve Türkiye’nin devrimci demokratik güçlerine yönelik bir operasyonudur.Eski milletvekillerinin de aralarında bulunduğu, 2014 yılı HDP MYK üyeleri, devrimci demokratik örgüt ve partilerin yönetici ve temsilcilerinin de içinde yer aldığı bu 82 kişinin hiçbirinden terörist çıkmaz.

Helikopter ile geceliği 10 bin lira olan otele balayına gidip, Saray’a koşan, Erdoğan’ı ziyaret eden, devletin neredeyse tam kadro düğününde yer aldığı soruşturmanın başındaki Başsavcı Yüksel Kocaman’a biz de söylemiş olalım; gözaltına aldığınız 82 kişiden ne terörist ne darbeci çıkar. Evi basılarak gözaltına aldıklarınız barış ve kardeşlikte ısrar edenlerdir. Demokratik bir Türkiye isteyenlerdir; hak hukuk, adalet diyenlerdir, yağmaya, talana, rüşvete, hırsızlığa, kayırmaya, soyguna, sömürüye karşı duranlardır, bunun için mücadele edenlerdir.

Dün gözaltına alınanlar, IŞİD’e karşı mücadele edenlerdir. Bu operasyon ile IŞİD’e karşı olunmadığı bir kez daha tescillenmiş oluyor. Halk düşmanlarına, kafa kesenlere, yakıp yıkanlara, dünyanın insanlığın düşmanı olan cihatçılara karşı mücadele edip, Kobanê’nin ayakta kalması, yeniden dirilmesinden rahatsız olanlar tükenişlerini HDP’ye ve Türkiye’nin barış ve demokratikleşme yanlısı güçlerine saldırarak ömürlerini uzatmak için bu tür operasyonlardan medet umuyorlar.

Savcının ilk yapması gereken Cübbeli namlı adamın söylediği silahlanmış cihatçıları gözaltına almak olmalıdır. IŞİD’liler salıverilirken, IŞİD’e karşı mücadele edenler gözaltına alınıyor. Cübbeli hocaları yüzlerce silahlanmış ve silahlanmakta olan cihatçı-selefi örgütten söz ederken, iktidar barış diyenleri, selefilere karşı mücadele edenleri hedefe koyuyor, kin güdüyor, kan davası sürdürüyor.

2014’de “IŞİD durdurulsun” diye çaba gösterenler yıllar sonra bir kez daha gözaltına alınıyor, hapisle tehdit ediliyor. Bir kez daha hedef haline getiriliyor.

Sistemli biçimde hedef halinde olan HDP ve Türkiye’nin devrimci demokratik güçleri bir kez daha hedef haline getirilmesi elbette aynı zamanda özel bir hesaptır da. “Kobanê düştü düşecek” diyen Erdoğan’a karşın, halka duyarlılık çağrısı yapan HDP yöneticilerinin, siyasetçilerin, duyarlı insanların hedef alınması yeni devrimci-demokratik bir mihrakın engellenmesi çabasıdır aynı zamanda.

Belli ki dünkü MGK toplantısının gündemi HDP’ye, devrimci ve demokratik kesimlere karşı bitmeyen harekatlardan birini daha başlatmaktı. İktidar tükendikçe, çıkmaza girdikçe, ekonomiden, dış politikaya, pandemiye karşı mücadeleden, tarıma kadar tam bir çıkmaz ve tükeniş içine girdikçe hırçınlaşıyor. İçeride ve dışarıda düşman yaratma hesabından vazgeçmiyor.

Yunanistan, Fransa, AB düşmanlığı bir yere kadar… Libya’da iflas, Suriye’de iflas, Kürt sorununun demokratik çözümünde iflas politikaları her geçen gün daha fazla görünür olurken, iktidar çareyi HDP’ye, Kürt halkına, demokratik güçlere saldırıda buldu.

Ancak nafile! Bu iktidar da çökecek. Bitecek tükenecek. Hiçbir çaba bunu engelleyemeyecek.

Ancak CHP’nin bu operasyon ve benzeri saldırılar kaşsında güçlü bir ses vermesi gerekir. Demokratik bir mücadele hattı için devrimci demokratik güçlerle birlikte açıkça tutum alması gerekiyor.

Zira tükeniş sürerken yeni bir alternatif kendiliğinden oluşmaz. Bu mücadele ile olur.

Yeni demokratik, hak ve hukuk kapsamlı, barışçı, emek eksenli bir program ve mücadele hattı daha da aciliyet kazanmıştır.

HDP'ye "Kobanê" operasyonu düzenlendi, 20 kişi gözaltına alındı