banner9

banner8

Empati ile yola çıkmak...

“Kendini arama, kendini gerçekleştirme ihtiyacı duymayan erkek, kadının zayıflıkları ile kendini tanımlamaya başlar ki bu da özgürlüğü arayan erkekler için büyük bir risktir. Bu birlikte yaşamaya değil tahakküm kurmaya merak salan insanın binyıllara varan bir tehlikeye, kendine ve birbirine yabancılaşmaya davetiye çıkaran anlayışıdır.”

Jineolojî 23.04.2021, 18:00
73
Empati ile yola çıkmak...

“Kendini arama, kendini gerçekleştirme ihtiyacı duymayan erkek, kadının zayıflıkları ile kendini tanımlamaya başlar ki bu da özgürlüğü arayan erkekler için büyük bir risktir. Bu birlikte yaşamaya değil tahakküm kurmaya merak salan insanın binyıllara varan bir tehlikeye, kendine ve birbirine yabancılaşmaya davetiye çıkaran anlayışıdır.”

JINNEWS-Nagihan Akarsel

Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabında Clarissa P. Estes, “Eğer kadınlar, erkeklerin kendilerini tanımalarını, ama gerçekten tanımalarını istiyorlarsa, onlara derin bilgeliklerinin bir bölümünü öğretmeleri gerekir. Bazı kadınlar yorulduklarını, bu konuda zaten çok fazla şey yaptıklarını söylerler. Naçizane fikrim şudur: demek ki öğrenmeye aldırmayan bir erkeğe ders vermeye çabalıyorlar. Çoğu erkek bilmek ister, öğrenmek ister. Erkekler bu istekliği gösterdiklerinde bir şeyleri ortaya dökme zamanı gelmiştir” demektedir. 

Esasta bu belirlemede katıldığımız nokta kadının kendini tanıması ile ulaşacağı derin bilgeliğin erkeğin kendine yol alması için gerekli olduğudur. Kadınların doğayla, yaşamla, toplumla kurduğu ya da kuracağı bağ, erkek için de gerekli bir çıkış olmaktadır. Bu noktada kadınların erkek egemen sistemi yargılamak, ona karşı mücadele etmek kadar bu sistemi ve erkeği değiştirip dönüştürme gücünü göstermesi ve erkeği anlamak için yöntemler geliştirmesi önemlidir. Zira iktidar ve güç tanımlarının ötesinde erkeği tanımaya ve erkeğin doğasını anlamaya çalışan erkekler de var. Kadın ile doğru bir arkadaşlığın kodlarını arayan ve nasıl yaşamalı sorusunun cevabını arayan erkekler de var. Ancak bu erkeklerin arayışı, var olan egemen kültürü değiştirmek için yeterli değildir. Bu arayışın özgürlüğe akması, bir zihniyete ve örgütlü sisteme kavuşması gerekmektedir. Bunun için erkeğin, kadının misyonunu kabul etmesi olmazsa olmazdır. Çünkü kadının rolü belirleyicidir.

Kadın ile erkeğin doğru arkadaşlığı

Kadın da egemen kültüre karşı yeniyi kendi örgütlü gücüyle yaratma sorumluluğu ile karşı karşıyadır. Bunu kabul eden erkeğin bu gerçeği erkeğe anlatması, onu ikna etmesi, bu konuda erkek egemen kodlarıyla bağlantılı gelecek bütün suçlamalara karşı donanımlı olması gerekir. Çünkü güç ile kendini tanımlayan, kadını zayıf cins olarak bilen bir hafızanın ürünü olan erkeğin, kadının misyonunu tanıması, erkek ortamlarından dışlanmasına, alay konusu olmasına, dedikodu malzemesi yapılmasına kadar varmaktadır. Özellikle devrim ortamlarında erkek her ne kadar kadının öncülüğünü kabul ettiğini söylese de kafasında idealize ettiği bir kadın vardır. Bu kadın hata yapmayan, sitem etmeyen mükemmel bir kadındır. Ve bir imgeye dönüşmüştür. Bu imgenin gerçeğe yakın her bir haykırışı o kadından daha fazla uzaklaşmasına ve ona karşı saygısını kaybetmeye başlamasına neden olacaktır. Kadın ile doğru bir arkadaşlığı nasıl oluşturabileceğine kafa yormak, kadını tanımak yerine idealize ettiği imgeden beklentisi olan, bu beklentisine cevap alamadığında uzaklaşan hatta tepkiselleşen, hiçleştiren bir yaklaşım ortaya çıkmaktadır.

Erkeğin değişimi devrime hizmet eder

Kendini tanıyan, anlamlı bir yaşam arayışı olan bir erkek yerine ya imgeleştiren, ya fazla muhatap olmamaya çalışan ya da bastıran erkek yaklaşımları sıkça çıkmaktadır. “Kadın devriminin erkeği özgürleştirme ile bağlantılı olduğunu”, erkeğin değişiminin bu devrime hizmet edeceğini ve yeni bir kültür yaratacağının farkında olmayan yaklaşımlar ise geriye düşmenin temel nedenlerinden biri olmaktadır. Pozitivist zihniyet yapılanmasının, “ya hep ya hiç”, “ak ya da kara” mantığının bir sonucu olan bu yaklaşıma karşı jineolojî ile bütünlüklü, birbiriyle bağlantılı ve gerçeklere göre bir yaklaşım sergilemek önemlidir. Örgütlü kadın, erkek egemen kültürün değişmesinin temel momentidir. Hem kadın hem erkek açısından bunun farkındalığı özgür yaşamın neden kadın eksenli bir yaşam ile özdeş olduğunu anlamak için gereklidir. Tek tek kadınlar ya da tek tek erkeklerden bahsetmiyoruz. Örgütlü kadın erkeğin değişim ve dönüşümünden sorumludur. Erkek de böylesi bir kadın gücünün öncülüğünde kendi doğası ve özgürlük ile buluşacaktır. Bunun kabulü dahi yıllara varan bir emeğe kayıtlıdır. Örneğin, Kürdistan Kadın Özgürlük Hareketi içinde cins bilinci, cins sevgisi, cins mücadelesi kavramları etrafında yıllara varan bir mücadele yürütülmüştür. Kadının hemcinsi ile buluşması, tüm ataerkil önyargılardan kendini sıyırarak hemcinsini sevmesi ve onunla özgür bir yaşamın kurulabileceğine inanması temel ilkelerden biridir. Erkek egemen kültürde her kadını kendisi için rakip gören, sevmeyen, çekiştiren, didiştiren kadının hemcinsi ile buluşması kadın özgürlüğünün olmazsa olmaz adımlarındandır. İki kadını bir arada gördüğü an onu fesatlıkla, dedikodu ile suçlayan ve teşhir eden ya da cezalandıran egemen kodlara karşı kadının birlikte iradeleşmesi öyle kolay olmamıştır, olmamaktadır. Kadının fiziksel, ruhsal ve düşünsel kopuşu anlamlandırması ve kabullenmesi de zor olmuştur. 

Birlikte yaşamanın ölçüsü cins sevgisi

Her kadın ortamı aynı zamanda birbirini sevme, sayma ve emek verme ile bu ilk adımın atıldığı mekanlar olmaktadır. Çünkü kadının kadınla birlikte yaşaması tamamen cins bilinci ve emeği ile bağlantılıdır. Hangi ortamda hangi bileşen olursa olsun kadınların birlikte birbirine emek vererek yaşamı oluşturması kadın özgürlüğü mücadelesinin canlılığının bir ifadesidir. Bir araya gelmenin ve birlikte yaşamanın ölçüsü cins sevgisi, cins bilinci ve cins mücadelesi olmaktadır. Böylesi bir bilinç ile bir araya gelen ve örgütlü iradelerini oluşturan kadınlar cins mücadelesi ile de hem geri kadın özellikleriyle hem de geri erkek özellikleriyle mücadele etmişlerdir, etmektedirler. İrade olmanın örgütlü olmak anlamına büründüğü bu mücadelede kadınlar özgürlüğün yolunun birlikte olmaktan geçtiğinin farkına varmışlardır.

Erkekler içinde cins bilinci elzemdir

Erkekler için de cins bilinci ve sevgisinin gelişmesi elzemdir. Bir araya gelen erkeklerin ya da erkeğin örgütlü iradesinin tahakküm ürettiği genel kabulünü ters yüz etmek erkeğin pragmatist yaklaşımlardan kendini sıyırıp cins sevgisini oluşturması ile bağlantılıdır. Bu konuda çarpıcı bir örnek sıkça anlatılır. Kadın ve erkek mekanlarının ayrıştırıldığı, kopuş teorisinin fiziksel anlamda yürütülmeye başlandığı dönemlerde kadın ve erkek gücünü ziyarete giden bir arkadaş karşılaştığı manzarayı şöyle anlatmaktadır. “Hele bir bakalım, tarihi bir adım daha atıldı. Bunun sonuçları, yansımaları nedir diye arkadaşları ziyaret ettim. Kadınlar kendi mekanlarında son derece kolektif, estetik, moral ile yüklü, kahkahalar ile şenlenmiş bir ortam yaratırken erkeklerin her biri bir ağacın kovuğunda yalnız ve mutsuz bir şekilde oturuyordu” diyerek durumun fotoğrafını sunmaktadır. Erkeğin kendisi için bu adımı bir şansa dönüştürüp hemcinsi şahsında kendini tanımaya ve değiştirmeye yol alması gerekirken tam tersi olmuştur. Erkekler yıllarca bunu kabul etmemiş, değişim dönüşüme ve kadının örgütlü iradesiyle oluşan değerleri kabullenmeye ve sahiplenmeye karşı direnmiştir. Bu direniş dünyayı sarsan en büyük adımların daha geç atılmasına neden olmuştur, olmaktadır.

Cinslerin kendilerine ve birbirlerine yabancılaşması

Zira kadınların yaşamlarından çıkması ile hemcinsiyle baş başa kalan erkeklerin birbiriyle paylaşacak bir şey bulamamaları, yaşadıkları derin yalnızlık ve mutsuzluk hala analiz edilmeyi beklemektedir. Bu analiz kadınlar tarafından ne kadar yapılsa da erkekler tarafından samimi itiraflar olmadığı müddetçe karşılığını bulması zordur. Cinslerin kendine ve sonra birbirlerine yabancılaşmasının kaynağını çözümlemek bu sorunun doğru yanıtını verecektir. Bir erkek arkadaş, “Ben bir erkek arkadaşa baktığımda derin bir boşluğa bakıyormuşum gibi hissediyorum.” derken bu gerçeği ifşa etmektedir. Yine “Nasılsın?” sorularının havada kaldığını, selamsız, sabahsız saatlerce yan yana durduklarını, yaptıkları işler hakkında konuştukları halde kendilerinden hiçbir şekilde bahsetmediklerini belirtmiştir. “Yıllarca aynı çatı altında yaşadıkları halde birbirlerine sevdiklerinin ismini söylemeyen erkekler tanırım mesela.” diyerek durumun vahametini belirtmiştir… Bir duygu ortaklığı, duygu paylaşımı olarak da tanımlayabileceğimiz empatiyi bilmeyen erkeğin hem erkek ile hem kadın ile kuracağı ilişkinin sağlıklı olacağını belirtmek hayalcilik olur. Bu ilişkide en ufak bir sitem dahi kırılmaya neden olur. Bu anlamda erkeğin değişim dönüşümünde kadının belirleyici bir rolu olmakla beraber bu karşılıklı bir emek ile ancak sonuç alabilir.

Kadının rolü erkeğin fark etmesini sağlamaktır

Başlangıç itibariyle kadının rolü erkeğin fark etmesini sağlamaktır. Evet, başlangıç için fark etmek önemlidir. Nitekim erkek var olan yabancılaşmanın yapıcısı ve ürünü konumundadır. Hem belirleyen hem etkilenen olması durumu daha da zorlaştırmaktadır. Egemen yapılanmanın belirleyicisi olması mevcut haliyle kadın ve toplum özgürlüğü önünde engel olmasının da nedenidir. Hem erkeğin bu engel konumundan çıkması hem de egemenlik üreten bu kültürden kendini kurtarması her şeyden önce kendini sorgulaması ile bağlantılıdır. Başlamak için farkında olmak; değiştirmek, dönüştürmek için de kendini sorgulamak önemlidir. Kendini sorgulamak derken sadece bireyin yaşamının sınırlarından bahsetmiyoruz. Bir bütün olarak şekillenen egemen kültürü şahsında ele almak ve sorgulamak başlangıç için önemli bir adımdır. Nietzsche, Ahlakın Soy kütüğü Üzerine çalışmasında “Kendimizi bilmiyoruz, biz bilgi sahibi kişiler, bunun da pekala bir nedeni var. Hiç aramadık ki kendimizi” diyerek başlar. Bu belirleme erkeğin kendi gerçeğine yeterince kafa yormaması için de değerlendirilebilir. 

Kendini arama, kendini gerçekleştirme ihtiyacı duymayan erkek, kadının zayıflıkları ile kendini tanımlamaya başlar ki bu da özgürlüğü arayan erkekler için büyük bir risktir. Bu birlikte yaşamaya değil tahakküm kurmaya merak salan insanın binyıllara varan bir tehlikeye, kendine ve birbirine yabancılaşmaya davetiye çıkaran anlayışıdır.

Yorumlar (0)
banner44
Günün Anketi Tümü
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 27 57
2. Eyüpspor 26 53
3. Sakaryaspor 27 49
4. Pendikspor 26 47
5. Keçiörengücü 27 47
6. Rizespor 25 46
7. Manisa FK 26 42
8. Bodrumspor 26 41
9. Boluspor 26 41
10. Bandırmaspor 26 40
11. Göztepe 26 38
12. Tuzlaspor 27 28
13. Altay 27 25
14. Adanaspor 27 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 26 20
17. Gençlerbirliği 26 18
18. Denizlispor 27 17
19. Yeni Malatyaspor 27 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
Günün Karikatürü Tümü