DİYARBAKIR - Kadın yoksulluğunun birçok nedeni olduğunu,  erkek egemen sistemin, bu durumu farklı yöntemlerle derinleştirmeye çalıştığını söyleyen DİSK Diyarbakır 1 Nolu Şube Sekreteri Zeynep Demir Akçer, “Kadını istihdam alanında var etmek adına ciddi mücadeleler veriyoruz” dedi. 

JINNEWS'ten Derya Ren'in haberine göre; Tüm toplumda etkisini gösteren yoksulluğun derinleşmesiyle beraber farklı krizlerin ortaya çıkışına da zemin hazırlanmakta. Öte yandan toplumda kadınlar ve erkekler yoksulluğu farklı biçimlerde yaşıyor. Çünkü çalışma alanlarında var olan cinsiyet eşitsizliği, kadın istihdam alanlarının azlığı ve erkek egemen sistemin var olması buna örnek gösterilebilir. Öte yandan kadınlar toplumda yoksulluğu farklı biçimlerde yaşarken, erkek egemen sistemin dayattığı rollerin yanı sıra, iş yaşamında maruz kaldığı mobbing şiddet, bakmakla yükümlü olduğu çocukların olması, ucuz işgücü olarak görülmesi kadın yoksulluğunu derinleştiren etmenler arasında örnek verilebilir.

Kadın yoksulluğu her geçen gün daha da derinleşirken, kadın örgütleri başta olmak üzere Sivil Toplum Örgütleri (STÖ), bazı siyasi partiler buna ilişkin önlemler almaya çalışıyor. Buna Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) yerel yönetimlerde kadın ve erkek sayısını eşitleme çalışmaları, fabrikalar ve muhalif STÖ’lerle imzalanan sözleşmelerde kadın-erkek eşitliğinin sağlanmaya çalışılması ve benzeri örnekler verilebilir. 

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Merkezi’nin (DİSK-AR) Nisan ayı “İşsizlik ve İstihdamın Görünümü Raporu”na göre geniş tanımlı işsiz sayısı 8 milyon iken bu oran yüzde 21,8 olarak kaydedildi. Kadın işsizlik oranı ise yüzde 18, 8 olarak belirtilirken, kadın işsizliğinin tüm işsizlik oranlarına göre yüksek olduğuna dikkat çekildi.

DİSK Diyarbakır 1 Nolu Şube Sekreteri Zeynep Demir Akçer, kadın yoksulluğu, kadının istihdam alanındaki yeri ve kadınların çalışma yaşamında maruz kaldığı sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

‘Kadına biçilen roller yoksulluğu artırıyor’

Yoksulluğun salt bir kadın sorunu olmadığını ifade eden Zeynep, ancak toplumlarda kadınların yoksulluğu en derinden ve farklı yönleriyle yaşadığını söyledi. Kadın yoksulluğunda en başat rolün ev içerisinde yaşanan eşitsizlik olduğunu belirten Zeynep, “Kadınları erkeklerin gelirine bağımlı kılma ve kadının kendini toplum içerisinde var etmesi önünde oluşturulan engellerin kadın yoksulluğunu derinleştirdiğini biliyoruz. Öte yandan kadın yoksulluğunu etkileyen bir diğer faktör ise kadınlara toplum tarafından biçilen roller oluyor. Çocuk bakımı, ev işlerinin tamamen kadınların görevleri olarak görülmesi tüm bunları bir arada düşündüğümüz zaman kadını üretimden kopartan ve kadının tek görevi hane içi bakım hizmeti olarak gösteriliyor. Bizim kadınlar olarak şikayetçi olduğumuz şey evde görülmeyen hizmetlerin maddi karşılığının olmamasıdır” dedi.

‘Kadınlara ucuz işgücü olarak bakılıyor’

Kadının evde yaptığı her işin  ev dışında maddi bir karşılığının olduğunu kaydeden Zeynep, “Kadın evde aşçıdır, temizlikçidir, bulaşıkçıdır, çocuk bakıcısıdır. Ancak bunu toplumsal düzeyde değerlendirdiğimiz zaman erkekler bu rolleri para karşılığı ile yapmaktadır. Lokantalarda, otellerde bütün aşçılar, temizlikçiler de erkektir. Toplumsal alanda ve üretim alanında yapılan işlerin sadece kadınların rolü olmadığının en büyük göstergesidir. Fakat iş gelir karşılığına geldiği zaman görülmeyen emek ne yazık ki kadına layık görülüyor. Bu durumda kadının maddi gelir kaybına ve kadın yoksulluğuna neden oluyor. Kadın yoksulluğu, çocuk işçiliğini de artırıyor. Nasıl ki kadınların emeği görülmüyorsa çocukların da emeği görülmüyor. Sermaye sahipleri kadınlar söz konusu olduğunda ucuz emek gücü olarak görüyor. Yapılan araştırmalara göre erkeklere oranla kadınlar daha az istihdam ediliyor hem de daha az ücretle çalıştırılıyor” diye aktardı.

‘Ciddi mücadeleler veriyoruz’

Sendika olarak kadınların emeğini daha görünür kılmaya çalıştıklarını dile getiren Zeynep, “İstihdam alanında kadın erkek eşitliğini sağlamak adına çeşitli maddeler koyuyoruz. İşçi alım komisyonlarında var olmaya çalışıyoruz. Personel alımında kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasını önceliyoruz. Bu konuda ısrarcıyız. Çünkü toplumumuzda gençler büyük donanımlara sahip ve istihdam noktasında da önlerinde hiçbir engel yok. Kadınların en çok istihdam olduğu yerlerden biri de tekstil alanlarıdır. Tekstil alanlarını değerlendirdiğimiz zaman kadın sayısının çok fazla olduğunu ancak resmi rakamlara yansımadığını görüyoruz. Bunun için ciddi mücadeleler de veriyoruz. Türkiye zorlu bir dönemden geçiyor. Son 20 yıldır AKP iktidarı ülkeyi büyük bir ekonomik krize sürükledi” diye belirtti.

‘Ülkenin yüzde 90’ı yoksul’

Diyarbakır özelinde kadın yoksulluğuna dair ellerinde verilerin olmadığını söyleyen Zeynep, “Her 100 kadından 16.7 kayıtlı ve tam zamanlı istihdamda, genç kadınlarda işsizlik yüzde 54, genel oranda ise kadınlarda işsizlik oranı yüzde 31.6. Bu oranlara baktığımızda ülkede açlık sınırının 4 bin 330 TL olduğunu görüyoruz. Yoksulluk sınırı ise 14 bin 978 TL. Yani ülkenin yüzde 90’ı zaten yoksul. Çok az bir kısım yoksulluk sınırının üstünde bir yaşam sürüyor. Kadın yoksulluğunu tespit etmek amacıyla ilk baktığımız yerler sosyal yardım yerleri oluyor. Bir yerde eğer sosyal yardımlar fazla ise orada kadın yoksulluğunun çok fazla olduğunu biliyoruz. Çünkü sosyal yardımlar ile kişiyi kendine bağımlı kılıyor. Ülkemizde var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliği bu uçurumu her geçen gün daha da tetikliyor” dedi.

‘Yerel sözleşmelerle güçlenmek hedeflerimiz arasında’

“Kadının doğurganlığı bir avantaj olarak kabul edilmesi gerekirken, kapital düzende dezavantaj olarak görülüyor” diyen Zeynep, “Kadınlar olarak görülmeyen ev içi emeğimizi haykırmaya devam edeceğiz. Bizleri koruyacak istihdam alanında var edecek uluslararası ve yerel sözleşmelerle güçlenmek en temel hedeflerimiz arasında” diye ekledi. 

1 Mayıs’ta İstasyon Meydanı’na bekliyoruz

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü alanlarda olacaklarını belirten Zeynep son olarak şu çağrıda bulundu: “Ekonomik kriz artık evimizin içinde, unumuzda, yemeğimizde. Öte yandan ekonomik kriz sadece yetişkinlerin değil, her kesimin hatta çocukların bile gündeminde yerini alıyor. 1 Mayıs’ta kadınlar başta olmak üzere tüm halkı İstasyon Meydanı’na bekliyoruz.”  

Editör: Haber Merkezi