ANKARA - Süleymaniye’de katledilen Jineoloji dergisi editörü akademisyen Nagihan Akarsel ile Ulucanlar Cezaevi’nde tanışan siyasetçi Hatip Dicle, “İradeli ve yetkin bir yoldaştı” dedi.

Federe Kürdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde 4 Ekim’de uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Jineoloji Araştırma Merkezi üyesi ve Jineoloji dergisi editörü akademisyen Nagihan Akarsel, çalışmalarıyla kadın mücadelesine büyük bir miras bıraktı.  katledildi. Kürdistan Kadın Kütüphanesi projesini yürüten Akarsel, çalışmalarda bulunduğu her yerde iz bıraktı. Akarsal, akademi, kadın ve basın çalışmaları dışında kaldığı cezaevinde de önemli çalışmalara imza attı. Şimdi tüm dünyada kadınların dilinde olan “Jin Jiyan Azadî” sloganı Akarsel için atılırken, Ulucanlar Cezaevi’nde kendisiyle tanışan Kürt siyasetçi Hatip Dicle, tanıklığını Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.

'İRADELİ VE YETKİN BİR YOLDAŞ'

Kürt siyasetine yönelik 1994’te gerçekleştirilen darbenin ardında girdiği Ulucanlar Cezaevi’nde bir dönem Akarsel’le tanıştıklarını ifade eden Dicle, “Cezaevinde milletvekillerini ayırmışlardı. Leyla Zana ile bizim koğuşlarımız yan yanaydı. Leyla arkadaşın yanına kimi zaman başka kadın arkadaşları da alıyorlardı. Nagihan arkadaş da o dönem tutuklananlar arasındaydı ve o koğuşa yerleştirilmişti. Çok fazla birbirimizle iletişim kurma şansımız olmasa da gündüz zaman zaman sohbet ve birlikte eğitim çalışmalarına katılma fırsatı bulabiliyorduk” dedi.

“İradeli ve yetkin bir yoldaş” diyerek, Akarsel’i tanımlayan Dicle, “Alçakça bir suikast ile hedef alınması büyük bir acı ve öfkeye neden oldu” dedi. Akarsel’in cinayetinin Türkiye devleti ile bağlantılı olduğuna söyledi. 

‘MİT TARAFINDAN ORGANİZE EDİLİYOR’

Akarsel’le birlikte Süleymaniye’de 5 suikast gerçekleştirildiğini hatırlatan Dicle, “Mit tarafından organize ediliyor. Katiller büyük ihtimalle parayla aldatılıyor, köle haline getiriliyor ve bunlara tetikçilik yaptırıyorlar. Bu zihniyeti lanetliyorum” diye belirtti. Türkiye’de de özellikle 1990’lı yıllarda faili meçhul cinayetlerin işlendiğini hatırlatan Dicle, geçmişte olduğu gibi bu cinayetlerde de genellikle itirafçı ve korucuların kullanıldığını anımsattı.

‘YNK MAM CELAL’İN DURUŞUNU GÖSTERMELİ’

Türkiye’nin YNK’den de rahatsız olduğunu belirten Dicle, Türkiye’nin, KDP gibi YNK’nin de kendi talimatlarına uygun hareket etmesini istediğini ifade etti. Dicle, “Onlardan çok kolay iş birliği yapan, gerekirse gerillaya kurşun sıkabilen kesimler yaratmak istiyor. Bu duruma dair YNK tarafından karşılık alamayınca bu şekilde baskılamak istiyorlar ama YNK bu konuda daha dik durmalı. Mam Celal’in duruşunu göstermeli” diye konuştu.

‘AÇIK TAVIR ALMALILAR’

YNK’nin denetimindeki bölgede sadece Kuzey Kürdistan’dan gelen kişilerin değil, özgürlük hareketine yakın Güney Kürdistanlı insanların da suikaste uğradığına dikkati çeken Dicle, “Örneğin mamoste Suheyl Xurşid (Şemal) gibi birçok insan katledildi. Bu nedenle YNK açık bir tavır içine girmezse bu katliamların devam edeceği görülüyor. Oradaki halkımız bunun farkında ve ‘siz bizi koruyamıyorsanız, biz kendimizi koruruz’ şeklinde öz savunmalarını gerçekleştirmek adına da YNK’ye son bir ihtar yaptılar. Nasıl ki KDP’nin bölgesine girilemiyorsa YNK’nin de bölgesine girilememesi gerekir. Türk devletine karşı çok açık bir tavır almalılar. Bu soruşturmadan çıkan sonuçları da kamuoyuyla paylaşmalıdır” ifadelerini kullandı.

MA / Fırat Can Arslan

Editör: Haber Merkezi