İSTANBUL - Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan kadınlar, ittifakın kadınların özne olduğu zemin yarattığını belirterek, en geniş kadın birlikteliğini yaratmayı hedeflediklerini söyledi. 

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) çağrısıyla bir araya gelen Türkiye İşçi Partisi (TİP), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi (EHP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Emek ve Özgürlük İttifakı’nı kurdu. Emek ve Özgürlük İttifakı’nda yer alan kadınlar, Türkiye'deki mevcut sorunlara ilişkin “Üçüncü Yol” paradigmasını esas alarak, bir yandan Kürt sorununda demokratik çözümü, diğer yandan emeğin özgürlüğünü ve toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan bir politikayı örgütlemeyi hedeflediklerini söyledi.

KADIN MÜCADELE TARİHİ 

“Emek” ve “özgürlük” kavramlarının kadın mücadele tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu vurgulayan Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Yönetim Kurulu üyesi Sevilay Derman, kadın mücadelesinin bu kavramlar etrafında şekillendiğini belirtti. Toplumun bütün kesimlerine yayılmış derin bir kriz halinin yaşandığına dikkat çeken Derman, “Bu krizin karşılığı ve yaptırımı çok daha ağır oldu. Kadınlar ve LGBT+’lar açısından şu an içerisinde bulunduğumuz kriz halini sadece emeğimizin sömürülmesi üzerinden anlatmak çok eksik kalır. Bizler bu sistemin içerisinde emeğimize, kimliğimize, bedenimize yönelik saldırılarla sömürülüyoruz. O nedenle bunu sadece emeğimizin sömürülmesi olarak anlatmak istemiyoruz. Kadının toplumdaki yeri ve duruşu emeğimiz, ev içerisinde bize biçilen roller, çalıştığımız yerlerde ucuz işgücü olarak görülmeyerek sömürülüyoruz” diye belirtti.

İKTİDARIN SON ÇIRPINIŞLARI

Çürüyen ve kendini yenileyemeyen mevcut iktidarın, toplumun kültürü, maddi yaşamı üzerinden bir hegemonya kurarak kendini buradan var etmeye çalıştığını ifade eden Derman, kadınlar başta olmak üzere muhalif kesimlere yönelik ciddi saldırılar olduğunu söyledi. “Son dönemde yaşanan saldırılar iktidarın son çırpınışlarıdır” diyen Derman, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kürt sorunundan kaynaklanan çözümsüzlük politikaları, toplumun her alanına yansımış durumda. Bunu her yerde görülüyor. Yasaklanan konserler, tutuklanan sanatçılar, yasaklanan festivaller, müziğin belirli bir saatten sonra çalınmaması, yaşam tarzımıza yönelik müdahalelerdir. Aynı zamanda kadın katillerine verilen ‘iyi hal indirimleri’, kadınlara karşı nasıl bir politika izlediklerinin açık bir göstergesidir. Attığımız kahkaha, giydiğimiz kıyafet, saat kaçta nerede olduğumuz bu faşist politikaların erk iktidarının önüne paravan olarak kullanılamaz.”

KADININ ÖZNE OLDUĞU OLUŞUM

Kadınlar olarak topyekûn saldırılara karşı nasıl bir mücadele yürüteceklerine ilişkin tartışmaların devam ettiğini dile getiren Derman, “Bu sorular etrafında şekillendiğimizde tam da Emek ve Özgürlük İttifakı, toplumda yaşanan sorunların yanı sıra kadınların kendi yaşamlarına, bedenlerine yönelik baskılara karşı duruşun, itirazın, direnişin merkezinin örgütlenmesidir. Patriyarkal kapitalist yaşamın her alanında kendini var eden, kadın emeği, bedeni üzerinde baskı kurmasına karşı bir duruşun ittifakıdır. Biz kadınlar, Emek ve Özgürlük İttifakı’nı kadının kendi iradesiyle özne olduğu, tam merkezinde olduğu bir zemin olarak görüyoruz. Bu anlamıyla bize alternatifler sunulmasının tam karşısındayız. Biz alternatifleri kendimiz yaratırız” şeklinde konuştu.

KADINLAR AÇISINDAN ÖNEMİ 

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın kadınlar açısından önemine vurgu yapan Derman, “Çünkü bu eşitsizliğe, toplumsal cinsiyet rollerine, ahlak ve değer yargılarına, cinsel özgürlüklerin kısıtlanmasına karşı durdukları ve politika ürettikleri bir alan. Bu ittifak içerisinde bütün kadınların dahil olduğu ve bunun programını, çözüm yolunu, yol haritasını, nasıl mücadele hattı üreteceğimizi hep birlikte yapmak istiyoruz. O nedenle biz hazır programlarla değil, tam içerisinde olduğumuz, kendi mücadele perspektifimizi kendimizin çizdiği bir zemini istiyoruz” diye belirtti.

Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçim endeksli olmadığının altını çizen Derman, bu ittifakın aynı zamanda faşizme, patriyarkal kapitalizme karşı bir mücadele aracı olduğunun altını çizdi.  

KADINLAR İTTİFAKIN ANA BİLEŞENİ

Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Merkez Koordinasyon üyesi Cemile Baklacı, kadınların bu ittifakın ana bileşeni olduğunu söyledi. Türkiye siyasetini belirlerken kadınların kendini tarif edebileceği ve kadınların sözünün doğrudan etkisinin olacağı bir ittifaka ihtiyaç olduğunu kaydeden Baklacı, “Türkiye'de AKP-MHP iktidarının karşısında oluşturulan ‘6'lı ittifak’ dediğimiz Millet ittifakı’nın kadınlar açısından herhangi bir sorunu çözebilecek bir kapasitesinin olmadığını, tam tersine oluşan çoğu sorunun da yakın bir gelecekte de muhataplarının içerisinde olduğu bir ittifak bu. Şu an verdikleri vaatlerden, söylenen sözlerden biz herhangi bir çözüm olmayacağını görüyor ve hissediyoruz. Ama 3'üncü bir ittifakın oluşmasıyla birlikte bize dayatılan ‘kötünün iyisini’ seçmek zorunluluğumuzun olmadığını, tam tersine kadınların sözünü doğrudan söyleyebileceği ve uzun zamandır yürüttüğü mücadelenin de somut olarak karşılığını alabileceği bir süreci inşa etmek gerekiyor. Emek ve Özgürlük İttifakı’nın buna açık olduğunu düşünüyorum” diye aktardı.  

KADINLARIN ORTAK TALEPLERİ

Kadınların uzun zamandır ortak talepler etrafında birleştiğini söyleyen Baklacı, kadınların çok ciddi sorunları olduğunu, bu sorunlarla ilgilenecek, çözüm üretecek ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayacak bir kurumun temel ihtiyaç olduğunu vurguladı. Baklacı, şöyle devam etti: “Kadın Bakanlığı’na ihtiyacımız var. Burada ki bakanlıklar içerisinde de feminist politika yürüten ve kadın hareketinin öznelerinden, kadınların olduğu bir denetim mekanizması oluşturulmalı. Özellikle kadın yoksulluğunun ortadan kaldırılması için kadın istihdamını güçlendirecek bir takım sosyal politikalara ihtiyacımız var. Bunlar aslında bir süredir kendi içimiz de konuştuğumuz taleplerdir. Üçüncü Yol ittifakı bizim açımızdan, kadınlar açısından bir heyecan yaratıyor. Bu heyecanı sokakta da yaşatmamıza ihtiyaç var.”  

MA / Esra Solin Dal

Editör: Haber Merkezi