VAN -Serhat bölgesinde son süreçte artan özel savaş politikalarına dikkati çeken HDP’li kadınlar, “Bu çürümüşlüğe karşı ahlaki-politik toplumda ısrar edeceğiz” dedi. 

MA'nın haberine göre; Devletin Kürt kentlerinde hayata geçirmeye çalıştığı özel savaş politikalarında, özel savaş kurumlarının çalışanları olarak hareket eden asker, polis ve korucuların karıştığı suçlar giderek artıyor. Son yıllarda Serhat bölgesinde artış gösteren fuhuş, tecavüz ve çocuğa karşı cinsel suçların altından ya emniyet ya da korucular çıkıyor. 

Bu duruma birkaç örnek Van’da yaşandı. Ocak ayında, Çatak ve Başkale ilçelerinde korucular çocuklara karşı cinsel suçlarda bulunurken, yine ortaokul öğrencisi iki kız çocuğu Ekim 2021’de uzman çavuşun cinsel saldırısına uğradı. Son olarak kent merkezinde açılan ve iki polisin ortak olduğu bir masaj salonunda çalıştırılan kadınlara tecavüz edildiği ve fuhuşa zorlandıkları ortaya çıktı. Hakkari’de de, 26 kadına ait fotoğraflar sanal medya hesaplarından paylaşılarak, taciz edildi. 

Bu uygulamaları özel savaş politikaları kapsamında Kürt kadınlarına yönelik saldırı olarak değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Yöneticisi Leyla Atsak ve yerine kayyım atanan Saray Belediye Eşbaşkanı Caziye Duman, Kürt kadını için özsavunmanın önemine değindi. 

'KADIN İRADESİ KIRILMAYA ÇALIŞILIYOR'

“Kadınları fuhuşa sürükleme, cinsel istismar, uyuşturucu madde gibi birçok yöntem deneniyor” diyen HDP Van İl Yöneticisi Leyla Atsak, İpek Er’in ölümünün arkasındaki gerçekleri hatırlattı. Atsak, Kürt kentlerinde kadına karşı işlenen suçlarda yargının da tutumunu eleştirerek “kadının iradesi kırılmak isteniyor” yorumunda bulundu. Bu tür olayların sürekli arttığına ve artık önü alınamaz bir duruma geldiğine dikkat çeken Atsak, “Kürt kadınlarına yönelik bu saldırı politikası karşısında kırılmayan, sinmeyen bir kadın iradesi de var. İşkence, soykırım, gözaltı ve tutuklamayla sindirilmeyen kadın iradesi özel savaşla, kadının bedeni üzerinden, kadının iradesi üzerinden kırılmaya çalışılıyor. Burada amaç kadının sözünü bitirme ve iradesiz bırakmaktır. Son dönemlerde Van’da müthiş bir derecede madde kullanımı artmış ama devlet bunu engellemeye dönük hiçbir şey yapmıyor. Lise kapılarının önünde bile artık madde satılıyor çünkü devletin önleme gibi bir politikası yok. Biz kadınların özel savaş politikalarına karşı öz savunmamızı geliştirme dışında bir seçeneğimiz yok” diye konuştu. 

BAŞVURULAR ARTTI

Başkale, Çatak ve birçok ilçede korucuların “cezalandırılmayacağız” düşüncesiyle çocuklara karşı cinsel suçlarda bulunduklarını dile getiren Atsak, “Asıl sormamız gereken şey bu kişilerin bu cesareti nereden aldıklarıdır. Tabi ki bu cesareti Musa Orhan’lardan alıyorlar ve arkalarında devletin olduğunu çok iyi biliyorlar. Devlet çürümüşlüğünü ortaya koyuyor” dedi. 

Son aylarda, tecavüz tehdidi ile karşı karşıya kalan çok sayıda kadının HDP’ye başvurduğuna dikkat çeken Atsak, HDP Kadın Meclisi olarak kadınlara destek olduklarını belirtti. Atsak, “Her gün alanlardayız ve bu ahlaki çöküntüye karşı kadının özgürleşmesi için çaba gösteriyoruz. Kadınlar, yaşadıklarını bize anlatmak için geliyorlar ve bizi çözüm olarak görüyorlar. Son zamanlarda bu başvurular çokça arttı. Biz toplumun özgürlüğünün, kadının özgürlüğünden geçtiğini iyi biliyoruz. 8 Mart’a kadar özel bir çalışma yürüteceğiz. Çünkü bizler kadınların korktuğu ve çıkaramadığı sesleri olmalıyız” diye konuştu. 

AHLAKİ POLİTİK TOPLUM MÜCADELESİ 

Yerine kayyım atanan Saray Belediye Eşbaşkanı Caziye Duman ise, Kürdistan’daki savaş araçlarının sadece tekniki olmadığını, Kürt halkının değerlerine yönelik de psikolojik bir savaş yürütüldüğünü söyledi. Kürtlerin bu politikalara karşı daha stratejik yaklaşması gerektiğini ifade eden Duman, “Bu durumların yaygınlaşmasını isteyenler ve özel savaş politikalarını devreye sokanlar, ahlaksız bir toplum inşa etmek istiyorlar. Kürt kadını ise ahlaki-politik bir toplum yaratmak için bu politikanın karşısında direniyor. Özel savaş politikasıyla devlet, kendi güdümünde bir toplum yaratmak istiyor. Bölgede çökertmek için yürütmedikleri hiçbir politika kalmadı. Bir toplumu ayakta tutan ahlaki-politik yapısıdır. Bu politikalara karşı Kürt kadınları olarak her alanda bilinç ve güçlü bir irade ile hareket ediyoruz” şeklinde konuştu. 

'ÇÜRÜMÜŞLÜĞE İZİN VERMEYECEĞİZ'

Musa Orhan örneğinde olduğu gibi özel savaş politikalarıyla Kürt halkı ve özelde de kadın bedenine bir yönelim söz konusu olduğunu ifade eden Duman, “Ne olursa olsun bugün yaşananların tamamı devlet destekli bir durum. Mahkemelerin verdiği kararlar, bakanların açıklamaları ahlak dışı bir zihniyeti de ortaya çıkardı. Çocukların istismar edilmesinden sonra ailelerin ikna edilerek davalarından vazgeçirilmesi de devletten bağımsız bir durum değildir. Bu ahlaksızlığı aileye dayatmak özel savaş zihniyetinin bir ürünüdür. Yine ‘namus’ adı altında kadınlar katlediliyor ve bunları yapanlar cezadan indirim alacağını biliyor. Tecavüzü savunan, Musa Orhan’ı savunan bir zihniyetin olduğu ülkede, kadınlar büyük bir kaygı yaşıyor. Ancak bu çürümüşlüğe biz ahlaki politik toplumu savunan kadınlar olarak izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı. 

Editör: Haber Merkezi