ANKARA - Kadınların savaş siyasetine karşı örgütlenmesi gerektiğini vurgulayan HDP’li kadınlar, savaşa ayrılan bütçenin erkek ve devlet şiddetini önlemeye ayrılması gerektiğini söyledi. 

AKP-MHP ortaklığıyla yürütülen savaş siyaseti, kadın ve çocukların yaşamında bir çok olumsuzluğu da derinleştiriyor. Yerinden edilmeler, yoksulluk savaşın kadınların yaşamı üzerinde kurduğu etkinin sadece birkaç örneği. Savaşa ayrılan bütçenin kadın ve çocuklara ayrılması gerektiğini belirten Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara İl Eşbaşkanı Perihan Pakize Sinemillioğlu ve HDP Kadın Meclisi Üyesi Sultan Özcan, MA'ya değerlendirmelerde bulundu.

‘İKTİDAR SIKIŞTIKÇA SAVAŞ ÇIKARIYOR’

AKP-MHP iktidarının krizi derinleştirdiğine değinen Sinemillioğlu, iktidarın savaştan beslendiğinin altını çizdi. İktidarın, seçim yaklaşırken, varlığını savaş üzerinden yeniden kurmaya ve güçlendirmeye çalıştığını dile getiren Sinemillioğlu, “Savaşın en büyük bedelini de çocuklar ve kadınlar ödüyor. Türkiye’nin, 2022 bütçesinin yüzde 20’sinden fazlası savaşa ve savunma sistemlerine aktarıldı. 20 yıldır bu politikalarını devam ettiriyorlar ve yolun sonuna geldiği anda tekrar savaşa başvurdular. AKP-MHP iktidarı sıkıştıkça yine savaşa başvuruyor, yine Kürt halkına bombalar yağdırılıyor” ifadelerine yer verdi.

‘SAVAŞ, KADIN BEDENİ ÜZERİNDEN KENDİNİ VAR EDİYOR’

Savaşın, açlık, yokluk ve kadın bedeni üzerinden kendini gösterdiğini söyleyen Sinemillioğlu, “Bundan birkaç yıl önce ’bir merminin bedeli ne kadardır biliyor musunuz’ diye meydanlara çıkıp mermileri gösterdiler. ‘Bizim için güvenlik önemlidir’ dediler. Kendi güvenliklerini ön plana atıyorlar. Bin 100 odalı sarayın günlük elektrik masrafı 60 bin TL” dedi.

BİRLİK VE MÜCADELE VURGUSU

Sinemillioğlu, ortak mücadele vurgusuna dikkat çekerek, şunları söyledi: “Kadınlarla dayanışmayı öreceğiz, ranta talana ve savaşa karşı durup, mücadeleyi derinleştireceğiz. AKP-MHP faşist iktidarına, ranta, talana ve krize karşı da bir arada olmaya devam edeceğiz.”

‘KADINLARA YANSIYOR’

Savaşın kadınlara yansımasının çok boyutlu olduğuna dikkati çeken HDP Kadın Meclisi Üyesi Özcan ise, “Savaş; göç, doğanın katledilmesi, militarizmin hanelere nüfuz etmesi ve beraberinde gelen şiddetle oluyor. Savaş siyaseti ve savaşta ısrar çatışma iklimini beslediği gibi, şiddete dayalı otoriter rejimleri de besliyor. Kadınlara da derin ve sistematik olarak yansıyor. Kadını baskıya, eve hapsetmeye mecbur bırakan yakıcı ve yıkıcı bir durum halini alıyor. Savaşa ayrılan bütçenin, kadın istihdamına sığınaklara ayrılması erkek ve devlet şiddetini önlemeye ayrılması, kadınların hayatın her alanında söz söyleme yetkisine sahip olması ve eşitlikçi bir sistemin oluşmasıyla yeni bir düzen inşa edilir” dedi.  

‘YIKIMIN GÖSTERGESİDİR’

Savaşın, ırk, dil, renk, inanç fark etmeksizin kadınların hayatlarını karartmayı hedefleyen sonuçlar doğurduğunun altını çizen Özcan, “Savaş, kadınları yerinden ettirme, sığınmacı hale getirme insan ticareti olarak köleleştirme ve kadınların, çocuk yaşta evliliklere mahkûm edilmesi, savaşın büyük bir yıkım olduğunun göstergesidir. AKP-MHP iktidarının yeni dönemde ülke içerisindeki otoriter rejimi, koltuk sevdasını ve beka gibi stratejik noktalar için savaşa ihtiyaç duyması da bunun göstergesidir” diye belirtti.

‘KADINLAR ÖRGÜTLENMELİ’

Savaşın doğa ve kadın üzerinde oluşturduğu kıyıma ve eşitsizliğe vurgu yapan Özcan, “Savaş her kesimi kuşatıyor, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önüne engel koyuyor. Demokrasinin de bütün kırıntılarını rafa kaldırmayı hedefliyor. Kadınlar savaş siyasetine karşı örgütlenmeli. Yaşamsal haklarımız başta olmak üzere, söz yetki ve karar mekanizmalarımızı tehdit eden çatışmacı militarist savaşçı uygulamalara, barış hattı üzerinden ısrar etmek bizim varlık yokluk meselemizdir. Kadınların savaş siyasetine karşı ortak bir mücadele ortak birleşik hat oluşturması lazım. Kadınların böyle bir yükümlülüğü var” dedi.

Editör: Haber Merkezi