DİYARBAKIR-VAN:   Diyarbakır’da gözaltına alınan kadınların serbest bırakılması çağrısı yapan kadınlar, “Bir kez daha uyarıyoruz; temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran, Anayasayı hiçe sayan uygulamalara son verin” dedi. 

Van Kadın Platformu, Diyarbakır'da sabah saatlerinde yapılan ev baskınlarında aralarında Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya ve Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistlerinin de bulunduğu 22 kadının gözaltına alınmasına düzenlediği basın toplantısıyla tepki gösterdi. Van Barosu Konferans Salonu’nda yapılan toplantıya, çok sayıda kadın katıldı.

Platform adına açıklamayı yapan Star Kadın Derneği Başkanı Dilan Kunt, dosyada “kısıtlılık kararı” olduğu gerekçesiyle avukatlara bilgi verilmediğini belirterek, “Kadınlar her gün evde, işte, okulda, sokakta erkek-erkek devlet şiddetine maruz kalırken, şiddet tehdidi altında yaşamlarını sürdürürken, siyasal iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, yaşananlara karşı mücadele yürüten kadınlara yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalarla şiddeti kalıcı hale getirmektedir. İktidarın tekçi, gerici ve cinsiyetçi politikalarına karşı gelen, kabul etmeyen, muhalif olan ve bunun için alanlara çıkan kadınlara yönelik gözaltı ve tutuklama şiddetini de eklemektedir” diye belirtti.

AMAÇ KORKU ATMOSFERİ YARATMAK 

Gözaltına alınanların tamamının adresleri belli olup çağrılma durumunda ifade verecek kişiler olduğunu ifade eden Kunt, iktidarın gözaltı ve tutuklamalarla muhalif kesimleri sindirmeyi ve korku dalgası yaratmayı hedeflediğinden bunu uygulamadığının altını çizdi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına işaret eden Kunt, “Ortada sayısız mahkeme ve AİHM kararı olmasına karşın anayasal hakları toplantı, gösteri ve ifade özgürlüğü hakkını kullanmak isteyenleri gözaltına alanlar görevi kötüye kullanma suçu işlemektedir” dedi.

ŞİDDETE KARŞI MÜCADELE 

Bu eril zihniyete karşı yaşamın her alanında mücadeleyi büyüteceklerini vurgulayan Kunt, “Kazanacağımızın bilincindeyiz. Eril zihniyetin üzerimizde kurduğu sistematik tahakkümü kırmanın tek yolunun yine sürekli ve örgütlü kadın mücadelesini yükseltmekten geçmekte olduğunu biliyoruz. Bu mücadeleyi yürütürken karşımıza her türden engellemeler çıkacağının da farkındayız. Ne kadar şiddet, o kadar isyan! Ne kadar cinayet, o kadar yeniden doğum” ifadelerini kullandı. 

GÖZALTILAR SERBEST BIRAKILSIN ÇAĞRISI

İktidar ve yetkililere seslenen Kunt, şöyle devam etti: “Bir kez daha uyarıyoruz; temel hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran, Anayasayı hiçe sayan uygulamalara son verin. Basın açıklamalarına, mitinglere katılım, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamındaki paylaşımlar ve benzeri demokratik eylem ve etkinlikler Anayasa ile güvence altına alınmış temel hak ve özgürlükler kapsamındadır. Bu nedenle değil gözaltına alınmak, soruşturma açılması dahi Anayasa ihlalidir. Diyarbakır’da gözaltına alınan ve kadın mücadelesine güç katan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı, bu hukuksuz uygulamayı gerçekleştirenler hakkında soruşturma açılmalıdır.”

Açıklama alkışlar eşliğinde son buldu.

DİYARBAKIR

Dicle Amed Kadın Platformu (DAKAP) ve Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, kentte sabah saatlerinde yapılan ev basınlarında aralarında Özgür Kadın Hareketi (TJA), Rosa Kadın Derneği ve sendika üyelerinin de aralarında olduğu 20'yi aşkın kadının gözaltına alınmasını adliye önünde yaptığı açıklamayla protesto etti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Remziye Tosun ve çok sayıda kadın açıklamaya katıldı.

‘SALDIRILAR YARGI TACİZİDİR’

Rosa Kadın Derneği yöneticisi Ruken Ergüneş, "Bu sabah operasyonla yargı tacizinin bir yenisi daha eklendi” dedi. Gözaltına alınan kadınlarla henüz bir hafta önce alanlarda kadınlara dönük saldırılar için iktidara mesajlar verdiğini kaydeden Ergüneş, “Bu yapılan yargı tacizini kadınlara yönelik tahammülsüzlük olarak görüyoruz” dedi.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Özüm Vurgun, Dünyanın dört bir yanında kadınların hakları, kazanımları, özgürlüğü kuşatılmış bir vaziyette iken Diyarbakır'da kayyum atamaları ile başlayan ve son iki yıldır artan saldırılar, şehirdeki kadın dernekleri, kadın hakları aktivistleri, meslek örgütlerinin kadın komisyonunda mücadele eden kadınları hedefine almıştır.

Kadınlar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü başta olmak üzere katılmış oldukları barışçıl eylem ve etkinlikler gerekçe gösterilerek haksız bir şekilde gözaltına alındı, tutuklandı ve haklarında onlarca yıl hapis cezası istendi. Yargı taciziyle Kürt kadınlara yönelik yapılan bu saldırıların amacı kadınları susturmak, özgürlük- adalet ve barış taleplerini kriminalize etmektir.

Bu saldırıların bir devamı olarak güne 24 kadının gözaltına alınması ile uyandık. Bugün 16 Mart 2022 sabah saatlerinde gerçekleştirilen hukuka aykırı ev aramaları esnasında kadınların yakınlarına haber verme ve avukata erişim hakkı ihlal edilmiştir. Gözaltı esnasında kadınların işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldığı bilgisi tarafımıza iletilmiştir. Aynı zamanda hemen akabininde 24 saatlik getirilen avukat görüş yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı ihlalidir.

Çoklu temelde ayrımcılıkla mücadele eden Kürt Kadınları ürettiği her sözün, faaliyete geçirdiği her eylemin, kimliğinden dolayı nasıl suça dönüştürüldüğünü biliyoruz. Bütünlüklü bir mücadele olmadan ve toplumsal cinsiyet adaleti sağlanmadan hiçbir kimliğin tek başına özgürleşemeyeceğinin farkındayız. Siyasal iktidarın kadınların hak ve kazanımlarını hedef aldığı pek çok ildeki 8 Mart eylemlerini engelleme girişiminden ve alanların barikatlarla çervelemesiyle tescillenmiştir. Bugün yapılan operasyonun toplu gözaltı şeklinde olması ve listenin tamamının kadınlardan oluşması Kürt Kadın mücadelesine verilmek istenen bir gözdağıdır. Daha önce de başta Rosa Kadın Derneği hedef alınmak üzere gerçekleştirilen 22 Mayıs 2020 ve 5 Nisan 2021 operasyonlarında yapılan toplu gözaltı işlemleri saldırının münferit değil sistematik devlet şiddeti olduğunun ispatıdır.

Ülkeye hakim olan 'Hukuksuzluk İklimi''nde taraf olduğunuz CEDAW (Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi ), İstanbul Sözlemesi ve Anayasa'da güvence altına alınan hak ve özgürlüklerin bir karşılığının olmadığı günlerden geçiyoruz.

Zamanlamanın 8 Mart'ı yeni uğurladığımız bu güne denk getirilmesi tesadüf değildir.

Zamanlamanın İstanbul Sözleşmesi feshinin, yıl dönümü haftasına denk getirilmesi tesadüf değildir.

Dün olduğu gibi bugün de hedefinde olduğumuz bu yargı şiddeti. Bizi yıldırmaz ! Bizi tüketmez ! Bizi azaltmaz ! Bizim kadın özgürlük mücadelesine ve barışa olan inancımızı güçlendirir !

BURDAN BİR KEZ DAHA HATIRLATIYORUZ

Kadına yönelik şiddetle mücadele edenleri değil, kadınları her gün öldüren, şiddet uygulayan, homofobi ve trasfobi uygulayan, nefret ve ayrımcılık suçu işleyen, taciz eden, tecavüz eden, FAİLLERİ YARGILAYIN !

KADINLARA DEĞİL FAİLLERE BARİKAT OLUN !"  ifadelerini kullandı.

‘GERİ ADIM ATTIRAMAYACAKSINIZ’

HDP'li Remziye Tosun da gözaltılara tepki gösterdi. Tosun, “Kadın düşmanlarını biliyor ve tanıyoruz. 8 Mart’ta güçlü ses çıkaran kadınları bastırmaya çalışıyorlar. Newroz’a daha güçlü katılımı engellemeye çalışıyorlar. ‘Yaşasın Newroz’ diyerek Newroz alanlarını 8 Mart alanları gibi dolduralım. Asla ama asla kadınlara geri adın attıramayacaksınız” dedi. 

Editör: Haber Merkezi