İSTANBUL - Yoksulluğa ve derinleşen krize ilişkin İstanbul’un birçok semtinde yazılama yapan Yoksulluğa Feminist İsyan, “Birileri hayatımız pahasına zenginleşirken yoksullaştırılıyoruz. Başka türlü bir enerji politikası, vergi politikası, istihdam politikası, sosyal politika, başka türlü bir hayat mümkün. Biz hayatı istiyoruz” dedi.

JINNEWS'in haberine göre; Yoksulluğa Feminist İsyan, yoksulluk, fatura zamları ve derinleşen ekonomik krize ilişkin İstanbul’un birçok semtinde duvar yazılaması yaptı. “Otoriter Rejimin Faturasını Kadınlar ve Lubunlar Ödüyor”, “Pede Değil Servete Vergi”, “Kadınlar Yoksullaşıyor Sermaye Zenginleşiyor”, ”Yoksulluk Nafakasından Elini Çek” yazılamalarını yapan Yoksulluğa Feminist İsyan, konuya ilişkin ayrıca yazılı açıklama da yayınladı.

‘Yoksullaştırılıyoruz!’

20 yıllık AKP iktidarının geldiği noktada daha yoksul ve daha eşitsiz olunduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Birileri hayatımız pahasına zenginleşirken yoksullaştırılıyoruz, iliğimize kadar sömürülüyoruz. Karda kışta kombiyi donmadan kaç saat kapatabileceğimizin, kaç odanın peteğini kapatırsak faturanın daha az geleceğinin hesabını yapıyoruz. Yüksek kademeden elektrik ödememek için çamaşırı, bulaşığı daha çok elde yıkamak, evde başka kimse yoksa ışık açmamak yine bize düşüyor. Hangi market, hangi marka daha ucuz, nerede biraz olsun ‘indirim’ var diye kovalayarak, bunun bilgisini birbirimizle paylaşarak saatler geçiriyoruz, mesafeler kat ediyoruz. Yeniden üretim kadar tasarruf emeğimiz var. En çok da biz kadınlar” ifadelerine yer verildi.

‘Hayatı istiyoruz!’

Açıklamanın devamında şu cümleler kullanıldı: “Evde ısınmamızın, ışık açmamızın, doyacak kadar beslenmemizin, bakım ihtiyacımızın, sigortamızın özel sektörün kâr-zarar hesabına kurban edilmediği ve özellikle temel bakım hizmetlerinin ‘bedava’ diye kadınların üzerine yıkılmak yerine kamulaştırıldığı ve ortak sorumluluk haline getirildiği bir düzen. Başka türlü bir enerji politikası, vergi politikası, istihdam politikası, sosyal politika, başka türlü bir hayat. Biz hayatı istiyoruz! Aslında gayet mümkün, hem de eldeki kaynaklarla. Ülkenin en zengin yüzde birlik kesiminin gelirleri değil, regl olduğumuzda almak zorunda kaldığımız pedler, tamponlar her gün neresinden kısacağımızı şaşırdığımız market alışverişlerimiz için ödediğimiz vergiler dolduruyor devletin kasasını. Bu sırada, neredeyse tamamı erkek olan Türkiye’nin en zengin 100 kişisi ise kazançlarının yalnız yüzde biri, ikisi kadar vergi ödüyor, her yıl çıkan şirketlere vergi affından yararlanıyor.”

‘Regl ürünlerinden yüzde 18 KDV alınıyor’

Açıklamada, ülke çapında kadınların, çocuklarının hayatını değiştirecek mekanizmaların 5 şirketin kar hırsından daha az maliyetli olduğu ifade edilirken, “Devletin kasası, yani tamı tamına aynı bütçe, en yoksul kadınların zorunlu harcamalarından değil, en zengin erkeklerin katmerlenen gelirinden tahsil edilebilir” denildi. Açıklamada ayrıca, “Bu sırada pırlantaya, elmasa, yata, tekneye uygulanmayan ÖTV çamaşır makinesine uygulanıyor, bunlardan alınmayan yüzde 18 KDV regl ürünlerinden alınıyor. Yani sabahtan akşama kadar çalışsa da geliri olmayan 17,5 milyon ev kadını vergisiyle devleti geçindirirken, devlet de bir avuç zengin erkeği finanse ediyor” denildi.

‘Dünyayı değiştirecek olan bizleriz!’

Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı sosyal politikalarla cinsiyetçi işbölümünü aşındırmanın mümkün  olduğunu kaydeden Yoksulluğa Feminist İsyan, “Ama yıllardır AKP politikası bunun tam tersi yönde oldu. Kamu kreşleri kapatıldı, yani özetle bu hayata kamu hizmeti veriyoruz” dedi. Kadınların hem emeğinin, hem zamanlarının, hem de hayatlarının çalındığına işaret eden Yoksulluğa Feminist İsyan,  şu mesajı verdi: “Bizi hem ürettiğimize hem de birbirimize yabancılaştırıyorlar. Ama biz görünmezleştirilen emeğimizin değerini biliyoruz. Bu dünyayı bizler döndürüyoruz, baştan aşağıya, evden sokağa, özelden kamuya değiştirecek olan da bizleriz.” 

Editör: Haber Merkezi