KADINLARDAN NE İSTİYORUZ, DERDİMİZ NE ? Ötekilerin Gündemi Hamza Özkan   Merhaba arkadaşlar, dünyayı saran bu ölümcül virüsün toplumları alt üst ettiği, insanları bir fanusun içine hapsettiği bu dönemde, her ne kadar acı, karamsarlık, umutsuzluk yakamıza yapışsa da, “İNSAN” denen varlık direngendir; bu direnişi anlamlı kılan insanın düşünsel yapısıdır, değişimi ve dönüşümüdür. Zamansızlıktan yakınmamız için bir mazeret yok artık! Kitap okumak ve yaşamımıza anlam katan siteleri okumak için güzel bir fırsat.

KADINLARDAN NE İSTİYORUZ, DERDİMİZ NE ?

Ötekilerin Gündemi

Hamza Özkan


 

Merhaba arkadaşlar, dünyayı saran bu ölümcül virüsün toplumları alt üst ettiği, insanları bir fanusun içine hapsettiği bu dönemde, her ne kadar acı, karamsarlık, umutsuzluk yakamıza yapışsa da, “İNSAN” denen varlık direngendir; bu direnişi anlamlı kılan insanın düşünsel yapısıdır, değişimi ve dönüşümüdür.

Zamansızlıktan yakınmamız için bir mazeret yok artık! Kitap okumak ve yaşamımıza anlam katan siteleri okumak için güzel bir fırsat. “Korona Gündemi” ile ilgili yaptığımız dizi söyleşi serisi oldukça ilgi çekti. “Korona Gündemi”nin ötesinde, Türkiye’nin hatta dünyanın dinmeyen, bitmeyen ve kanayan yarası “KADIN ŞİDDETİ, KADIN CİNAYETLERİ!” Nedir bu bitmez tükenmez ve gittikçe artan kadın şiddeti? Derdimiz ne ? Kadınlardan ne istiyoruz ?

Bir toplumun gelişmişlik düzeyi, kadınların içinde bulunduğu gelişmişlik düzeyiyle ilişkilidir. Neden siyasette, bilimde, kültür ve sanatta kadınlar birer aksesuar olarak görülüyor ?  Şu bir gerçek ki, kadınların düşünsel gücünden yararlanmadığımız sürece, eril düşünce sisteminin tahakkümü devam ettikçe, dünyanın güzelleşmesi, normalleşmesi uzak bir ihtimaldir. Sözü fazla uzatmayayım. Kadınlar dosyamızın söyleşine başlarken, “HEPİMİZ SUÇLUYUZ!  ERKEKLER ERKEKLER ERKEKLER DAHA SUÇLUDUR” diyoruz. Evde kalıyoruz, dışarıya çıkmıyoruz. İçten selamlarımla.

Hamza Özkan

Ötekilerin Gündemi


[caption id="attachment_57500" align="alignnone" width="1600"] Yazar Meral ŞİMŞEK[/caption]

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ:Tarihsel  ve zorlu bir süreçten geçiyoruz. Bu geçiş süreçlerinde, savaşlarda ve  ölümcül salgınlarda kadınlara biçilen roller nelerdir? Dünyada demokratik süreçlerini tamamlamış toplumları da  baz alırsak, gerçek anlamda kamusal alanlarda kadınlar yerlerini alabilmişler midir?

Yazar Meral ŞİMŞEK: Ne yazık ki geçmişte olduğu gibi günümüzde de erkek egemen bir sistemde yaşamaya devam etmekteyiz. Aslında sorunun temeli erkek egemen sistemin ötesinde, eril zihniyetle kuşatılmış olmak. Çünkü bu zihniyete, farkında olarak ya da olmayarak sahip olan kadınları da es geçmemek gerek.

Savaşlara dönüp baktığımızda en ağır bedelleri kadınların ödediği çok net olmasına rağmen, takınılması gereken tutumların çok ötesinde tavırlar sergilenmiştir. Günümüze gelirsek tıpkı tarih sayfalarında gözlemlediğimiz gibi şu anda da yaşanan tüm kaosların kamburu kadınlara yüklenmektedir. Elbette kadınlar tarafından verilen mücadele karşısında bir takım kazanımlar sağlanmış ancak gerekli boyuta ne yazık ki henüz ulaşılamamıştır. Bugün içinde bulunduğumuz pandomi sürecinde bile yaşadığımız ülkede kadına karşı işlenen suçlara karşı uygulanan mevcut yasalar bile erkek lehine esnetilmiştir. Tüm bunların toplamında şunu bir kez daha söyleyebiliriz; kadına yönelik her türlü vahşet politiktir!

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Siyasette, kültürde, sanatta ve bilimde kadınların ayak sesleri geç duyuldu  neden? Dünyada ve Türkiye’de bunu nasıl örneklendirebilirsin?

Yazar Meral ŞİMŞEK: Aslında kadınların ayak seslerinin geç duyulmasının da yegane sebebi yine az önce bahsini ettiğimiz “ eril zihniyet”tir. Sadece yaşadığımız ülke değil, dünya geneli bu zihniyetle kuşatıldığı için kadınlar yaşamın içinde olmaları gerektiği kadar var olmayı ne yazık ki gerçekleştiremiyorlar. Elbette bu bağlamda kadın mücadelesi çok önemli aşamalar katetti ancak buna karşılık, kadınlara yönelik barbarlığın dozu da arttı. Bu barbarlığı salt devletler barbarlığı olarak değerlendirmekte büyük yanılgılara sebep olur. Özgürlükçü hareketlerde de eril zihniyetin kemikleşmiş yapısı yer almaya devam etmektedir. Devletlerin kadına yönelik barbarlığının çözümü, tüm bu sistemlere işleyen eril zihniyetin alt edilmesiyle gerçekleşecektir.

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Son yıllarda, Türkiye’nin toplumsal yapısında kadınlar nereye doğru gidiyor? Şiddetin ve tacizlerin bu denli artması ürkütücü!68, 78 ve 80 kuşağına bakıp bugünü nasıl değerlendirirsiniz?

Yazar Meral ŞİMŞEK: Az önce sıraladığımız tüm olumsuz etkenlere rağmen kadın mücadelesinde ciddi ilerlemeler sağlanmakta ve sağlanmaya da devam edilmektedir. Elbette bunun gerçek anlamda başarıya ulaşmasının koşulları vardır. Bunlardan ilki ve en önemlisi; kadınların topyekün zihin ve yürek birlikteliğidir. En basit örneğiyle bırakın erkek egemen sistemleri , ondan önce kadının kadına karşı sergilediği, göreceli toplumsal ahlak dayatmaları kadın mücadelesini baltalayan en büyük etkenlerden biridir. Çünkü kadın kurtuluşu , kadının salt erkek egemen sisteme karşı kazanacağı bir yaşam demek değil, topyekün estetik bir dizayna sahip yeni bir dünya demektir.

ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Kadınlar dünyayı yönetseydi nasıl bir dünya olurdu?  

Yazar Meral ŞİMŞEK: Bu soruya iki cevabım olur.

Birincisi şu; Eğer dünyayı eril zihniyete sahip kadınlar yönetseydi, bugün yaşadığımızdan da kaotik bir yaşama sahip olurduk. Çünkü eril bakış açısı sadece kadını değil, tüm yaşamı katletme odaklıdır.

İkinci cevabım ise şu olur; Eğer dünyayı yüreği ve bilinciyle kadın olan kadınlar yönetseydi işte o zaman dünya kusursuza yakın bir yer olurdu.

https://www.otekileringundemi.com/?p=54383