İktidar mensuplarının, “Bu iktidar gidecek” dediği için muhalefeti darbecilikle suçladığı günlerin birinin şafağına darbeci bir uygulamayla uyandık. Seçilmişlerin kuşatılmış evleri basıldı, kapıları pencereleri kırıldı, gözaltına alındılar.

 

İktidar mensuplarının, “Bu iktidar gidecek” dediği için muhalefeti darbecilikle suçladığı günlerin birinin şafağına darbeci bir uygulamayla uyandık. Seçilmişlerin kuşatılmış evleri basıldı, kapıları pencereleri kırıldı, gözaltına alındılar. Belediye binaları silahlı polis ve askerlerle, panzerlerle kuşatıldı. Her daim demokrasiden dem vuran Erdoğan’ın posteri taşındı, asılmış fotoğrafın önüne seçilmişlerin masalarına saraydan atanmışlar oturdu.

Yandaş medyada haber olmasa da ya da çarpıtılmış haberlerle verilse de dün HDP’li 5 belediyeye daha kayyum atandı. Iğdır, Siirt, Kurtalan, Baykan, Altınova belediyelerine el koydular.

Dün bir kez daha hak hukuk tanımazlıklarını gösterdi AKP yönetimi. Seçilmişlere darbe yapıldı bir kez daha. Kürt halkı ve bölge halklarının iradesiyle seçilmiş HDP’nin daha önce gasbedilmiş 40 belediyesine 5 belediye daha eklendi. 65 belediyenin 12’si kaldı.

Bir dönemin “mağduru” olmakla politika yapanların, “Seçimle gelen seçimle gider” diyenlerin, bugün eleştiride bulunan muhalefeti darbecilikle suçlayanların askeri darbe döneminin uygulamalarına sığınmış oldukları bir dönemdir yaşadığımız.

İçişleri Bakanının emriyle kayyum atanan HDP’li belediye eş başkanlarının evleri de basıldı. Sabah kalkıp belediyedeki görevine gidecek olan başkanların kapıları pencereleri kırılarak evlerine girildi, gözaltına alındılar.

Halkın tepki göstermek için sokağa çıktığı her yerde gaz bombaları atıldı, basın açıklamasına bile tahammül göstermediler.

Daha ne olsun! Bundan daha başka nasıl bir görüntü darbe dönemleriyle eşleşebilir. Ve böylesi bir zamanda tepki gösterilmeyecekse ne zaman!

Bu yazı yazıldığı sırada CHP merkezinden bu darbeci yaklaşıma karşı güçlü bir ses çıkmamıştı daha. Yaptığı basın toplantısında Parti Sözcüsü Öztrak’ın sorulan soru üzerine verdiği “Seçimle gelen seçimle gitmelidir” yanıtı var elbet. “Görevden alınanlara Ankara’dan atama yapılmasını doğru bulmayız” da dedi. İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu Twitter üzerinden tepki gösterdi, bir bölüm milletvekili de tepki gösterdi. Ancak bu yeter mi!

İstanbul ve daha birçok CHP’li belediyenin de hedefte olduğu, çalışmalarının engellendiği, soruşturmaların devam ettiği, iktidar baskılarının dinmediği, Yalova’ya atanan kayyum gerçeği bir yana, bu darbeci tutum karşısında her sözcüsü ağzını açtığında darbecilikle suçlanan CHP’nin ana muhalefet partisi olarak tüm muhalefet ile birlikte tavır göstermesi gerekmez mi? Umarız HDP’nin yanında yer almış olmaktan çekinmeden tavır gösterilir ve zaman yitirmeden güçlü bir demokrasi hareketi geliştirilir.

Zira iktidar, muhalefetin yetersizliği ve toplumsal hareketin örgütlü yükselişi sağlanamadığından bölüp parçalanmışlıktan faydalanarak iktidarını sürdürüyor. Bu olanakla hedef belirleyip saldırıya geçiyor.

Bir haftadır HDP’nin hedef tahtasına yerleştirilmiş olması boşuna değildi.

“Millet masası kurulsun” diyerek, sarayda sandalye hesabı içindeki İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’in, kurulmasını önerdiği masada oturacaklar içinde HDP’yi saymamasına ve Kürt halkını dışlamasına sessiz kalınmanın sonucudur bu. O masa kurulur ya da kurulmaz, HDP yer alır ya da yer almaz, bu Kürt ve Türkiye halklarından 6 milyon oy almış bir partinin kurullarının bileceği iştir. Ancak Akşener’in, TBMM’de 3. büyük parti olan HDP üzerinden iktidara yaranma çabası kabul edilemezdir. Bu günlerde süren HDP’yi yalnızlaştırma kampanyası karşısında CHP merkezi sessiz kalmamalıydı. Zira başta İstanbul olmak üzere, son yerel seçimlerdeki tablo HDP ve sosyalistler olmasaydı asla sağlanamayacaktı.

Görünen o ki, halk indinde itibar yitirip güç kaybeden AKP ve iktidar cenahında kartlar yeniden karılıp, yeni dönemin, korona sonrasının dizaynına ilişkin hesaplar yapılıyorken CHP ve demokratik muhalefet hâlâ bir çalışma içinde değildir. CHP’nin, ekonomik, sosyal, siyasal halkçı ve demokratik bir programla tüm emek, barış ve demokrasi güçleri ile birlikte hareketi bugün yaratılmaz ise ne zaman! Kayyum halk iradesine darbedir ve daha önce hangi partiye oy vermiş olursa olsun, Türkiye halkları bunu görebilecek birikim ve deneyime sahiptir. Yeter ki doğru anlatılabilsin ve yol açılsın!

Dün HDP’li 5 belediyeye daha kayyum atayarak bundan sonra nereden yürüyeceklerini gösteren iktidara, onun koalisyonuna ve yeni heveslilerine karşı oluşturulacak demokrasi cephesi halkların acil ihtiyacıdır.