ADANA-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Adana Adliyesi önünde toplanan KESK ve STK'lar gazeteci Zeki Kızılkaya hakkında suç duyurusunda bulundu açıklamayı KESK Adana Şubeler Platformu dönem sözcüsü Tüm Bel Sen Adana Şube Başkanı Mehmet Çelik gerçekleştirdi.

Habere Güven'in haberine göre; Çelik; "21 Mayıs 2020 tarihinde, Adana’da bir radyo programına katılan Zeki Kızılkaya CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın görevden alınarak yerine kayyum atanabileceği yönünde açıklamalar yapması, Karalar'ın Güven Boğa ile görüştüğünü öne sürüp bunu gerekçe göstererek "Adana'nın 'kayyum atanan bir şehir olarak anılmaması için Karalar'ın ayağını denk alması lazım’ açıklamasında bulunmuş ve Karalar’a bunu bir ön uyarı olarak anlamasını istemiştir.

javascript:void(0)

Kızılkaya’nın kimden ne şekilde aldığı belli olmayan dayanaksız bilgiler doğrultusunda iddialarda bulunması ve bu doğrultuda açıklamalar yapması kabul edilebilir bir durum değildir.

Ama Tüm Bel-Sen üyesi olan ve tüm çalışmaları legal olan, sendikal hak ve özgürlükler mücadelesinin, barış ve demokrasi mücadelesinin bir unsuru olan Güven Boğa’nın hedef haline gelmesine neden olacak ithamlarda bulunması kabul edilemez. Bu suçtur ve bu gazetecilik etiği ile uyuşabilecek bir davranış değildir.

Güven Boğa’yı suçlu gibi göstermek, Zeydan Karalar’ın aldığı oy üzerinden Türkiye’de üçüncü parti konumunda ki HDP’yi potansiyel tehlike olarak açıklamak görmezden gelinebilecek bir saldırı değildir.





Değerli basın, değerli katılımcılar;

Radyo konuşmasında ki asılsız iddialara dönük 27 Mayıs 2020 Çarşamba yani bugün, Saat: 11.30’da Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduk. Başvuru numarası 2020/26550’dir.

Savcılığa verilen dilekçede suç olarak talep edilen cezalar ise şunlardır: “TCK m.267 İftira, TCK m.125 Hakaret, TCK m. 271 Suç Uydurma, TCK m.216 Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama, Cumhuriyet Savcılığı tarafından takdir edilecek diğer suçlar.” Olarak açıklanmıştır.

Değerli katılmcılar;

Gazetecilik, hakikatin peşinde olmaktır, hakikatleri karartarak kariyer sahibi olmak değildir.

Gazetecilik; güncel olayları, konuları, gelişmeleri, kişiler hakkındaki bilgileri tarafsızca yapma, kamusal sorumluluk taşıma, halkın gerçek haber alma hakkı ve gerçekleri öğrenme hakkı gibi basın etiği ilkelerine uygun davranmaktır.

Sendikamız üyesi, Güven BOĞA hakkında mesnetsiz, hukuksuz ve kişilik haklarına yönelik yapılan bu saldırı niteliğindeki açıklamalar, bu şahsın mesleki açıdan varsa kaybolan prestijini bırakın yeniden kazanmasını, bir daha geri gelmeyecek biçimde yitirmesi anlamına gelmektedir.

Adalet, Demokrasi, kişi hak ve hürriyeti gibi anayasal kavramlardan da bihaber olduğu ve hukuksuzluğu meşrulaştırmak istediği ortadadır.

Çünkü radyo da ki konuşması ve ardından gelen tepkiler üzerine kendini savunmak için AİHM kararlarına sığınarak verdiği yanıtlar tamamen soyut ve gerçeklerden uzaktır.

Çünkü gazeteci, DEMOKRASİYİ, Adaleti, Hukuku savunur. Muhalif de olabilir, âmâ gerçeğin yanında olmak zorundadır.

Güven BOĞA’ ve on binlerce KHK ile mesleğinden, işinden, aşından, ekmeğinden edilmiş kamu emekçilerinin durumuna sevinmek, onları yalnızlaştırmak, ötekileştirmek ve bunu meşrulaştırma çabası gayri insani bir davranıştır. On binlerce hukuksuzluğa uğramış mağdurun ahını almak demektir, KHK’yı sıradan Hukuki bir işlem olarak görmek demektir ki bu da tam bir cehalettir.

KHK ile yapılan ihraç bir suçun sonucunda oluşmuş bir işlem olarak algılanamaz, bu konudaki sonucu ortaya çıkaracak olan tek merci Yargı’dır.

Değerli katılımcılar;                 

Halkın seçme ve seçilme hakkının yok sayılması anlamına gelen kayyum atamalarının biz yerel yönetim emekçilerine de baskı, zulüm ve sömürüden başka bir şey getirmediğini bugüne kadar kayyum atanan tüm belediyelerde somut olarak yaşadığımız için çok iyi biliyoruz.

Kuruluşundan bu yana yerel yönetimlerin merkezi iktidar karşısında demokrasi kaleleri olması gerektiğini savunan KESK ve TÜM BEL SEN içinde bulunduğumuz bu salgın günlerinde halk sağlığı ve insanca yaşam için ne kadar önemli olduğu çok daha net görülen yerel yönetimlerin kayyum atamaları veya yasaklamalarla hizmet üretemez kılınması ve halktan koparılması girişimlerini akıl ve bilim dışı olmasının yanında demokrasiye ve hukuka aykırı buluyoruz.

Ve iktidarı bir kez daha, halkımızın demokrasiye olan inancına darbe vurarak ülkemizi geri dönülmez bir kaosa sürükleyen bu uygulamalardan vazgeçmeye; kayyım hukuksuzluklarına ve yerel yönetimleri hizmet üretemez hale dönüştürme girişimlerine son vermeye ve seçilmiş belediye eş başkanlarını görevlerine iade etmeye çağırıyoruz." dedi

Açıklamaya Katılan Eğitim Sen MYK Üyesi Ahmet Karagöz'de gazeteci  Zeki Kızılkaya tepki gösterdi Karagöz; "Zeki Kızılkaya katıldığı radyo programında Ahlakı, Hukuku ve Vicdanı unutarak ve ayaklar altına alarak arkadaşımızı hedef göstermiştir." dedi



Neler Olmuştu

Yerel gzeteciden Zeydan Karalar'a kayyım tehdidi

Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar hakkında 'terör örgütleri ile iç içe olan kişilerle ilişkisi olduğu' şeklinde açıklamalar yapan yerel gazeteci Zeki Kızılkaya, "ayağını denk al, sonra yerine kayyım atandı denilmesin" dedi.



DUVAR – Adana’da bir radyo programına katılan yerel gazeteci Zeki Kızılkaya CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın görevden alınarak yerine kayyım atanabileceği yönünde açıklamalar yaptı. Kızılkaya, Karalar için ‘ayağını denk alsın’ ve ‘bunu bir ön uyarı olarak anlasın’ dedi.


Adana’da yayın yapan bir yerel radyonunu 21 Mayıs günkü yayınına katılan Kızılkaya, şehirde sivrisinek konusunda çalışma yapılması gerektiğini belirterek Karalar’ın ‘para yok’ diyemeyeceğini söyledi. “Sen seçilmiş belediye başkanı olarak hizmet yapmalısın” diyen Kızılkaya daha sonra sözü önceki dönem Seyhan Belediyesi Kültür İşleri Müdürü olarak görev yaparken KHK ile ihraç edilen Güven Boğa’ya getirdi. Boğa’nın halen Zeydan Karalar’a fiili olarak danışmanlık yaptığını öne süren Kızılkaya, “danışman ekibinde yer alıyor, nerede buluştuklarını da biliyoruz” dedi. Güven Boğa’nın yasadışı örgütlerle ilişkisi olduğunu öne süren Kızılkaya, Adana’da HDP desteği olmasa seçimi kazanamayacağını söylediği Karalar’a yönelik olarak, “Ayağını denk al, bunu bir ön sezi, ön uyarı olarak kabul edin. Terörle iç içe olan kişilerle birlikte olmanız sizi iyi bir yere götürmez. Sonra Adana Büyükşehir Belediye Başkanı görevden alındı yerine kayyım atandı denilmesin” şeklinde konuştu.

Kızılkaya’nın sözlerine tepki gösteren Güven Boğa ise çarşamba günü konu hakkında suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.

http://www.habereguven.com/tum-bel-sen-den-karalar-ve-boga-ya-destek/3801/

KESK’TEN TEPKİ

Güven Boğa’nın hedef gösterilmesine, üyesi olduğu KESK/Tüm Bel Sen’den de tepki geldi. Tüm Bel Sen Genel Başkanı Erdal Bozkurt, gerçekdışı iddialarle Boğa’nın kişilik haklarının da hedef alındığını söyledi. Gazetecinin, gerçeğin yanında olması gerektiğini belirten Bozkurt, şu açıklamayı yaptı:

“Güven Boğa ve on binlerce KHK ile mesleğinden, işinden, arkadaşlarından, ekmeğinden edilmiş kamu emekçilerinin bu durumuna sevinmek onu meşrulaştırmak hiç de insani bir davranış değildir. On binlerce hukuksuzluğa uğramış mağdurun ahını almak, KHK’yi hukuki bir işlem olarak görmek cehalettir.

KHK ile ihraçların ilk duyulduğunda dönemin adalet bakanı Bekir Bozdağ, yaptığı açıklama da ihraç işlemlerinin bir idari işlem olduğunu basın toplantısında ifade etmiştir. Sonrasında yine hükümet tarafından OHAL İnceleme Komisyonu kurularak bu dosyaların yeniden incelenmesi, bu da yetmez komisyon un olumsuz kararlarına itiraz için yargı yolu, yani hukuk devreye sokulmuştur.

Kaldı ki üyemiz Güven Boğa’nın sendikal faaliyetlerinden suç çıkarmak için açılan onlarca dava yine beraatla sonuçlanmış, hukuk bu konuda son sözü söylemiştir.

Hal bu iken, bu kadar basit bir süreçten ve işlem den dahi bi haber olan bu sahsın, düşmanlaştıran, suçlayan, kişisel hakları yok sayan, asılsız gayri ahlaki ve hukuksuz iddiaları kabul edilemez. Bu konuda sendikamız üyesi Güven Boğa’nın yanında olduğumuzu, başlatılacak yargı sürecini de birlikte takip edeceğimizi bir kez daha kamuoyu ile paylaşmak isterim.

Gerçek gazeteci demokrasiyi savunur, demokrasi dışı her türlü girişim ve uygulamanın karşısında olur. Nasıl bir kin ve nefretlik ruh halidir ki, Adana halkının sandıktan çıkan siyasi iradesini de yok sayarak, kendisini koymak istediği yerin ne olduğunu karıştırmış olacak ki, Adana’nın seçilmiş Büyükşehir Belediye Başkanı’nı kayyum ataması tehdidiyle uyardığını söyleyebiliyor.

Her iki olayda da kullanılan ifadeler, basın özgürlüğü veya ifade özgürlüğü olarak kabul edeceğimiz bir durum değildir.

SIRADAN BİR OLAY DEĞİL

İnsanlığın salgın belası ile mücadele ettiği bu günlerde birlikte dayanışma içinde olmamız ve bu salgın belasından kurtulmamız gerekirken, toplumu yanlış, kirli bilgilerle bilerek yönlendirme ve kişileri hedef gösterme sıradan bir olay olmasa gerek.

Dün olduğu gibi yarın da başta üyelerimiz olmak üzere haksızlığa uğramış tüm mağdurların yanında olmaya, hak ve hukuklarını savunmaya, Emek, demokrasi, adalet eşitlik ve özgürlük taleplerimizi haykırmaya, sınıfsal tercihimizin bize yüklediği bir görev, sorumluluk olarak görerek sürdürmeye devam edeceğiz.
(HABER MERKEZİ)

https://www.youtube.com/watch?v=kRVyfkmVxJE&feature=youtu.be

Editör: Haber Merkezi