BOZCAADA ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ- Üzüm, bağ, şarap, kedi, karga, gün batımı, gün doğumu, kültür ve sanat adası Çanakkale Bozcaada geçtiğimiz günlerde anlamlı bir etkinliğe konaklık etti, 21 yıldır aralıksız sürdürülen “Ozanın Günü ve Homeros Okumaları”na. Gelenekselleşip kültür değerimiz haline gelmiş buluşmanın başta mimarı Haluk Şahin, yontucu Belgin Şahin, Cevat Çapan, Rüstem Aslan olmak üzere katkıcıların emeğine Bozcaada Belediyesi ve evlerini, mekânlarını konuklara gönüllü açan ada halkının desteğiyle.

Cumhuriyet'ten Nurduran Duman'nın haberine göre; Buluşmanın ana teması “Troya ve Göçler”, ozanı ise Mustafa Köz’dü. Temanın ve yılın ozanının konuşulduğu Salhane’deki açıkoturumda, bu yıl 90. yaşından gün alan Çevat Çapan’a ve seyircilere hoş bir sürpriz yapıldı. Haluk Şahin’in sihirli “Bir maruzatı olan var mı” sorusuna seyirciler arasındaki Atilla Alpar ben bu satırların yazarı, sonra da konuşmacılar “Evet, var” diye yanıt vererek Çapan’dan birer şiir okudular. 

HOMEROS İLE VİRJİL’İN ÂŞIK ATIŞMASI

Ertesi sabah seher vakti kalkıp Arka Deniz’e gelen Homeros okuyucuları, dinleyicileri şiirle gün doğumunu karşıladılar. Bu yıl Sema Sandalcı’nın Eski Yunancadan seslediği, yine birçok dilde okunan Homeros’a, epik şiiri Aeneid’le Virjil eşlik etti. Tahta at hilesiyle düşürülmüş Truva’dan yurttaşlarıyla göç etmek zorunda kalıp, İtalya’ya giderek Roma’yı kuran Truvalı Aeneas’ın öyküsünü içeren Aeneid’in birinci bölümünü Oktay Rifat çevirisinden ben, ikinci bölümünü Türkân Uzel çevirisinden Atilla Alpar seslendirdi. Yurtsuz kalmış, ailesini ölüme ya da arkada bırakmış bir insanın, yurt hasreti bir yana yeni bir yurt kurmanın savaşımının dile getirildiği bu okuma, gün doğumu karşılayıcılarında dokunaklı etkiler bıraktı. Avrupa soylularının kökeninin Truva’da olduğu söylencesinin dayandığı bu eseriyle Virjil ile İlyada’sında öte yakadan gelenlerin Truva düşmeden önceki öyküsünü söyleyen Homeros’un birbirini tamamlayışına, aralarındaki âşık atışmasına tanık olunmaya değerdi.  

ÖNERİ: GÜN DOĞUMUN BİRLEYİCİ DİLİ

Böylesine birleyici bir etkinlik yurdun her yerinde yapılabilir. Nemrut Dağı, İshak Paşa Sarayı, Kız Kulesi vb. herkesin bildiği değerler gibi her köyün kasabanın gün doğumunu karşıladığı dağı, tepesi, su kıyısı illa ki vardır. Oralarda da en azından yılda bir kez gün doğumunu şiir, masal, türkü, halk oyunu, dans gibi o yörenin önde gelen sanat değeri ne ise onunla ve/veya hepimizin ortak dili Yunus Emre ile esenleyebiliriz. Dünyanın giderek gerginleşiyor göründüğü şu günlerde, seçimler de yaklaşırken birlik beraberliğimizi hatırda tutacağımız böyle bir etkinlik dizisi niye olmasın. Gün hepimizin üstünedir, sanat da hepimizin içine. Sanata evet.

ÜZÜMLÜ KIZ YONTUSU

Adaya yolu düşenler Belgin Şahin’in yonttuğu “Üzümlü Kız”a uğramadan geçmemeliler. Feribottan iner inmez, adanın meşhur üzümü elinde, omzunda adanın yine meşhur kargalarından biri sizi bekliyor olacak. Şanslı iseniz, yine ada meşhurlarından bir kediyi kucağında uyukluyor bulabilirsiniz.  

Editör: Haber Merkezi