URFA - HDP Urfa İl Örgütü’nün 4'üncü Olağan Kongresi'nde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “İmralı’da Sayın Öcalan üzerinde mutlak tecrit devam etmekte” vurgusunu yaparken, “çözüm süreci” tartışmalarına da işaret etti: “Biz AKP ile hiçbir konuda bir anlaşma yapmadık, yapmayız. AKP ile anlaşma yapanlar bellidir. Milletvekillerimizin dokunulmazlığının kaldırılmasında AKP ile birlikte ellerini havaya kaldıranlar AKP’nin ortaklarıdır.”

JINNEWS'in haberine göre; Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa İl Örgütü, “Dem dema HDP'ê ye/Şimdi HDP Zamanı” şiarıyla 4'üncü Olağan Kongresi’ni gerçekleştirdi. Haliliye ilçesinde bulunan bir salonda gerçekleştirilen kongrede salona "Tecride, savaşa ve yoksulluğa hayır", "Şenyaşar ailesi için adalet herkes için adalet",  "Bijî berxwedana ciwanan”, "Rêxistinbûna jinê, azadiyê jinê ye” yazılı pankartlar asıldı.

Binlerce kişinin katıldığı kongreye HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP milletvekilleri, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan, Tevgera Jinên Azad (TJA), Urfa Barış Anneleri Meclisi, HDP Diyarbakır il ve ilçe örgütleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, siyasi parti yöneticileri katıldı. 

Özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşu ile başlayan kongrede önce şarkılar ve zılgıtlar eşliğinde halay çekildi.

‘HDP’nin topluma verdiği umudu kırmak istiyorlar’

Kongre komisyonunun kurulmasından sonra HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, konuşma yaptı. HDP olarak halktan güç aldıklarını söyleyen Pervin, “Elbette bu yolculuğumuzu, kongrelerimiz ile alanlarda, meydanlarda, parlamentoda, cezvelerinde yani yaşadığımız her alanda, bulunduğumuz her mücadele alanında daha da büyüyoruz. HDP artık milyonların büyük umut yürüyüşüne dönüştü. Bu da sizlerin bize olan güveninden kaynaklanıyor. Sizler de iyi biliyorsunuz ki özellikle bu ülkeyi yönetenler bu ışığı söndürmek için büyük bir çaba içine girdiler, çok uğraştılar. HDP’nin Türkiye halklarına ve toplumuna verdiği umudu, yaydığı ışığı, verdiği cesareti kırmak ve engellemek için her türlü yolu denediler, denemeye de devam ediyorlar” şeklinde konuştu.

‘Başka bir yaşam 3’ncü yolla mümkün’

İktidarın ülkeyi karanlıkta bırakarak iktidarda kalmak istediğini belirten Pervin, “Biz de ‘Başka bir yaşam mümkündür’ diyoruz. Çünkü artık HDP fikriyatı ve çizdiği 3’ncü yol vardır. Bu kararlılığı kırmak, bu cesareti ve umudu kırmak için her türlü baskı ve şiddet yöntemlerini hayata geçiren bir iktidarla karşı karşıyayız. Bir siyasi partinin yöneticilerinin yarısını da cezaevinde olduğu başka bir ülke dünyanın hiçbir yerine yoktur. HDP’nin yöneticilerini milletvekillerinin belediye eş başkanlarının üyelerimizin, partimize selam veren insanların cezaevinde olduğu gerçeğini hepimiz biliyoruz” dedi.

‘Siyasetçiler cezaevlerinde rehine olarak tutuluyor’

Pervin, ülkede barış, demokrasi, özgürlük ve ülkenin refaha kavuşmasını isteyenlerin cezaevlerine konulduğunu ifade ederek, “Barış akademisyenleri, Gezi Davası’nda yargılananlar, milletvekilleri, belediye eşbaşkanları ve bu toplumun güven duyduğu birçok kesimin bugün cezaevinde olduğu gerçeğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Onlar cezaevinde rehine olarak tutuluyorlar. Bunu herkesin bilmesinde fayda var. Karşımızdaki sistemin en iyi bildiği şey yok saymak, inkar etmek, baskı uygulamak, şiddet uygulamak, tutuklamak ve gasp etmektir. Kürt halkının demokrasi güçlerinin bütün değerlerini kazanımlarını gasp etmekle cezaevine göndermek ile övünen bir zihniyetin toplumun tamamına yaymak isteyen bir anlayışla karşı karşıya olduğumuzun herkesin bilmesi gerekiyor. Siyasetimizi kumpas ve komplolarla yargılamaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Kürt halkının, demokratik siyasetin güçlü bir varlık olarak kendini gösterdiği bu dönemde bütün bunları engellemek için biraz önce saydığım yol ve yöntemleri devreye koydular” diye ekledi.

‘Asla boyun eğmeyeceğiz’

“Biz demokrasi dedikçe onlar faşizmi daha fazla yükseltmekte ısrar ettiler. Biz barış dedikçe savaş naraları atmaya devam ettiler, biz adalet dedikçe hukuksuzluklarını yaymaya devam ettiler. Bize bütün hukuksuzluklarla cevap vermeye yeltendiler” diyen Pervin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bizler demokratik siyaset dedikçe cezaevlerinin yolunu gösterdiler ama biz ne yaptık mücadeleden asla taviz vermedik, demokratik siyaset ısrarımızdan vazgeçmedik, boyun eğmedik, biat etmedik, diz çökmedik. Asla boyun eğemeyeceğimizi biat etmeyeceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum. sizden aldığımız büyük moral ve güçle HDP’yi ayakta tutmaya, büyütmeye genişletmeye hep birlikte devam edeceğiz.

Cumhur ve millet ittifaklarında çatlaklar var

Tüm gözlerin HDP’nin üzerinde olduğu bir dönemden geçiyoruz. Çünkü seçimler yaklaşıyor, çünkü bu ülkeyi yönetenlerin bir kez daha iktidara gelmek için yeni komplolar, başka başka spekülasyonlar ve bu halk üzerinde oynayacak oyunları devreye koymaya çalıştığını biliyoruz. Bir kez daha söylüyoruz, HDP olmadan gelecek olmaz, siyaset olmaz, parlamento olmaz, HDP olmadan yeni bir yaşam asla olmaz. Bu anlayışla yeni döneme hazırlanıyoruz. Şu günlerde özelliklere AKP içinde büyük kırılmaların anlaşmazlıkların ve çatlakların yaşandığını biliyoruz. Cumhur İttifakı’nın içinde de Millet İttifakı’nın içinde de büyük anlaşmazlıkların, çatlakların olduğuna her gün tanıklık ediyoruz.

Kürtleri inkar edenlerin iktidara gelme şansı yoktur

Peki niye böyle ayrışma yoluna gidiliyor? Bu ülkede Kürtleri kim inkar ederse, Kürtlerin hakların kim tanımazsa, dillerini kim yasaklarsa onun bir kez daha iktidara gelme şansı yoktur olamaz. İşte AKP şu anda yaşadığı bütün bu anlaşmazlıkların  sebebinin Kürtlere yaklaşımı olduğunu çok iyi bilmelidir. Kürt halkının kimliğini inkar edenler, Kürt halkının demokratik siyaset yapmasının önünde engel olanlar, Kürtleri cezaevine koyanlar, parlamentonun dışına atmak isteyenler hiçbir zaman başarılı olmadı, bundan sonra da olamayacaktır. Görüyoruz bir iflas süreci başlamıştır, bu hızla AKP'yi çürümeye, çökmeye ve siyasi arenanın dışına doğru götürüyor.

Urfa halkı ekonomik krizi derinden yaşıyor

Bu ülkede sadece Kürtlerle ilgili değil, Alevilerin eşit yurttaşlık hakkını tanımayan, kadınların eşitlik talebini görmeyen, çocukların ve gençlerin geleceğe umutla bakmasını engelleyen, farklı inançların, dillerin önüne engel olarak çıkanların bu ülkede artık yeri yoktur. Bundan biri de AKP’dir. Bugün Türkiye halkları açlık, yoksulluk, sefalet ve ekonomik kriz ile uğraşıyoruz. Ülkeyi bu hale getiren, halklara açlığı reva gören, işsizliği ve yoksulluğu reva eden AKP iktidarının artık miladının dolduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ekonomiyi bu düzeye getiren AKP iktidarı ekonomik, sosyal ve siyasal olarak artık çökmüş olarak karşımızda duruyor. Ekonominin ne halde olduğunu, topluma nasıl bir geri dönüşü olduğunu Urfa halkı çok iyi biliyor. Sizler ekonomik krizi en derin yaşayan bir halksınız. Urfa halkı kaynaklarını, Harran Ovası başta olmak üzere, verimli kaynaklarının yanlış kullanılması sebebiyle Urfa halkının ekonomik krizi yaşamasına sebep olan bu iktidardır. Bu topraklar sadece Urfa’ya değil, Türkiye’ye değil, bütün Ortadoğu’ya yetecek verimliliğe sahipken kaynakları 5’li çetesine aktaran bir iktidarla karşı karşıyayız. 

Urfa halkı seçimlerde AKP’ye hesap soracaktır

Urfa halkı seçimlerde bunun hesabını AKP'den soracak ve AKP’yi Urfa'da artık birinci parti olmaktan çıkaracaktır. Artık Urfa’da birinci parti HDP’dir. Urfa artık mor rengine bürünmüştür. Mor HDP’nin, kadınların rengidir, Türkiye halklarının rengidir. Anketlerde Urfa artık mora bürünmüştür. Sorunların çözümünde diyalog ve müzakerenin önemli oluğunu her fırsatta söyledik. Ancak AKP zihniyeti sorunları diyalog ve müzakere dışında operasyon ve güvenlikçi politikalarla çözme yolunu tercih ediyor. Bunu tercih etmelerinin nedeni de elbette bir kez daha iktidar olabilme ve kendi koltuklarını sağlama alma zihniyetinden kaynaklandığını biliyoruz. 

İmralı’da mutlak tecrit devam etmekte

Türkiye gırtlağına kadar borç batağına saplanmış bir ülke haline gelmiştir, bunun AKP’nin yanlış politikalarından kaynaklandığını hepimiz biliyoruz, görüyoruz. Hem Türkiye’de hem Kürtlerin yaşadığı bütün yerlerde Kürt halkının söz sahibi, karar sahibi olmasını istemeyen bir anlayış var. Bunun için de İmralı Adası’nda Sayın Öcalan’a karşı mutlak bir tecridin devam ettiğini hepimiz görüyoruz. Bugün bir kez daha Öcalan’ın ailesi ile görüşme yapmasına dair 3 aylık bir yasak daha getirildi. Sanki bir görüş varmış gibi, düzenli bir gidiş geliş varmış gibi bir kez daha basına yansıyan 3 aylık bir aile görüşüne yasak getirildi. 2015 yılından beri düzenli olarak yapılan bir aile görüşü yok. 2015 yılından beri düzenli yapılan bir avukat görüşü, bağımsız heyet görüşü yok.

AKP ile antlaşma yapmadık, yapmayız

Son günlerde yazılan çizilen, medyada konuşulan bir şey var. O da yeni bir çözüm sürecinin başlayıp başlamama meselesi. AKP ve HDP arasında gizli bir anlaşma var mı, bunun çok konuşulduğu bir dönem. Sanki AKP ile HDP kapalı kapılar ardında bir araya geliyor, Sayın Öcalan ile bir görüşme yapıyor ve kamuoyundan gizleniyor gibi yansıtılmaya çalışılıyor. Şunu özellikle ifade etmek isterim. Biz AKP ile hiçbir konuda herhangi bir konuda bir anlaşma yapmadık, yapmayız. AKP ile anlaşma yapanlar bellidir. Milletvekillerimizin dokunulmazlığının kaldırılmasında AKP ile birlikte ellerini havaya kaldıranlar AKP’nin ortaklarıdır. Tezkerelerde AKP ile birlikte evet oyu kullananlar AKP’nin ortaklarıdır. AKP’nin bütün hukuksuzluklarının altına imza atanlar, AKP’nin her türlü hukuksuzluğunun yanına boncuk gibi dizilenler AKP’nin gerçek ortaklarıdır. Biz barış meselesinden samimiyiz, ülkeye barışın gelmesi, hüküm sürmesi için çok samimi çok cesaretli ve çok haklı bir yerden politikalarımızı sürdürüyoruz. Çünkü barış programımızdır, mücadelemizdir, ilkemizdir. 

Emine Şenyaşar adalet istiyor

Şunu da açık yüreklilikle ifade etmek isterim ki Türkiye'de barışa, demokrasiye, insan hakları ve adalet dair AKP iktidarının herhangi bir şekilde adım atmadığını biliyoruz. Bunun için hiç kimse HDP’yi suçlamasın. Hiç kimse HDP’nin Türkiye haklarına rağmen Kürtlere rağmen farklı bir yol yöntem izleyeceğini düşünmesin. Biz ne yapacaksak sizlerle birlikte yapacağız. Bu ülkenin Kürt sorunun demokratik yöntemlerle çözülmesine ve adalete büyük ihtiyacı var. İşte Emine Şenyaşar annenin adalet çığlığını duymayan vicdanlara bir kez daha seslenmek isterim. Siz Şenyaşar ailesine bir vicdan ve özür borcu yüklüsünüz. Şenyaşar ailesinden özür dilemek zorundasınız, talep ettiği hakları vermek zorundasınız. Bu anne adalet çığlığı atıyor, feryat figan eşi ve çocuklarının katillerinin yargılanmasını istiyor, adalet istiyor. 

Adalet ve vicdan borcumuz var

Biz kendi mücadelesiyle bu adaleti mutlaka Emine Şenyaşar annemize vereceğiz, kimsenin kuşkusu olmasın. Bu ülkede adalet arayan sadece Emine Şenyaşar annemiz değil, bir kez daha gözaltına alınan cumartesi annelerine, Gezi’de çocukların yitiren annelere, Suruç Katliamı’nda çocuklarını yitiren ailelere, Roboskî ve bütün katliamlarda hayatlarını kaybedenlerin ailelerine bir borcumuz var, adalet borcumuz var, vicdan borcumuz var. O adalet ve vicdan borcunu ödemekle yükümlüyüz. Bu mücadeleyi sonuna kadar götüreceğiz. Şimdi birlikte yol yürümenin zamanıdır, mücadeleyi büyütmenin ve büyük direnmenin zamanıdır. Çünkü bu ülkeyi yönetenler ülkeye büyük haksızlıklar, adaletsizlikler ve hukuksuzluklar yaptılar. HDP kumpas ve adalet davaları ile yılacak taviz verecek bir parti değildir. Önümüze getirilen bütün davalarda haklı olarak çıkacağız. Hem HDP kapatma davasını hem de Kobanê kumpas davasını karşımıza çıkardılar. Bunu da bilsinler ki bu davalarda bizler kazanacağız nasıl ki ‘Kobanê düşmedi, düşmeyecek, HDP de düşmedi düşmeyecek’ bunda kimsenin kaygısı ve kuşkusu olmasın.

3 Temmuz’da büyük kongreye davet

3 Temmuz'da Ankara’da büyük kongremize gerçekleştireceğiz, büyük kongremizde bir kez daha adalet olan güvenimizi, barışa olan ihtiyacı, özgürlüklere olan ihtiyacı hep birlikte kongre salonumuzdan haykıracağız. Urfa’dan büyük bir katılımın olacağını, sizin de katkı ve emeğinizin olacağını biliyoruz. 3 Temmuz Ankara’da bir kez daha ülkeyi yönetenler, bizi yok sayanlara ve inkar edenlere bir kez daha buradayız diyeceğiz, ayaktayız diyeceğiz, yıkılmadık diyeceğiz, mücadeleye devam diyeceğiz. Şimdi bugün burada Urfa İl Örgütü’müzün kongresinde yeni bir yönetim seçilecek, şimdiye kadar emek veren, bu mücadeleye büyük emekleri ve bedelleri olan il Başkanlarımız başta olmak üzere ayrı ayrı tek tek teşekkür etmek istiyorum. Yeni seçilecek olan arkadaşlarımı da bu zorlu görevde bizimle yol yürüyecekleri, bu mücadeleye katkı sunacakları için özellikle üstün başarılar diliyorum. Hepimizin yolu açık olsun, mutlaka kazanacağımız, büyük bir zaferle büyük barışı bu ülkeye getireceğimizi herkesin bilmesini istiyorum. Serkeftin diyorum.”

Eşbaşkanlar seçildi

Kongre, faaliyet raporlarının okunmasıyla devam etti. Ardından yapılan seçimlerde HDP Urfa İl Eşbaşkanlığına Aliye Kızıldamar ve Ahmet Atış seçildi. 

Kongre şarkılar, zılgıtlar ve halaylarla son buldu.

Editör: Haber Merkezi