banner9

banner8

Öyküde “Masumiyet çağı'nın sonu- Sibel özbudun Temel- Demir

Yazar Sibel özbudun-Temel- Demir, "Posta kutumuzda bir kitap… Bu kez Elbistan E Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nun “Görülmüştür” damgasını taşıyor. Bir öykü kitabı: ‘Herkes Kendine Mahkûmdur’[2]… Uzunca bir süredir yazıştığımız, siyasî tutsaklardan Serdar Koç’un öyküleri" yazdı...

Konuk Yazarlar 25.09.2022, 21:32 25.09.2022, 21:45
19
Öyküde “Masumiyet çağı'nın sonu- Sibel özbudun Temel- Demir

ÖYKÜDE “MASUMİYET ÇAĞI”NIN SONU[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

“Sabahın sahibi vardır.

Gün daima bulutta kalmaz.

Herhâl ilerdedir

Yaşanacak günlerin en güzelleri.”[1]

Posta kutumuzda bir kitap… Bu kez Elbistan E Tipi Ceza İnfaz Kurumu’nun “Görülmüştür” damgasını taşıyor. Bir öykü kitabı: ‘Herkes Kendine Mahkûmdur’[2]… Uzunca bir süredir yazıştığımız, siyasî tutsaklardan Serdar Koç’un öyküleri.

‘Herkes Kendine Mahkûmdur’, Serdar Koç’un ilk kitabı değil. Daha önce yayınlanmış bir romanı (‘Gidersem Hasret Kalır Bende’, 2015), bir şiir kitabı (‘Kül’efil’, 2015) ve iki ciltlik bir öykü kitabı (‘İçeriden İnsan Manzaraları’, 2016) var. Ve sonrası: ‘Dilek Taşı’ ve ‘Bozok’ (roman, 2018)…

Kitaba aç bir tutsaklık ömrü için ( “Gerçi OHAL’den kaynaklı kitaplara ulaşmakta da ciddi sıkıntı yaşıyoruz. Cezaevi kütüphanesi yeterli olmuyor. Yıllardır bir tek kitap artışı göstermedi kütüphane. Var, bazı kaliteli kitaplar da var, lakin genelde eski kitaplar diyeyim. Yine de idare etmeye çalışıyoruz. İçeride en iyi dostlardır kitaplar,” diyor “Görülmüştür” ekibine yolladığı mektubunda[3]…) velut bir yazar, Serdar Koç.

Hergün sokakta karşılaştığımız, bir “öykü”sü olabileceğini, olasıdır ki tahayyül dahi edemeyeceğimiz “sıradan” insanlara dair öyküler yazıyor.

Bir oğlu hastanede, bir oğlu içeride, tutsak anası Fadime… Eşkıya eskisi, İstanbul’da kapıcılık yaparken polisin tongasına düşen Xalȇ Hasan…

Fuarda kitap çalarken stand görevlisine yakalanan kitap sevdalısı öğrenci Hüseyin…

Yıllardır yüreğini kemiren sırrı ölüm döşeğinde kızına itiraf eden asker emeklisi Şevket…

Dilencilik sanatının “maestro”su Çorumlu Cafer…

Dayak yememek için gardiyanlara yaltaklanan Kürt çoban Celalettin…

İstanbul yolunda bir kez daha kimliğinin lanetine uğrayan Dersimli Piro…

Yedi yaşındaki kızının mektubu tutsak edilen mahkûm Yusuf…

Kocasının eve getirdiği polis akraba yüzünden hayatı kararan travesti kadın Menekşe…

Bir lise aşkıyla dünyası değişen “milliyetçi” delikanlı, Tarkan…

Edirneli öğrenci kız, Arzu…

Edebiyatta her gün trende, vapurda, otobüste karşılaştığımız sıradan insanlara değgin öyküler, yeni değil. En azından 1940’lı yıllardan bu yana yazarlar, şairler hiç de “kahraman” olmayan kahramanların sıradan öykülerini anlatıyorlar bizlere. Sevdalarını, düşkırıklıklarını, ihanetlerini, ihanete uğramışlıklarını, ekmek kavgalarını…

Sait Faik gibi onları düşsel bir kurgu içerisinde ağaçlarla, sobayla, kışla, sandalla, velhasıl bilumum canlı-cansız varlıklarla meczedenler de var, Orhan Kemal gibi ekmek kavgalarını, Fakir Baykurt gibi kırsallıklarını, yoksulluklarını dile getirenler de, Bekir Yıldız gibi göçmenlik hâllerini betimleyenler de…

Ama son on yıllarda, özellikle de düşük yoğunluklu iç savaş yıllarının ardından, sıradan insanların öykülerine bir başka burukluk, bir başka acı eklendi: devlet sancısı… Polisle, cezaeviyle, velhasıl devletle karşı karşıya gelmenin, devlet elinden hırpalanmanın, devletin hışmına uğramanın acısı sindi öykülere.

Bu tarihin daha gerilere, 1970’li, 80’li darbe sonrası yıllara dayandığını, okurun bu yıllarda işkencenin edebiyata girişine tanık olduğunu hatırlatabilirsiniz. Ve doğru söylemiş olursunuz. Ama 1970-1980’ler öykücülüğünün/ romancılığının “kahraman”ları çiftçi Recep, ev kadını Nurten, bakkal Remzi, tezgahtâr Hüsniye, tornacı Yusuf değildir ki… Ülkeyi, dünyayı değiştirmek için uğraşan ve dünyayı değiştirmek istemeyenlerin hedef aldığı devrimcilerdir.

Oysa -son yıllarda cezaevlerinden fışkırdığına tanık olduğumuz tutsak Kürt edebiyatçıların sayfalara taşıdığı “devlet hışmı”nın mağdur/kahramanları farklı… Yalın, sıradan, belki Kürtlerin partisine oy vermiş olmaktan, belki 1990’lı yıllarda Diyarbakır’da, Cizre’de, Şırnak’ta yaşamış olmaktan, belki nüfus kayıtlarının Kürt coğrafyasına değgin olmasından, belki türkülerini anadilde söyleyip, meramlarını en iyi bildikleri dille anlatmaya kalkışmış olmaktan gayrı bir “suç”ları yok.

‘Herkes Kendine Mahkûmdur’ onlara dair öyküler anlatıyor. Çoğu, sadece Kürt olduğu için başı belaya saran küçük insanların öyküleri.

Evinde tenceresini kaynatmaktan başka bir kaygısı yokken ocağına ateş düşen Fadime, cezaevindeki evladı ve bütün tutsak evlatları için kavgaya giriyor örneğin, ve iki gencecik kızı, saçlarından sürükleyen polisin elinden almak için kaplan kesiliyor…

Ya da Yusuf’un, büyüyüşünü izleyemediği kızının yazdığı mektup, küçük kızın çizdiği sarılı-kırmızılı-yeşilli resim yüzünden kendisine verilmeyince bir kez daha dünyası yıkılıyor. Ne için olduğunu dahi bilmeden cezaevine düşen Kürt çoban Celalettin, gardiyan dayağından kaçmak için “Ben ülkücüyüm” deyip de “O zaman dokuz ışığı say bakalım” ahret sorusu ile karşılaşınca feleğini şaşırıyor…

Kışı İstanbul’daki akrabalarının yanında geçirmek üzere yollara düşen Dersimli Piro, kimliğindeki “doğum yeri” hanesinin karşılığındaki isim nedeniyle, polislere “bombacı” olmadığına inandırmak zorunluluğuyla karşı karşıya kalıyor…

Kürtlerin her gün bu coğrafyada salt kimliklerinden dolayı geçmek zorunda bırakıldıkları bir sürü sınav…

Bu nedenledir ki cezaevi yazarları “acıyı bal eylemeye” kalkıştıklarında, mizahi bir dil kullanmaya yeltendiklerinde dahi, hep biraz kekre, biraz buruk olur kalemleri. Serdar Koç bu kekrelikten bağışık değil…

İnsan onları okudukça, 1940-1970 kesiti öykücülüğünün “masumiyet çağı”nı özlemiyor değil… En azından, bir kapıcıyı tuzağa düşürmek için bir itirafçıyla birlikte tekrar tekrar kapısına dayanan “siviller”in kirli oyunlarına, bir travestiye tecavüz edip yola bırakan güvenlik güçlerinin öyküleri yazılmıyordu o yıllarda.

Shakespeare haklı… “Çürüyen bir şey var Danimarka krallığında…”

Ve cezaevlerindeki Kürt yazarlar, bu çürümüşlüğe yöneltiyorlar kalemlerini…

Bu çürümüşlük, özgürlük, eşitlik ve eşitliğe dayalı bir kardeşliğin gübresi olabilecekse eğer, cezaevi yazınının da bu çorbada tuzu olacağına hiç kuşku yok!

21 Ağustos 2022 18:21:02, Çeşme Köyü.

N O T L A R

[*] Kaldıraç No:254, Eylül 2022…

[1] Nâzım Hikmet.

[2] Serdar Koç, Herkes Kendine Mahkûmdur”, Ceren Kültür, Birinci Basım, 2017.

[3] https://www.gorulmustur.org/icerik/tutsak-serdar-kocun-mektubu-ve-yeni-kitabi-geldi

Yorumlar (0)
banner44
Günün Anketi Tümü
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 26 54
2. Eyüpspor 26 53
3. Pendikspor 26 47
4. Rizespor 25 46
5. Keçiörengücü 26 46
6. Sakaryaspor 26 46
7. Bodrumspor 26 41
8. Manisa FK 25 39
9. Boluspor 25 38
10. Bandırmaspor 25 37
11. Göztepe 25 35
12. Tuzlaspor 26 28
13. Altay 26 25
14. Adanaspor 26 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 25 20
17. Gençlerbirliği 25 17
18. Denizlispor 26 17
19. Yeni Malatyaspor 26 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
Günün Karikatürü Tümü