Tüm sorunların kaynağı Adaletsizlik ve  hukuksuzluktur!

AKP iktidara bu ülkede cumhuriyet tarihi boyunca ötekileştirilen her kesime mavi boncuk dağıtarak geldi. iktidara geldikten sonra bütün devlet kurumlarını ele geçirip iktidarını kökleştirdikten sonra verilen vaatların hiçbirini yerine getirmediği gibi var olan demokrasinin kırıntılarını da ortadan kaldırmak adına can siperane çalıştı. Özellikle bu ülkede bütün sorunların kaynağını teşkil eden en Başat sorun olan "Kürt sorununu!" demokratik yöntemlerle çözümü yerine güvenlikçi politikaları baz alarak, savaş ve imha stratejisi ile çözümünü baz alması bu ülkede bugün var olan ekonomik krizin de temel  nedenini oluşturmaktadır.

AKP iktidarının 15 Temmuz darbe girişimi sonrası bu ülkede sistemi değiştirmesi ve MHP ile ittifak kurmasından sonra hatta 2015 yılından itibaren basta Kürtler olmak üzere bu ülkede var olan  farklı etnik ve inanç gruplarına karşı uyguladığı adaletsizlik, hukuksuzluk ve antidemokratik uygulamalar bu ülkeyi bugün de yönetilemez hâle getirmiştir.Hukukun üstünlüğünü uygulamak için, adalete güveni arttırmak için, demokratik yönetim için mutlaka ama mutlaka Kürt meselesinin demokratik yol ve yöntemlerle çözülmesi gerekmektedir.

Ülke yöneticilerinin Kayyumlarla ülkeyi yöneterek, kayyum zihniyetiyle Kürtçe olan Köy, Şehir ve kasaba isimlerinin yada Dağ, nehir ,mıntıka gibi coğrafi isimlerin,coğrafya atlaslarundaki orijinal isimleri yerine başka isimler vererek, Kürt halkının değerlerini hiçe sayarak  bu ülkeyi yönetemeyeceklerini anlamaları lazım. Kürtler bu konuda "halk olmaktan kaynaklı" taleplerinden hiç taviz vermeyecek ve  bunun içinde mücadele edeceklerdir.

Bugün Mecliste bir Kürt vekil kürsüde Kürtçe 2 kelime konuşursa  hemen tutanaklara "x" diye geçiliyor..Bu uygulama bu ülkede 30  milyon Kürt'ü yok saymaktır., Bu yok saymaları önlemek için, bu tür anti demokratik uygulamara dikkat çekmek için Kürtçenin hayatın her alanında kullanması için çaba içinde olunmalıdır.Yetkilileri de ,çok yetersiz dahi  olsa ana dil sorununun çözümüne yönelik gerekli çalışmaların bir an önce başlatılması ve ana dil eğitiminin önündeki engellerin kaldırılması için çaba sarf etmeleri  gerekmektedir.

 Barış ve müzakere sürecinde bunun ilk adımı atılmış ve okullarda belli bazı sınıflar düzeyinde 2 saat seçmeli dersin seçilmesine olanak getirilmiştir.Bu son derece yetersiz bir düzenleme olmasına rağmen. ilerisi için olumlu bir adım olarak tarafımca kabul  edildiğinden Kürtçenin  her sınıf düzeyinde secmeli olarak  seçilmesinde tereddüte düşünmeden seçilmesi lazım.

Tüm Kürt, anne ve babalara ve Kürt halkına  çağrımdır, seçmeli Kürtçe dersleri mutlaka seçiniz. Söz konusu haftada iki saatlik seçmeli ders politikasının altında yatan gerçek amacı bilerek yine de bu imkânı kendi lehinize yani dilimizi korumak için sonuna kadar kullanmalı ve seçmeli Kürtçe dersleri seçmeliyiz. 5, 6, 7 ve 8'inci sınıflarda okuyan öğrencilerin, 21 Ocağa kadar, Kürtçenin Kurmanci ve Kirmancki yani Zazaki lehçelerini seçmelerini talep etmeliyiz.

Türkiye'nin en büyük sorunlarının başında ana dillere karşı uygulanan tekçi politikalar, tekçi eğitim sistemi gelmektedir.Demokratik bir ülke inşasının yolu tüm kimlik ve kültür sorunlarının köklü çözümünün demokratik, çoğulcu, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasayla mümkün olacağına inanıyoruz.

 Türkiye'nin sorunlarının çözülmesi için en başta demokrasinin gereği olarak farklı kimliklerin, dillerin, inançların ve kültürlerin hak eşitliğinin anayasal güvence altına alınması ve bu anlayış üzerinde şekillenen bir anayasal yurttaşlık tanımının yapılması, ana dil hakkının özellikle ana dilde eğitim başta olmak üzere her alanda uygulanması gerekmektedir. Çocukların ana dillerinde eğitim almaları UNESCO tarafından öncelikli güvence  altına alınmış evrensel bir haktır.Türkiye'nin Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 17'nci, 29'uncu ve 30'uncu maddelerine koyduğu çekinceleri kaldırması gerekmektedir.

İlkokuldan üniversiteye ana dilde eğitim hakkı yıllardan beri tartışılan ve özellikle Kürtler tarafından talep edilen bir insanlık hakkıdır. Ancak bu hak, iktidarlar tarafından yıllardır çiğnenmektedir, gasbedilmektedir. Kürtçe, eğitim dili ve resmî dil olmalıdır. Temelde en doğal hakkımız olan, ilkokuldan üniversiteye ana dilde eğitim hakkını savunuyoruz ve bunun için mücadelemiz devam etmektedir. Yine de ana dil eğitimi başta olmak üzere asimilasyona karşı geliştirilecek her türlü yol ve araç, bizim için değerlidir ve biz de bu imkânları sonuna kadar kullanacağız.

Editör: Haber Merkezi