banner9

banner8

Leyla Güven hasta tutsaklar için yazdı: Hayat kanunlardan üstündür

“Sevgili Aysel Tuğluk, Mehmet Emin Özkan, Ergin Aktaş, Makbule Özer ve daha binlerce arkadaşımızın özgürlüğü bizim ellerimizde! Ailelerin başlattığı nöbet eylemlerine ve diğer eylem ve etkinliklere çalışmalara katılım sağlamak son derece önemlidir. Bu, çocuklarımızın yüzüne utanmadan bakabilmemiz içindir.”

Köşesinde Yazdı... 15.09.2022, 11:14 15.09.2022, 11:17
41
Leyla Güven hasta tutsaklar için yazdı: Hayat kanunlardan üstündür

“Sevgili Aysel Tuğluk, Mehmet Emin Özkan, Ergin Aktaş, Makbule Özer ve daha binlerce arkadaşımızın özgürlüğü bizim ellerimizde! Ailelerin başlattığı nöbet eylemlerine ve diğer eylem ve etkinliklere çalışmalara katılım sağlamak son derece önemlidir. Bu, çocuklarımızın yüzüne utanmadan bakabilmemiz içindir.”

Leyla Güven* JINNEWS'e yazdı.

“Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın” diyor Albert Camus. “Bizim coğrafyamızda insanlar nasıl ölüyor” sorusuna sadece birkaç örnek verecek olursak; keskin nişancı kurşunuyla Taybet Ana gibi, gece evinde uyurken panzerle ezilen Silopili çocuklar gibi, helikopterden atılarak Vanlı köylüler gibi, hava bombardımanı ile öldürülen Roboskili çocuklar gibi, evinin önünde ya da sokakta yürürken panzerle ezilen çocuklar ve yetişkinler gibi, gözaltında ya da cezaevinde yapılan işkence ve birçok yöntem ile katledildiğini belirtebiliriz. Bu ölümleri gerçekleştiren akıl topluma “takdiri ilahi”, “fıtratında varmış” diyerek bu ölümleri doğal görmemizi arzuluyor. Oysa bu belirttiklerim ve daha binlerce ölüm doğal ölüm değil cinayettir!

Hayat kanundan güçlüdür

Peki bu ölümleri bizzat işleyen ya da sebebiyet verenler herhangi bir cezai yaptırıma tabi oluyor mu? Tabi ki hayır! Hatta çoğunun terfi ettirildiği bilinen bir gerçektir. Konfüçyüs 2 bin 600 yıl önce “Baskı yapan devletler, kaplanlardan daha tehlikelidir” içerilmiş kötülükle hareket eden egemenler “Nasıl olsa bütün acılar eskiyecektir, dolayısıyla ben kötülüklerime devam edeyim” diyor. Ve baskı, zulüm ve işkencelerine her alanda fütursuzca devam ediyor. Bu zihniyet şimdilerde cezaevlerinden her gün cenazelerin çıkmasına bilerek ve isteyerek sebebiyet veriyor. Ağır hasta ve tek başına yaşamını sürdüremeyecek durumda olan ve birçoğunun çok az ömrünün kaldığı tıbben açıklanan hasta tutsakların inatla ve öfkeyle bırakılmaması başka türlü nasıl açılanabilir ki? Bugün bütün kanunları kendi iktidarlarını sürdürebilmek için kullananlar hayatın kanundan daha güçlü olduğunu bilmiyorlar! Oysa hasta tutsakların durumu siyaset üstüdür! Söz konusu insan yaşamı olduğunda bazı sözler anlamsızlaşabiliyor. Suç, ceza, devlet, yasa ve kanun gibi olgular insan, hukuk, adalet, yaşam, eşitlik, özgürlük, vidan ve ahlak olgularından çok sonra gelirler ve gelmelidirler. Ahlaki ilahi buyruklara uymak değil; çekilen acıları azaltmak anlamına gelir. Yani ahlaklı davranmak için bir mite ya da anlatıya inanmamız gerekmez. Sadece acıyı derinlemesine idrak etmek yeterli olacaktır.

İçselleştirilmiş kötülük

Geçtiğimiz günlerde cezaevinde yaşamını yitiren hasta tutuklu eski Belediye Başkanımız Bozo Yılmaz’ın sevk edildiği ATK’ye götürülürken yolda, “dört gün boyunca aç bırakıldığı” ailesi tarafından ifade edildi. “Yanında para yok” diye yemek vermemişler. Oysa o ring aracının içindeki bütün yetkililer “tutsakların para taşımalarının yasak olduğunu” bilirler. İşte bu nedenle “içselleştirilmiş kötülük” diyoruz. Kürt’ün ölüsüne-dirisine-yaşlısına-gencine-tutsağına-hastasına düşmanlık diyoruz. Hiç kimse biz Kürtlere yasalar karşısında “hepimiz eşitiz” demesin! Tecrübe ile sabittir ki; söz konusu Kürtler ise mevcut yasalar her zaman ve her yerde eşitsizliğe dönüşmektedir. Çünkü iktidarın adalet terazisinin kefelerinden birine beka, vatan, millet, Sakarya milliyetçiliğini doldurup, üzerine oturmak gibi bir huyu vardır.

Yanlarında durmak vicdani sorumluluktur

Elbette derdimiz kötülüğün sıradanlaştığı bu faşist düzeni anlatmak değildir. Malum, faşizm karakteri gereği tekçi, milliyetçi, dinci, cinsiyetçi, ötekileştiricidir. Şimdilerde bizim için önemli olan kendisini faşizm karşısında konumlandıran kesimlerin tutumudur. Hemen hemen her kentte var olan ve çoğu zaman önünden-arkasından geçtiğimiz cezaevindeki tutsakların yaşadıklarını hissedebiliyor muyuz? Ben bundan çok emin değilim. Hasta tutsakların cezaevlerinde çıkarılan tabutların her insanım diyen ve insan hak ve özgürlüklerine önem veren kişilerin beyninde infial yaratmalıdır! Çünkü hasta tutsaklar ailelerini son kez bir arada görebilir, canlarının çektiği bir yemeği yiyebilir, gökyüzüne sınırsız bakabilir, ranza değil de kendi yataklarında ölebilirlerdi! Oysa milyonlarca insan “Hasta tutsakları bırakın” diye Adalet Bakanlığı’na birer faks göndermiş olsaydı belki de bugün vicdanlarımız bu kadar kanamayacaktı. Ateşe su taşıyan karınca misali sayımız belli olur da… Tutsak aileleri yıllardır insan hakları kurumlarıyla birlikte seslerini duyurmaya çalışıyor. Ancak kapitalist modernitenin yarattığı bireyci kültür ve suni gündem kirliliği bu sesin duyulmasını engelliyor. Unutmayalım ki bu hak arayışındaki çoğunluğu anneler olan insanların yanında yer almak vicdani ve ahlaki bir sorumluluktur.

Halkların öfkesi karşısında hangi güç durabilir

Politik tutsaklar bireysel veya şahsi meseleler için değil toplumsal ve siyasal sorunların demokratik çözümü için mücadele ederken tutsak edildiler. Kürt tutsaklar zorunlu bellek kaybı dayatmasını reddettikleri için içeride yaşadıkları her türlü hukuksuzluğa ve imkansızlığa rağmen düşüncelerini asla egemene teslim etmediler. Bu nedenle insanı yozlaştıran koşullar yaratan bir düzenin adaleti tarafından ölüme terk ediliyorlar. “Toplumlar dinin kucağında doğarlar, bürokrasinin kucağında ölüler” diyor. Bu zihniyeti kabul etmeyenlerde işkence ve ölümün her türlüsüyle tehdit edilirler. Oysa bizim halklar olarak gücümüzün farkına varmamız gerekiyor. Hakların dipten gelen dalga misali öfkesinin karşısında hangi güç durabilir ki? Yeter ki bizler bir araya gelelim ve sesimizi sözümüzü birleştirelim.

Özgürlükleri elimizde

“Yaralarım benden önce de vardı, ben onları bedenimde taşımak için doğmuşum” diyor Fransız şair. Evet hasta tutsalar bedenlerindeki acıyı, yüreklerindeki umutla sarıp sarmalıyor ve zulme inat gülümsemeye devam ediyor. Sevgili Aysel Tuğluk, Mehmet Emin Özkan, Ergin Aktaş, Makbule Özer ve daha binlerce arkadaşımızın özgürlüğü bizim ellerimizde! Ailelerin başlattığı nöbet eylemlerine ve diğer eylem ve etkinliklere çalışmalara katılım sağlamak son derece önemlidir. Amasız fakatsız en ön safta yer almalıyız. “Ben katılmasam eksik kalır” anlayışıyla hareket etmeliyiz. Bu çocuklarımızın yüzüne utanmadan bakabilmemiz içindir. Bu toplum içinde başı dik yürüye bilmemiz içindir. Bu faşist zihniyete halkı gücünü göstermek içindir. Bu son derece insani ve vicdani tutumda hiç kimse imtina etmemelidir. Dışarda tedavi edilip sağlığına kavuşabilecek her bir arkadaş bu çabanın bir kazanımı olacaktır. Hep birlikte hasta tutsak ailelerinin çığlığına ortak olalım. Devrimci olmak, yurt sever olmak bunu gerektirir.

* Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven - Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi

Yorumlar (0)
banner44
Günün Anketi Tümü
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
HDP cumhurbaşkanı adayı çıkarma kararı aldı. Peki siz bu adayın kim olmasını istersiniz?
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 26 54
2. Eyüpspor 26 53
3. Pendikspor 26 47
4. Rizespor 25 46
5. Keçiörengücü 26 46
6. Sakaryaspor 26 46
7. Bodrumspor 26 41
8. Manisa FK 25 39
9. Boluspor 25 38
10. Bandırmaspor 25 37
11. Göztepe 25 35
12. Tuzlaspor 26 28
13. Altay 26 25
14. Adanaspor 26 25
15. Erzurumspor 25 24
16. Altınordu 25 20
17. Gençlerbirliği 25 17
18. Denizlispor 26 17
19. Yeni Malatyaspor 26 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
Günün Karikatürü Tümü