İSTANBUL - Gölge Kültür Sanat Merkezi, kuruluşunun 10’uncu yılını düzenleyeceği konserle kutlayacak. 

Gölge Kültür Sanat Merkezi, kuruluşunun 10’uncu yıl dönümünü 6 Şubat’ta düzenleyecekleri konser etkinliğiyle kutlayacak. İstanbul’un Esenyurt ilçesinde bulunan merkezlerinde düzenlenecek konserde, sanatçılar Hüsnü Arkan, Mehmet Atlı ve Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) sanatçısı Ruken Yılmaz sahne alacak. Ayrıca etkinlik, merkezin bünyesinde yer alan Gölge Müzik Grubu, Gölge Tiyatro Topluluğu ve Gölge Halkdansları Topluluğu’nun gösterileri ile devam edecek.

10 yılda birçok sanatsal çalışmayı hayata geçiren Gölge Kültür Sanat Merkezi’nde tiyatro eğitimi veren Rewşan Apaydın ve müzik dersleri veren Sinan Gökçe ile 10 yıllık süreci konuştuk.  

KORO, DANS, MÜZİK ÇALIŞMALARI

Gölge Kültür Sanat Merkezi’nin 2009 yılında kurulduğu belirten Rewşan Apaydın, salgın nedeniyle iki yıl etkinlik ve çalışma yürütemediklerini dile getirdi. Bu yüzden kuruluşlarını 10 yıl olarak belirlediklerini belirten Apaydın, 10 yıllık süre içerisinde birçok şiiri dramatize ederek sahnelediklerini dile getirdi. Esenyurt’ta gençlerle koro, dans, müzik gibi birçok alanda çalışma yürüttüklerini dile getiren Apaydın, kuruldukları ilk dönemde sahneledikleri oyunlardan birinin işçi cinayetlerini konu alan “Kan Parası” adlı oyun olduğunu ifade etti.

BRECHT’TEN AZİZ NESİN’E OYUNLAR

Alman şair, tiyatro yazarı ve yönetmeni olan Bertolt Brecht ile Hasan Hüseyin Korkmazgil’in şiirlerini de dramatize ettiklerini belirten Apaydın, “Fernando Arrabal’ın (İspanyol oyun yazarı, senarist, film yönetmeni, romancı ve şair), Aziz Nesin’in eserlerini sahnelemeye devam ediyoruz. Bu aralarda Fernando Arabalın Piknik adlı eserini sahneliyoruz. Aynı zamanda Bertolt Brecht Kural Dışı ve adalet mekanizmasını ele alan bir tiyatro sahneliyoruz” dedi. 

ÇOCUKLAR İÇİN MASAL PROJESİ

Çocukların için hazırladıkları Çirok Mirok masal projesine değinen Apaydın, projenin insanlarla buluşmayı amaçladığını belirtti. Proje için 200 kişilik bir sahne kurduklarını belirten Apaydın, insanların hem seyirci olarak izlediklerini hem de çocukların oyunlara dahil edildiğini aktardı. Apaydın, “Yaşadığımız yerde insanların, yaşam kaygısından iş ya da okul hayatının dışında bir şeyle uğraşmaları gerekiyor. Burası bizim için sahnelediğimiz oyunlarla bir dinamizm kattığımız bir alan oldu” diye belirtti. 

KÜRTÇE TİYATROLAR

Son süreçlerde tiyatrolarını Kürtçe sahnelemeye başladıklarını belirten Apaydın, “Sahnede kendi dilimize yabancılaştık. Günlük hayatta konuşuyoruz. Ama bir metine döküp onu çevirmek, onu sahnelediğimizde onda bir yabancılaşma hissediyorsun. Ana dilinden uzaklaştığını fark ediyorsun. Çünkü Kürtçenin tiyatral yönü daha farklı hissettiriyor. İnsanı rahatlatan bir yönü olduğunu görüyoruz” diye konuştu.

ANADİLE AĞIRLIK VERDİLER

10’uncu yılına giderken atölyelerinde yoğun bir çalışma yürüttüklerini belirten Apaydın, tiyatro, müzik, folklor, müzik alanlarında coşkulu bir çalışma yürütüldüğünü söyledi. Apaydın, şunları söyledi: “Bu sürece geldik ama belli başlı bazı eksikliklerimiz vardı. Bunun farkındayız. Tiyatro için yaptığımız çalışmalarda kendi ana dilimizde eksikliklerimiz vardı. 10’uncu yıla girerken biraz da olsa bu eksikliğin giderildiğini düşünüyoruz” dedi. Çalışmalarına herkesin katılmasının heyecan ve mutluluk verici olduğunu ifade eden Apaydın, “Burada eğitim almış ve hocalık seviyesine gelmiş öğrencilerin, buranın bir parçası haline gelmeleri bizi sevindiriyor ve mutlu ediyor” ifadelerini kullandı.   

KÜRTÇE MÜZİKAL 

Sanat merkezinde uzun yıllardır müzik öğretmenliği yapan Sinan Gökçe de, sanat merkezinin kültürel ve sanatsal olarak gelişmesi için yoğun bir çaba sergilediklerini ve atölyenin yerel dinamiklerle kurulduğunu ifade etti. Gökçe, “Esenyurt ilçesi, Kürdistan’dan yoğun göç alan bir yer. Bizlerde göç etmiş ve burada büyümüş insanlarız. Kendi yaşadığımız alanda kendi geleceğimize dair, kültürel, sanatsal nitelikli işler yapmanın da amacı ve gayesiyle bu kurumu var etmeye çalıştık. 10 yıldır bu çalışmayı sürdürüyoruz. Gerçekleştirdiğimiz hedefler kadar gerçekleştiremediğimiz hedeflerimizde var. Özellikle Esenyurt’un çok kimlikli ve renkli bir demografisi var. Kültür merkezi olarak bu çok kimlikli yere dair üretimimizde çok eksiklikler yaşadık. Bunların iyileştirilmesi için bir sanatsal alt yapıya ihtiyaç vardı. Birkaç yıldır, kendi ana dilimiz Kürtçeye yoğunlaştık. Hem tiyatral hem de müzikal çalışmaları Kürtçe sürdürüyoruz” şeklinde konuştu.

FARKLI DİLLER

Gençleri sanatsal alanda geliştirmeyi hedeflediklerini belirten Gökçe, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunu da belli başlı ölçülerde başardık. Bu da bizi mutlu ediyor. İktidarın kültürel ve sanatsal buluşmaları net bir şekilde pandemiyi bahane ederek engellemesi bizim için sıkıntı yarattı. Bunlara rağmen faaliyetlerimizi sürdürmeye çalışıyoruz. Kurduğumuz Gölgelikler Grubu da aslında, yaşamı üretenleri, bütün ötekileri kapsayan bir isim. Müzik grubumuz çeşitli dillerde üretimler yaptı. Ermenice, Kürtçe, Türkçe ağırlıklı olarak da müzik yapıyordu. Ancak yeni dönemde sadece Kürtçe yapan bir müzik grubu oluşturduk. Birkaç dönemde grubumuzun üretiminin deklarasyonunu da yakın dönemde yapacağız. İsteriz ki burada yaşayan halklarda kendi dillerinde Kültürel sanatsal, üretimler yapabilsin. Biz bunun olanağına sağlayabilirsek çok memnun ve mutlu oluruz.” 

ETKİNLİĞE ÇAĞRI

Yaptıkları çalışmalarda toplumun farklı kesimlerinin kendisini içinde bulduğunu belirten Gökçe, şu çağrıda bulundu: “Bütün müzik, tiyatro severleri kültür merkezimizin 10 yıllık serüveninde elde ettikleri nitelikleri paylaşmak için 6 Şubat’ta saat 18.00’da Pazar günü Esenyurt Kültür Merkezine bekliyoruz.”  (Kaynak: MA )

Editör: Haber Merkezi