Görülmüştür Kolektifi ve Red Foto’nun cezaevindeki tutuklularla ortak hazırladıkları ‘Özgürlüğün Sesi’ adlı fotoğraf sergisi, İzmir Sanat’ta sanatseverlerle buluştu. Sergi Temmuz ayı boyunca gezilebilecek

Görülmüştür Kolektifi ve Red Foto’nun ortak hazırladığı “Özgürlüğün Sesi” adıyla düzenlenen fotoğraf sergisi İzmir Sanat’ta sanatseverlerle buluştu. “İçerden dışarı, dışardan içeri” ve “Düşler Tutsak Edilemez” adlı sergilerin ardından üçüncüsü gerçekleştirildi. 50 tutuklunun özgürlük kavramına ilişkin oluşturduğu tarifleri ışığında 50 fotoğrafçının çektiği fotoğraflarla beraber Temmuz ayı boyunca gezilebilecek. JINNEWS’te yer alan habere göre, serginin açılışında Görülmüştür Kolektifi’nden Gamze Yentur ve Adil Okay konuştu.

‘Amaç üretebilmek’

Görülmüştür Kolektifi’nin amacının hak ihlallerini duyurmanın yanında, tutukluların üretebilmesini sağlamak olduğunu kaydeden Yentur, tecridin kişilerin fiziksel olarak bir yere hapsetmenin ötesinde zihinsel olarak zorlayan ve yok etmeye dönük politika olduğunu ifade etti. 1990’lı yıllardan bu yana cezaevlerinde devam eden tecrit politikasının 2015 darbesinden itibaren katlandığını dile getiren Yentur, “Mahpusların gündelik olarak yaptıkları şeyleri bile yapamadığını görüyoruz. Buradaki temel amacımız içerideki üretimi dışarıya taşımak ve bu şekilde üretimi sağlamak” dedi.

Cezaevi koşulları hasta ediyor

Her geçen gün tutuklu sayısının ve cezaevi sayısının arttığını belirten Yentur, cezaevindeki insanların sadece sayıdan ibaret olmadığını söyledi. Cezaevlerinde 600’ü aşkın hasta tutuklunun olduğuna dikkat çeken Yentur, “Sağlıklı olarak girseniz de sağlıklı çıkmanız mümkün değil. Toprağa, güneşe hasret oluyorsunuz. Bu da bedeninizde ve zihninize olumsuzluklara neden oluyor. Her ne kadar tedavi olduğu söylense de araştırmalar bu koşulların ciddi etkilerinin olduğunu gösteriyor. Bir sayı gözüyle bakmamanın yanı sıra mücadeleye destek olmanın günüdür. Hapishanelerdeki sorunların göz ardı edildiği veya normalleştiğini düşünüyorum. Oysa bugün buradayken yarın hapishanede olmayacağımızın önünde engel yok. Bu akılla hareket etmek daha sağlıklı olacaktır” diye konuştu.

( Kaynak: Yeni Yaşam Gazetesi )

Mektup arkadaşı çağrısı

Yentur, ayrıca karikatür ve fotoğraf sergisinin devam edeceğini belirterek, herkesin bir tutukluyla mektup arkadaşı olması için çağrıda bulundu.

‘Renkli kalem yasağı konuldu’

Ardında söz alan Adil Okay ise cezaevleri yönetimlerinin engellemelerine rağmen aylar süren çabalar sonucunda sergiyi yapmayı başardıklarını vurguladı. Projenin tutsakların üretebilmesi için bir vesile ve moral olduğunu dile getiren Adil, her sergiyi kitaplaştırdıklarını belirtti. Okay, cezaevlerinde sanatçılara renkli kalem yasağı konulduğunu ifade ederek, “Tutsakların en büyük gıdası mektuplardır. Daha güzel bir dünya için bizim için içerde olan insanlar. Gezi Davası’nda hapsedilen Mücella Yapıcı kelepçeyle tedaviye alındığını yazdı. Hapishanede işkence var, tecrit var. Dışardaki karanlık içeriye zifiri karanlık olarak yansıyor. Onları hissedelim” diye ifade etti.

Açılış müzisyen Barış Yıldırım ve Murat Mengirkaon’un müzik dinletisi ile devam etti.

Editör: Haber Merkezi