ANKARA - Üçüncü Yol inşasının zorunluluk olduğunu vurgulayan sol yelpazedeki partilerin temsilcileri, Newroz meydanlarında verilen mesajların 1 Mayıs’ta cevap bulacağını söyledi. 

Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) çağrısıyla “ortak mücadele” amacıyla bir araya gelen sol sosyalist parti ve örgütler, AKP-MHP iktidarının yarattığı çoklu krizlerden çıkışın yol ve yöntemlerini belirlemek için ortak koordinasyon kararı aldı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 2022 Newrozu meydanlarında öne çıkan ortak mücadele zemini, Üçüncü Yol’un inşası için çalışmalarını sürdürüyor. Ortak mücadelenin önemi ve buna dair yürüttükleri çalışmaları Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendiren Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü ve Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Canan Yüce, mücadelenin kitlelerle buluşması adına araç ve biçimlerin üretilmesi gerektiğinin altını çizdi. 

STRATEJİK İTTİFAK ZEMİNİ: HDP

Birleşik mücadele hattının ve ittifak arayışlarının oluşacağı zemine bağlı olarak anlam kazandığını belirten Tümüklü, “Demokrasi İttifakı, birlikte bir yol yürüme çabası bakımından olumlu bir durum. Faşizme karşı politik özgürlüğün adımlarının atılması ve demokrasi mücadelesinin sosyalist mücadele yürütenlerle iç içe geçmesi açısından son derece önemli. Sonuçta HDP’nin kendisi de bir stratejik ittifak zeminidir. Kürt özgürlük mücadelesiyle, sosyalist mücadele verenlerin ittifak oluşturduğu bir parti ve başarıya ulaşmış bir ittifaktır” dedi.

ORTAK MÜCADELE DENEYİMLERİ 

Ortak mücadele için geçmişte birçok deneyim yaşandığını hatırlatan Tümüklü, “Bunların çok az kısmında başarılı olduk. Ancak bunun karşısında birleşik mücadele araç ve biçimleri konusunda çok deneyimliyiz. Demokrasi İttifakı’nı geçmiştekilerden ayırt edici kılacak şey ise en nihayetinde pratik mücadelede ve hayatın akışında vereceği yanıt olacaktır. Her ittifak arayışının bir hedefi ve muradı var. Ülkenin içinden geçtiği durum düşünüldüğünde, bir tarafta Milleti İttifakı, düzenin restorasyonunu hedefliyor; diğer tarafta ise AKP-MHP faşist cephesi kendi egemenliklerini ve iktidarlarını sürdürmek için her türlü yasayı, hukuku ya da uygulamayı tersyüz edebiliyor, kendine göre uyarlayabiliyor” şeklinde konuştu.

Tümüklü, bunun karşısında ezilenlerin ve emekçilerin bir odağının oluşmasının son derece önemli olduğunun altını çizdi.

KÜRT SORUNU VE EKONOMİK KRİZ

“Sadece seçim odaklı bir ittifak; ortamı faşist iktidara ve restorasyona talip olan Millet İttifakı’na bırakmaktır” diyen Tümüklü, toplumun yakıcı biçimde hissettiği bazı sorunlar olduğuna işaret etti. En temel sorunun Kürt halkının demokrasi, özgürlük ve barış sorunu olduğuna dikkat çeken Tümüklü, diğer bir önemli sorunun da açlık, yoksulluk ve işsizlikle kendini gösteren derinleşmiş kriz hali olduğunun altını çizdi. Tümüklü, “Özünde kapitalizm krizinin emekçilere ve ezilenlerde yıkım yarattı. İnsanların yaşamak için dahi çabaladığı rejim gerçeği var. İnsanlar taleplerinin hayat bulmasını istiyor. Bu ittifakların çözmesi gereken konular tam da bu olmalı” ifadelerini kullandı.

Bu sorunlara dair halkların yakın ve uzak vadede çözüm talep ettiğini vurgulayan Tümüklü, sorunların çözümü için mücadele edeceklerini dile getirdi.

NEWROZ’UN MESAJLARI 

Newroz’da verilen mesajlara değinen Tümüklü, ortaya çıkan çağrının 1 Mayıs’ta cevap bulacağını söyledi. Tümüklü, “Herkes kendi misyonuna uygun konumlanmayı üretmek zorunda. İttifak arayışında olan herkesin sorumlulukları var. Bunu görmemiz lazım. Demokrasi için bir araya geliyorsanız, amasız, fakatsız dövüşmek zorundasınız. Bu faşist rejimin içinde kavga etmek zorundasınız. İktidar, parlamento, medya ya da yaygın kullanılan egemen araçların kullanılmasına izin vermiyor. Kendi araç ve biçimlerinizi üretmek zorundasınız. Doğal muhataplarınıza çağrınızı duymaları için zemin hazırlamak zorundasınız. Newroz hepimize bir mesaj verdi. ‘Biz buradayız, varız ve bu çağrıyı alıyoruz” dedi. 

Tümüklü, sorunlara uygun olarak pozisyon üretme, buna uygun kitlelerle buluşacak araç ve biçimleri üretmenin elzem olduğunu söyledi. 

‘TECRİDE KARŞI ÇIKMAK ŞART’ 

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlük mücadelesindeki konumunun hem devlet hem mücadele edenler tarafından bilindiğini dile getiren Tümüklü, tecridin de Kürt halkının özgürlük mücadelesini kuşatma, tasfiye etme, geriletme ve sınırda tutma hamlesi olduğunu ifade etti. Tümüklü, “Bu kuşatmanın ve tasfiyenin karşısında Kürt halkı ile devrimciler yanıt verecek. Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılmasına karşı mücadele etmek, her şeyden önce Kürt halkının özgürlük mücadelesine sahip çıkmak ve faşizme karşı özgürlük çağrısı yapmak anlamına geliyor. Tecride karşı çıkmak şart, hepimiz için görev. Faşist rejimin varoluş koşullarında mücadele eden herkes potansiyel tutsak. Bu tutsaklık bile güncel olarak tecritle mücadeleyi zorunlu kılıyor” diye belirtti.

‘YASALARIN HÜKMÜ YOK’

AKP ve MHP’nin oylarıyla Meclis’ten geçirilen yeni Seçim Yasası’na değinen Tümüklü, iktidarın yasaları bir araç olarak kullandığını belirtti. Tümüklü, 12 Eylül Anayasası’nın da özgürlük mücadelesi yürütenlere karşı oluşturulduğunu belirterek, şunları söyledi: “Kürt özgürlük mücadelesi ve siper yoldaşları bunları aştı. Baraj yasasını bağımsız adayıyla aştı. Belediyeleri kuşatarak aştı. Yerel yönetimler gibi özgün örneklerle aştı. Şimdi de ittifaklarla aşıyor. Mücadelenin karşısında hiçbir şey duramaz. AKP-MHP faşist iktidarı, kendi iktidarlarını sürdürmek istiyor. Ama faşist rejimde yasaların hiçbir hükmü yok. Seçim Yasası düpedüz HDP’nin merkezinde durduğu sistemi kuşatma amacı güdüyor. Bu tekçi, erkek egemen, sömürgeci, sermaye düzeninin koruyuculuğunu vazife edinmiş iktidara rahat yok. Emekçiler ve ezilenlerin örgütlü güç olmaya aday olan bu birleşik mücadele zemininde hesaplaşmak dışında şans yok. Yasayla, zapturaptla, polisle, mahkeme ya da hapishanelerle bu mücadeleyi boğma ve tasfiye etme çabaları var ancak başarısız olacaklar.”

EZİLENLERİN TARİHSEL İTTİFAKI

SYKP Eş Genel Başkanı Canan Yüce birincil görevin AKP-MHP’ni yenilgiye uğratılması için Dmeokrasi İttifakı’nın önemine vurgu yaparak, “Kapitalizmin her alandaki kurumsallaşması, sömürüsü ve saldırılarına karşı, ezilenlerin tarihsel ittifakı olarak tabir ettiğimiz Üçüncü Yol’un inşasını başarmak zorundayız. Bizler rejimin tasfiyesinin sonrasında AKP-MHP zihniyetini taşıyan yeni bir restorasyon süreci görmek istemiyoruz. Bu nedenle ezilen tüm kesimlerin birer parçası olduğu yeni bir süreç örmek zorundayız” dedi.

‘6’LI PARTİ ÇÖZÜM OLAMAZ’

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) de dahil olduğu 6 partinin görüşmelerine değinen Yüce, görüşmelerin içerisinde yer alan partilerin Türkiye’nin gerçek sorunlarına çözüm sunamayacağını belirtti. Yüce, “Bu 6 partinin gündeminde, Diyarbakır ziyareti var ancak Kürt sorununun demokratik yollarla çözülmesi yok. Gündemlerinde Cemevlerini ziyaret varken, Alevilerin sorunlarına dönük bir çözüm yok. Kadınların ve gençlerin talepleri zaten yok. Bunları görüyoruz” diye konuştu.

TARİHSEL SORUMLULUK 

AKP iktidarının yönetememe krizi içerisinde olduğunu ifade eden Yüce, sözlerini şöyle sürdürdü: “AKP’nin bir çırpınma sürecinden geçtiğini görüyoruz. İktidarlarını devam ettirmek için her yolu denediklerinin farkındayız. Bir çöküş sürecinde ve her alanda krizler sarmalının içerisinde. Bu çöküş sürecini hızlandırmak içinse tüm kesimlere büyük roller düşüyor. ‘Zaten gidecekler’ söylemleri bizi rehavetle kuşatıyor. Bütün ceberut iktidarlar devamlılıklarını sağlamak için her türlü yolu denerler. Biz bu süreci hızlandırmak için örgütlenmeli ve mücadele ortaklığını büyütmeliyiz. İşçi grevleriyle Kürt özgürlük mücadelesini, kadın direnişleriyle ekoloji mücadelesini birleştirirsek, iktidarın gidişi hızlanır. Aksi takdirde iktidar, birçok baskı araçlarıyla bizim karşımızda durmaya devam edecek. Biz Üçüncü Yol’u kuramazsak, AKP-MHP iktidarı gitmeyecek. Bu bağlamda tarihsel bir sorumluluk taşıyoruz.”

ANTİ DEMOKRATİK YÖNETİM 

Anti demokratik değerlendirdiği yeni Seçim Yasası’nın MHP’nin barajı aşması adına Meclis’ten geçirildiğini belirten Yüce, “AKP-MHP iktidarı buna benzer bir takım seçim hileleriyle, süreci kendi lehine dönüştürmeye çalışıyor. Ancak süreç bizim lehimize gelişiyor ve gelişecek. Gerek yerelden kurduğumuz seçim güvenliği platformlarının çalışmalarıyla, gerek HDP ve bileşenlerinin her türlü ihtimale hazır bir biçimde hazırlıklarını sürdürmesiyle bu seçimden halkların kazanımla çıkmasını söylemek isterim” ifadelerini kullandı. 

Türkiye’nin uzun yıllardır anti demokratik politikalarla yönetildiğini ifade eden Yüce, “Bugün tek adam iktidarıyla karşı karşıyayız. Ancak biz vazgeçmiyoruz, yasalar halkların kendi kazanımlarıyla gelir. Elbette bir gün devran dönecek ve halkların kendi sözünü ve yasalarını ortaya koyabileceği bir süreci hep birlikte örgütleyeceğiz” dedi. 

MA / Fırat Can Arslan

Editör: Haber Merkezi