ANKARA - Kızıldere'de öldürülen devrimcileri anan Ankara Devrimci 78’liler Derneği Başkanı Hüseyin Esentürk, zorbalığın olduğu yerde direnişin de olacağını belirterek, "Zor günlerin sonu mutlaka aydınlık olacak" dedi. 

9 Ekim 1971’de idama mahkum edilen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamlarını engellemek için 27 Mart 1972'de Ünye'deki NATO üssündeki yabancı görevliler kaçırıldı.  

Eylemi gerçekleştiren Türkiye Halk Kurtuluş Parti-Cephesi (THKP-C) Lideri Mahir Çayan ve arkadaşları, 30 Mart 1972'de rehinelerle birlikte Tokat’ın Kızıldere köyünde ablukaya alındı. Komutanların megafonla yaptığı “Teslim olun” çağrılarına Mahir Çayan "Erleri geri çekin, rütbeliler gelsin" ve "Biz buraya dönmeye değil, ölmeye geldik" sözleriyle karşılık verdi. Açılan ateş sonucu Mahir Çayan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Saffet Alp, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Ahmet Atasoy, Ertan Saruhan, Sabahattin Kurt ve Nihat Yılmaz yaşamını yitirdi. Rehineler ise çatışma sırasında hayatını kaybetti.

Katliam sonrası cenazeler, savcının nezaretinde Tokat’ın Niksar ilçesine götürüldü. Çayan'ın cenaze aracı askerler tarafından durduruldu ve cenazesi kimsesizler mezarlığına gömüldü. Ancak 1974'te Çayan'ın arkadaşları cenazeyi aldı ve Ankara'da bulunan Karşıyaka Mezarlığı'na defnetti.Ankara Devrimci 78’liler Derneği Başkanı Hüseyin Esentürk, katledilenlerin mücadelesinin her dönem artarak devam ettiğini anlattı.

‘149 YIL GEÇSE DE UNUTMAYACAĞIZ’

Mahirlerin dünyada eşi benzeri olmayan bir dayanışma sergilediklerini ifade eden Esentürk, “Bir örgüt lideri olan Mahir Çayan, kendi örgütünün yok olması pahasına başka bir örgütün lideri olan Deniz’leri dar ağacından kurtarabilmek için kendini feda ediyor. Bu dayanışma eşi benzeri bulunmayan bir dayanışma örneğidir. Değil 49 yıl üzerinden 149 yıl geçse de bizim için önemini hiçbir zaman kaybetmeyecek ve dün gibi hatırlayacağız. Bu dayanışma devrimci mücadelemize bundan sonra da yön verecek” dedi.

‘TEK ADAM DARBENİN KENDİSİ’

Türkiye’nin sürekli darbelerle karşı karşıya olduğu gerçeğinin görmezden gelinmeyeceğini söyleyen Esentürk, bugünlerde de darbe geleneğinin yaşatılmaya çalışıldığını sözlerine ekledi. Esentürk, darbenin sadece tank ve tüfeklerle, sokakta askeri güçlerin güç gösterisiyle olmadığına dikkati çekerek, “Şu anda özellikle AKP döneminde sürdürülen şartlar tam da darbe şartlarıdır. ‘12 Eylül AKP eliyle sürdürülüyor’ diye bir söylemimiz var. Bütün her yerde bağırıyoruz, şu anda tesis edilen tek adam diktatörlüğü, darbenin ta kendisi, başındaki de diktatörün ta kendisidir” diye konuştu.

'SALDIRDIKLARI DEĞERLERİMİZDİR'

Esentürk, “Mahir’leri andığım için ben de yargılandım ve devam eden davalarım var. Veysel Güney’in mezarını aradığımız için, Deniz Gezmiş’i ve diğer idam edilen devrimcileri andığımız için, Çayan’ı, Kaypakkaya’yı andığımız için, Diyarbakır’da cezaevlerinde yaşanan zulümlere karşı çıktığımız için hepimize tek tek davalar açıldı. Davaların bir kısmı hala devam ediyor. Bugün bu ülkenin Meclis’inde Mahir Çayan’ın adını ağzına alamayacak kişiler onu ‘terörist’ ilan ediyor. Bu devlet zihniyetinin ta kendisidir. Dün kanlı pazarı yaratanlar, 6’ıncı filoya karşı kıble yapıp namaz kılanlar, şu anda iş başındalar. Saldırdıkları da bizim devrimci değerlerimiz. Orası bir saldırı noktası haline dönüştü. Karşı tepki verdiğimizde de yargıyı üzerimizde demokrasinin kılıcı olarak kullanıp baskı altına almaya çalışıyorlar. Bizleri yargılayıp, cezaevlerine atmak istiyorlar” dedi.

MÜCADELE SÜRÜYOR…

Hayatın hiçbir döneminde insanların umudunu kaybetmemesi gerektiğini söyleyen Esentürk, “12 Eylül darbesinin; aydınlar, öğrenciler ve devrimcilerin üzerinde oluşturduğu baskı 90’lara kadar bir durağanlık oluşturdu. 90’ların ortasına geldiğimizde bir toparlanma yaşadı.2000’lerde de her ne kadar zulüm ve zorbalık olsa da mücadele sürüyor. Umutluyum, bu gençler geziyi yarattılar, kadınlar meydanları teslim aldılar, emekçiler hak mücadelesi peşine düştüler.Her ne kadar önlerine set çekilmeye kalkılsa da onların direnişleri ve ileriye bakışlarını gördükçe büyük bir umutlanma yaşıyorum. Halklarımız büyük bir aydınlanma yaşıyor şu anda, Kürtler üzerinde oy hesabı yapan ve bunun için onları kandırmaya çalışanlar artık bunları yapamıyor. Gözümüz açıldı, oynanan oyunları görüyoruz. Umutlanmak için o kadar fazla neden var ki… Bu zor günlerin sonu mutlaka aydınlık olacak” ifadelerini kullandı.

‘BOYUN EĞMEYECEĞİZ’

Esentürk, Kızıldere’de katledilen devrimcilerin bugünlere çok önemli ve değerli mesajlar bıraktığını dile getirerek, “Mahir’ler bugün bizlere; ‘Dayanışmaya muhakkak destek olun, nerede olursanız olun dayanışın. Halka hesabını veremeyeceğiniz eylemlerden kaçının ama hiçbir zaman da korkmayın geri adım atmayın, umutsuzluğa kapılmayın. Zulmün zorbalığın olduğu her yerde direniş de olacaktır o yüzden sakın ola ki yüreğinizi karatmayın’ dediler. Kızıldere’nin 49’uncu yıl dönümü, Mahir olmanın, Ulaş olmanın, Mazlum olmanın günüdür. Biz onlar olacağız. Zulme zorbalığa boyun eğmeyeceğiz” ifadelerinde bulundu.

Haber MA- Manşte Fotoğraf BİA

Editör: Haber Merkezi