CHP’NİN ADANA SİYASETİNDE AKTÖR OLMAK
Adana’da siyaset yapmak ve Adana siyasetinde aktör olmak kolay değildir. Adana siyasetinde halkın gönlünde yer almak ise en zor iştir. Adanalı seçmen ve Adana halkı siyaset yapan insanları yakın markaja alarak objektif ve ölçülebilen kriterler üzerinde değerlendirir ve ilgili partiye mesajını net bir şekilde iletir. Adana’da, halkın ve seçmenin tutumuna karşı direnen siyasi aktörler hep kaybetmiştir. Halkın talep ve beklentilerini karşılayan siyasi aktörlerin ise genel olarak başarılı olduklarına 33 yıldır Adana’da tanıklık etmekteyim.

Adana’da farklı siyasi partilerde siyaset yapan, siyasi aktörleri yeteri kadar tanımadığım için genel bir değerlendirme yapmam ahlaki ve etik olmayacaktır. Bu nedenle üyesi olduğum CHP’nin Adana yerelindeki siyasi kimliklere sahip insanlarla ilgili yapacağım değerlendirmeler kişisel görüşümdür. Amacım, siyasette en büyük gücün yerellerde yaşayan seçmelerin olduğu ve seçmenlerin iradesini esas alanların ise başarılı olduklarını geriye kalan siyasi kişiliklerinin ise elendiği, toplumsal hafızada hızla silindikleri gerçeğinin altını çizmektir.

Winston Churchill: “uçurtmalar rüzgar gücü ile değil, o güce karşı koydukları için yükselir.” Winston Churchill’in bu söylemini Adana’da siyaset yapan CHP’li aktörler için uyarladığımda kendi meramımı daha kolay anlatabilirim diye düşünüyorum. Bu bağlamda siyasi aktör kime denilir? Sorusunu literatürüme uygun bir tanımlamayla yazımı sürdürmek isterim.

Siyasette Aktör;

• Teorik donanımı, entelektüel kişiliği ve pratiği güçlü olanlardır,
• Kendi ihtiyaçları üzerinde değil, toplumsal öncelikler üzerinde değerlendirmeler yapanlardır,
• Ezilen halklardan yana tutum alanlardır,
• Emek, barış, demokrasi mücadelesinin merkezinden yer alanlardır,
• Toplumsal duyarlılık ve farkındalık oluşturmak için sokaklarda, alanlarda direnen ve direnenlerin yanında yer alanlardır,
• Üretime, üreticiye katkı sunanlar ve bu durumla ilgili gündem oluşturanlardır,
• Doğaya ve ekolojik yaşama katkı sunanlardır,
• Çocuk haklarını esas alan ve şiddetin her türlüsünü ret edelerdir,
• Kadının emeği, bedeni, kimliği ile ilgili söz, yetki karar kadınındır diyenlerdir,
• Her türlü farklılıklara rağmen empati kurabilenlerdir,
• Tecrübeli, deneyimli insanlarla iş yapmayı bilenlerdir,
• Demokratik işleyişi esas alanlardır,
• Üniversitelerle, emek ve meslek örgütleriyle koordineli çalışmayı başarabilenlerdir,
• Bilimi, hukuku, ahlakı, liyakati, adaleti esas alanlardır,
• Emeğe ve alın terine saygı duyanladır,

Adana ilinde CHP’de siyaset yapan (Milletvekili, Belediye Başkanları, İl başkanları) ve bugün ismini bildiğim ve hatırladığım bazı isimleri sıralamak ve paylaşmak isterim.
Bu isimler; M. Selahattin Çolak, Sedat Doğan, Senayi Gedik, Selman Serttepe, Zeydan Karalar, İbrahim Özdiş, Zülfikar Tümer İnönü, Elif Doğan Türkmen, Ali Demirçalı, Turgay Develi, O. Faruk Loğoğlu, Ümit Özgümüş, Ayhan Barut, Orhan Sümer, Müzeyyen şevkin, Burhanettin Bulut, Tacidar Seyhan, Serdar Seyhan, Yalçın Akyol, Yıldıray Arıkan, Soner Çetin, Akif Akay, Kadir Aydar, Kasım Karaköse, Mehmet Çelebi, Boğaçhan Ünal, Ziya Yergök, Gaye Erbatur, Hulüsi Güvel isimleri hatırlıyorum.

Adana’da farklı ilçelerde CHP ilçe belediye başkanlığı yapmış bazı isimleri tekrardan yazmak isterim. Bu isimler; Yıldıray Arıkan, Yalçın Akyol, Boğaçhan Ünal. Adı geçen bu üç insan siyasette aktör olmayı başaramadıkları gibi, yerel ve genel seçimlerde CHP’nin Adana’da kaybetmesi için tavşan yarışmacı olarak bütün fırsatları adeta değerlendirmişlerdir. Evet, bu üç insan hatalı ve kusurludur. Ancak adı geçen bu üç insana görev ve sorumluluk verenlerinde kusurlu, hatalı olduklarını da ifade etmem gerekiyor.

Parti içi demokratik işleyişi esas alanlar, parti disiplinine riayet edenler, ben değil, partim diyenleri ile kendilerini partiye dayatanları ayırmak, bilmek ve unutmamak gerekiyor. Siyasi aktörler; ama, fakat, lakin gibi kavramların arkasına saklanamazlar. Saklananlar ise erken unutulur. Amasız, fakatsız ülkesine ve ülkede yaşayan halklara hizmet etmeyi hedefleyenler ise her daim minnet, şükran ve özlemle anılır, hatırlanır ve belleğimizdeki unutulmazlar arasında yerlerini alırlar.

Kendi partilisini rakibi olarak görenler, elindeki maddi ve manevi gücü, partili arkadaşlarına silah olarak kullananlar, ben bilirim, ben yaparım diyerek partilileri kutuplaştıranların siyasi ömürleri, görev süreleri ile sınırlıdır. Seçildiklerinde, oldukları gibi görünenler, göründükleri gibi duruş sergileyenler, ahlaklı ve erdemli olmaktan taviz vermeyenler toplumda saygı duyulan siyasi aktörlerdir.

• 10 Ekim Ankara Gar katliamından 103 yoldaşını, arkadaşını, kardeşini yitiren ancak yara almadan kurtulan biri olarak,
• Binlerce arkadaşım ile sürgün edilen biri olarak,
• Çukobirlik’te 1996 yılında işinden atılan olarak,
• Sendikal faaliyetleri sürdürürken hemen her gün sabah, öğlen, akşam gözaltı, adli ve idari soruşturmalarla uğraşırken,
• Arkadaşlarımız hukuksuzca tutuklanırken,
• 15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL ile birlikte yayımlanan KHK’lerle ihraç edildiğimde, edildiğimizde bize el uzatanlar, merhaba diyenler, yanımızda duranlar; Zeydan Karalar, İbrahim Özdiş, Zülfikar Tümer İnönü, Sedat Doğan, Senayi Gedik, Selman Serttepe, Elif Doğan Türkmen, Ayhan Barut, Orhan Sümer, Soner Çetin ve Müzeyyen Şevkin’dir.

Dost ve yoldaşça kalın.

 
Editör: Haber Merkezi