Adama sormuşlar:  -Kişiyi nasıl bilirsin? Yanıtlamış:  -Kendim gibi.   Bunlar da öyle, herkesi kendileri gibi biliyorlar.

 

 

 

Adama sormuşlar: 
-Kişiyi nasıl bilirsin?
Yanıtlamış: 

-Kendim gibi. 
Bunlar da öyle, herkesi kendileri gibi biliyorlar. 
Durmadan çalıyorlar, karada çalıyorlar, denizde çalıyorlar, havada çalıyorlar, bankada çalıyorlar, devlette çalıyorlar, belediyede çalıyorlar, vakıfta çalıyorlar, sınavda çalıyorlar, ihalede çalıyorlar, vatan deyip çalıyorlar, iman diye çalıyorlar, çalıyorlar oğlu çalıyorlar. 
Herkesi de kendileri gibi bildikleri için sonra da yaygarayı basıyorlar: 
-Oylarımızı çaldılar.
Hiçbir şey çalındığını kanıtlayamıyorlar, ama yine de avaz avaz bağırıyorlar. 

Bu arada çalmaya devam ediyorlar. Aydınlık yarınları, umutlarımızı çalıyorlar, güzel günler görme özlemlerimizi çalıyorlar. 
Bütün ülkeyi yiyim yeri yapmışlar, başta da taşı toprağı altın, çer çöpü bile rant olan İstanbul geliyor. İstanbul’da, israf deyip çalıyorlar, park parası deyip götürüyorlar, çöp deyip lüplüyorlar sonra da vaveylayı basıyorlar: 
-Oylarımızı çaldılar!

***

Şimdi İmamoğlu ile ilgili ne var ise onu da araklamaya çalışıyorlar. Sloganları arakladılar, yetmedi, Ekrem İmamoğlu’nun internet sayfasına AKP reklamları koymaya başladılar, ardından politikalarına saldırdılar. 
Ekrem İmamoğlu’nun bir haftalık belediye başkanlığı sırasındaki icraatına göz diktiler şimdi. Seçmene vaatlerini kendi politikalarıymış gibi göstermek üzere, öğrenci pasoları ile su ücretlerindeki indirim önerilerini kendi icraatlarıymış gibi yutturmaya çalışıyorlar. 
İnsanlar bunun üzerine sormaya başladılar: 
- Şimdi de İmamoğlu’nun politikalarını mı çalacaklar? 
Merak etmeyin, çalamazlar! 
Çünkü bu fikir çalmaya, slogan çalmaya benzemez.
Yapamazlar!


***

AKP temsilcisi olduğu çıkar zümrelerinin baskılarından kurtulup, İmamoğlu politikaları izleyemez. 
AKP ile o çıkar çevreleri birbirlerinden ayrı düşünülemez. Onları kaldırdıktan sonra ortada AKP diye bir şey kalmaz. 
Bir politika sadece bir fikrin, bir parlak çözümün uygulaması değildir. Politikaların özünü belirleyen, salt halkı hoşnut etme gereksinimi değildir. 
Politikanın arkasında temsilcisi olunan çevrelerin, sözcülüğü yapılan kitlelerin çıkarları vardır. Onlarla uyum şarttır. 
Siyasal güçler politikalarını oluştururken, temsilcisi oldukları sınıfların, zümrelerin güçlerinin çıkarlarıyla çelişemezler, yoksa tasfiyelerine sebep olurlar. 
AKP’nin İBB politikası temsilcisi olduğu zümrelerin, sözcüsü olduğu güçlerin büyük rant ve yağma kaynağı olan İstanbul’un talanının yaşama geçirilmesine yöneliktir. 
Şimdiye kadar hep öyle olmuştur. Şimdiden sonra da, sultası sürerse, öyle olacaktır. 
Başka türlüsünün mümkünü yoktur. 
İstanbul’da İmamoğlu’nun sosyal demokrat çözümlerini, halkçı önceliklerini uygulayarak, hâlâ gözü doymamış, aç, rant ve talan sürülerinin isteklerini gerçekleştirmek mümkün değildir. 
O yüzden de AKP, İmamoğlu’nun politikalarını çok ister, ama çalamaz. 
Müsterih olun! 
Geçen cumartesi bir toplantıda tanıştığım, tahmin edeceğiniz nedenlerle adını vermeyeceğim bir yargıç da bana aynı şeyi söylüyordu: 
-Müsterih olun Ali Bey, 31 Mart seçimlerinde İstanbul’da görev yaptım, 23 Haziran’da da yapacağım, herkes geçen defaki dikkati ve gayreti gösterirse, hiçbir hile hurda, baskı yapamazlar, çalamazlar, biz orada görevimizi yapmak için hazır bekliyoruz.

( Kaynak: Cumhuriyet Yazarı Ali Sirmen yazdı: Çalamayacaklar )