VAN-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ; Van Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı kilim atölyesinde çalışan 40 kadın, birer kültür haline gelen motifleri işliyor. Her motifin bir anlamı olduğunu belirten kadınlar, “Gelecek kuşaklara aktarmak için bu işi yapıyoruz” dedi.


JINNEWS'ten Zeynep Durgut'un haberine göre; Yüz yıllardır süregelen kilim dokuma kadınların elinde desenlerle sanata dönüşüyor. Motiflerin her birinin de birer hikayesi bulunuyor. Kıskançlık ve korkular, kurt ayağı ve akrep motifleriyle, muhabbet, sevgi, sohbet ve fanilik gibi konular da muhabbet kuşu motifi ile sembolize ediliyor. Yine yiğitlik ve kavga koç boynuzu ile dile getirilirken, bitki ve çiçek figürleri bereketi, üretkenliği ve mutluluğu ifade ediyor. "Eli belinde" adlı motif üretkenliği ve kısmeti simgelerken, hayat ağacı figürü ise ölümsüzlüğün simgesidir.


Dokuyanın ismiyle anılıyor


Van ve Hakkari yöresinde yapılan kilimler ise onu dokuyan boyun veya aşiretin adını alıyor. Belli bir aşiretin adını alan kilim bir başka aşiret tarafından dokunsa bile ilk dokuyan aşiretin adıyla anılıyor. ‘Jirki’, ‘Herki’ gibi aşiret adıyla anıldığı gibi  ‘Gulhanife’, ‘Gulsarya’ gibi dokuyan kişinin isimleriyle, ya da kilime işlenen desenlere göre ‘Gulhezar’, ‘Gulgever’, ‘Lüleper’ gibi isimlerle anılıyor.


5 temel renk kullanılıyor


Yöreye ait kilimleri arka arkaya çift sıra halinde gerilmiş çözgü ipliklerinin arasında çapraz olarak önden ve arkadan atkı ipliklerinin geçirilmesiyle dokunur. Hem çözgü hem de atkı iplikleri yünden yapılıyor. Yöre kilimlerinde kullanılan beş temel renk göze çarpıyor. Kırmızı ve bordoya yakın ton, lacivert, kahverengi, siyah, beyaz. Yeşil, sarı ve mavi renkler ise ara renkler olarak kullanılıyor. Renkler bitki boyalarından yapılarak oluşturuluyor. Ağırlıklı olarak nar kabuğunun yanı sıra diğer bitkilerin kök, yaprak ve çiçeklerinden kaynatarak elde edilen kök boya kullanılıyor. Toplatılan bitki ve meyveler kazanlarda kaynatılarak bunların renk vermesi için bir gün bekletiliyor. Kuruduktan sonra ise kadınların elinde ilmek ilmek işlenen yün iplikler sanat eseri kilimlere dönüşüyor.


Van Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olan ve Yüniplik Mahallesi’nde bulunan kilim ve el sanatları atölyesinde de kadınlar çeşitli motiflerde kilim dokuyor.


‘Erkekler bin bir emekle yaptığımız kilimleri parçalardı’ 


Hayriye Ahi, köylerinin boşaltılmasından önce kadınların köy meydanında toplanıp kilim yaptıklarını belirterek, “Hem kilim dokur hem de yaylalara giderdik. Erkekler kilim yapmamızdan pek hoşnut olmazlardı. Yaylaya gitmek için geç kaldığımızda akşam gelir bin bir emekle yaptığımız kilimleri bıçakla parça parça eder ve gözümüzün önünde yırtarlardı. Kilimin bizim için ne kadar anlamlı ve önemli olduğunu bilen erkekler, kendilerince bizi böyle cezalandırırlardı. Ama biz daha fazla hırslanır ve tekrar dokumaya başlardık. Kilim yapmaktan hiçbir zaman vazgeçmedik ve bu günümüze kadar taşıdık. Ben şuanda ‘Gülçin’ motifini yapıyorum. Motifin anlamı gül derleme veya gül destelemedir. Bu motif Hakkari bölgesine aittir” diye konuştu.


‘Kadınlar yaşama ve doğaya canlılık vermiştir’


Çocukluğundan beridir kilim dokuyan Bahar Çiçek (50), kültürün gelecek kuşaklara taşınması için hala dokuyor. Yeni neslin el sanatına ilgi duymamasından şikayetçi olan Bahar, “Kadınlar kilimlerin üzerine acılarını, üzüntülerini, mutluluklarını ve duygularını nakşetmişlerdir. Kadınlar aslında yaşama ve doğaya canlılık vermiştir” dedi. ‘Lüleper’ kilimi dokuyan Bahar, “Bu kilimi herkes yapamaz. Çünkü yapılışı çok zor ve zahmetlidir. Lüleper kanatları lüle şeklinde olan kuş anlamına gelmektedir. Bu motif doğanın bir parçasını temsil ediyor. Bunun yapılışı bir ay sürüyor. Bu kültürü koruyabilmek bütün kadınların sorumluluğudur” dedi.


‘Analık, doğurganlık, mutluluk, neşe, saadet, uğuru simgeler’


Kadınlardan Leyla Oran da köyden göç ettikten sonra kilim dokuma kültüründen vazgeçmediklerini vurguladı. Şu anda ‘Gulsarya’ motifini dokuyan Leyla, “Gulsarya, analık, doğurganlık, mutluluk, neşe, saadet, uğuru simgeler. Bu ismin verilmesinin nedeni Gulsarya isimli bir kadının kilim dokumada çok iyi olmasaydı. Onun emeğini taçlandırmak için ismi verildi. Kilim kültürü üretimdir ve yeniden var olmaktır. Özellikle kadınların bu mirasa sahip çıkmaları gerekir” dedi.


‘Duygu ve düşüncelerimi kilimlere işleyerek canlı tutuyorum’


Sıdıka Yobaş (65) kilim dokumanın emek ve yetenek istediğini belirterek, “Bu iş gönülden olmalıdır. Ben duygu ve düşüncelerimi kilimlere işleyerek canlı tutuyorum” dedi.


‘Gulhezar’ kilimi dukuyan Sıdıka, şu bilgileri verdi: “Bu da bir kadın ismidir. Bu motifin içinde her çeşit hayvan ve her çeşit ve gül bulunuyor. Bundan kaynaklı buna ‘Gulhezar’  ismini vermişlerdir. Kilim dokumak sanattır ve yaşamı üretmektir.”


‘Eskisi gibi ilgi duyulmuyor’


12 yıldır kilim atölyesinde çalışan Fatma Belli de atölyeye ilişkin şu bilgileri verdi: “40 kadın çalışıyoruz. Evde kilim dokuyan kadınlar için bu işi biraz daha sosyal faaliyet haline getirmek amacıyla böylesi bir atölye kurduk. Şimdi kilim kültürünü bizler burada devam ettiriyoruz. Genelde Van, Hakkari yöresine ait kilimler yapıyoruz. Kilimlerin desenlerini kesinlikle değiştirmiyoruz, sadece renklerini değiştiriyoruz. İplerimiz yün ve boyası da kök boya. Genellikle Lüleper, Gulşivan, Gulhezar, Gulsarya ve Gulçîn kilimlerini dokuyoruz. Bizim sıkıntımız satış. Eskisi gibi ilgi görmüyor. Yani yok olma ile karşı karşıya. Bizler de elimizden geldiği kadar bu kültürü ayakta tutmaya çalışıyoruz. Kadınları atölyeye üretmeye davet ediyoruz. Bu kültür yok olmasın gelin hep birlikte üretelim, yaşatalım.”
Editör: Haber Merkezi