ABD’nin İran’a yönelik boykot dayatması tüm Avrupa ülkelerinde tartışılmaya devam ediyor. ABD’nin gümrük cezalarına kendi gümrük cezalarıyla cevap veren Avrupa Birliği’nin İran’la ilgili tavrı ise büyük petrol tekellerinin Trump’ın dayatmaları karşısında boyun eğmeyi tercih etmeleri nedeniyle henüz somutlaşmış değil. Almanya’dan çevirdiğimiz yazı “Trump dünyayı karar vermeye zorluyor” diyerek bu ticaret savaşında atılabilecek adımlara dikkat çekiyor. Fransa ise kendi tekellerini güçlendirmeye yönelik uzun yılların en kapsamlı özelleştirme planını hayata geçirmeyi planlıyor.

Diğer yandan, Independent’ın Ortadoğu Muhabiri Robert Fisk, Suriye’de tarihe geçecek bir anın yaşandığını, ABD ve NATO’nun Esad’ı ve ailesini devirmekten vazgeçtiği anlamına gelecek adımlar attığını iddia etti. Fisk, ABD’nin Suriye’nin güneyindeki ve kuzeyindeki eski müttefiklerine sırtını dönmeye hazırlanırsa bunun “Rusya, (Esad dahil) kazandı” anlamına geleceğini ve milislerin kaderlerine mahkum edileceğini yazdı.




ABD’NİN İRAN’I BOYKOT DAYATMASI: ÇİFTE STRATEJİ


Jörg KRONAUER
Junge Welt


Trump dünyayı karar vermeye zorluyor! ABD yönetimi, tüm ülkelere 4 Kasım’a kadar İran’dan petrol ithaline tamamen son vermeleri uyarısını yaptı. Sözü edilen ülkeler şu andan itibaren İran’dan petrol alımını azaltmalı, 4 Kasım’da ise tümüyle bitirmeliydiler. Yapmazlarsa ne olacak? İstisnasız yaptırımlar uygulanacak! Ne türden yaptırımlar? Beyaz Saray’da oturan gözünü dünya liderliği bürümüş emlak kralı bunu henüz açıklamadı.

Trump’ın bu yeni saldırganlığının iki hedefi var. Birincisi tabii ki Tahran’daki yönetimin devrilmesi. Obama döneminde İran’a yönelik yaptırımlar devre dışı bırakıldığından şimdi boykot ve yaptırımlarla devirme süreci hızlandırılmak isteniyor. Trump’tan önceki dönemde ABD’nin müttefikleri Japonya ve Güney Kore, İran’dan petrol alımını sürdürmüşlerdi. Şimdi ise dünya çapında boykotla ülkenin ekonomisi yıkıma götürülecek. İkinci hedef, Avrupa Birliği ve onun dünya liderliği hırsıyla sarhoş olmuş kumandanı Almanya! AB ve Almanya, Ortadoğu’ya yönelik planları ile Atlantik ötesi rakibin gözünde kocaman bir diken. Alman sanayi ABD’deki ticaretinden elde ettiği aşırı kara bağımlı durumdayken onu zayıflatacak bir adım atmak, zora sokmak Trump için başarı. Almanya açısından ise ABD ile bir ticaret savaşına girmenin maliyeti oldukça yüksek.

Bu plan başarılı olur mu? Fransız ve İngiliz petrol devleri, Trump’ın mayıs ayında İran’ı boykot etmeyen tekellerin cezai yaptırımlarla karşı karşıya bırakılacağını açıklamasının ardından tercih yapmak zorunda kaldılar ve daha fazla kâr getiren ABD’nin lehine İran’dan vazgeçeceklerini açıkladılar. Ek olarak Washington, İran’ın petrol ihracatının yüzde 20’sini ellerinde tutan Japonya ve Güney Kore ile görüşmelere başladı. Askeri açıdan ABD’ye bağımlı olan iki ülkenin Trump’ın kararından memnuniyetsizliklerine rağmen ona boyun eğecekleri açık. İran’ın petrol ihracatının hemen hemen yüzde 20’sini elinde tutan Hindistan ve 10’da birine sahip Türkiye’nin Trump’ın emrine uyup uymayacağı ise bilinmiyor. Bu iki ülke gümrük cezalarına karşı olduklarını açıklamışlardı.

Ya Çin ne yapacak? Çin Halk Cumhuriyeti, İran’ın ihraç ettiği petrolün yüzde 25’ini alıyor. Trump’a karşı kaybedeceği bir şey yok! Pekin, Trump’ın gümrük cezalarına karşı 6 Temmuz’dan itibaren ABD’den ithal edilen petrol, gaz ve kömürden alınan gümrük vergisinin arttırılacağını açıkladı.  Çin petrol tekeli Sinopec de, İran’dan petrol getiren tankerlerin hiçbir şekilde ABD’ye bağımlı olmadığını bildirdi. Belki de İran’ın tamamen boykot edilmesi tartışması, ABD’nin Pekin’e açtığı ekonomik savaşın bir unsuru haline gelir.

(Çeviren: Semra Çelik)
Editör: Haber Merkezi