ANKARA-ÖTEKİLERİN GÜNDEMİ: Adalet Bakanlığı’nın kadına yönelik şiddeti engellemeye dair hazırladığı genelgenin kadını değil aileyi korumaya yönelik olduğunu, şiddeti ve cezasızlığı önlemek bir yana daha da arttırabileceğini belirten avukat Ayşe Acinikli, “Sorumlu olan iktidarın da en azından bir şey yapıyormuş gibi görünme zarureti vardır. Toplumda yükselen tepkilere karşı Adalet Bakanlığı kendine bir kalkan hazırlamış” dedi.

 
JIN NEWS'te Dilan Babat'ın haberine göre;  Türkiye’de kadına yönelik şiddet her ay daha fazla artarken, birçok kadın koruma kararı olmasına rağmen katlediliyor. Yargının ise neredeyse kadını suçlayarak, fail erkeklere verdiği “iyi hal” ve “tahrik” indirimi ile kadın katliamları daha da artıyor. Özsavunmasını kullanarak kendi yaşamını koruyan kadınlar ise müebbet hapis cezalarıyla cezaevlerinin gri soğuk duvarlarına mahkûm ediliyor. Kadına yönelik şiddete karşı kadınlar, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanunun bir an önce uygulanması talebinde bulunurken, Adalet Bakanlığı, kadına yönelik şiddetle mücadele için bir genelge yayınladı. Kadınlar, 18 yılda kadına yönelik şiddetin yüzde bin 400 arttığı AKP iktidarının hazırladığı genelgenin kadını korumaya yönelik olmadığını belirtiyor.


‘Kadın düşmanlığı aile yapısı korunması üzerinden meşrulaştırılıyor’


Genelgenin içeriğinde “kadın” kelimesinin kullanılmasına dahi çekinildiğini belirten avukat Ayşe Acinikli,  “Aileyi ve ailenin korunmasına yönelik yapılan vurgu, niyetin kadına yönelik şiddetin önlenmesi ile ilgili olmadığını göstermektedir. Bu durum aslında nafakanın kaldırılmasını ve İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesini isteyenlerin arkasına sığındığı gerekçeden farksızdır. Orada da hassasiyetin aile olduğu ile ilgili vurgular çok sıkça yapılmakta ve kadın düşmanlığı aile yapısının korunması üzerinden meşrulaştırmaya çalışılmaktadır. Genelgede yapılan sorunun mevzuatta değil, bunun uygulanışından olduğu ile ilgili tespit kısmen doğru olsa da bu eksikliğin giderilmesi için yeterli düzenlemelerin yapılmadığını görüyoruz” dedi.


‘5. Madde örtbas etmeye neden olacaktır’ 


Genelgenin 5’inci maddesinde, yer alan “Kural olarak, gizli olan soruşturma evresiyle ile ilgili ifade tutanağı, belge, ses kaydı ve video kaydı gibi delillerin sosyal medya platformlarında paylaşılması ‘gizlilik ihlali’ suçu doğuracağı”  maddesini değerlendiren Ayşe şunları söyledi: “Kadına yönelik şiddetin sosyal medyada paylaşılması ile ilgili yapılan bu düzenleme oldukça sağlıksızdır. Zira bu uygulama yaşanan olayların örtbas edilmesine kadar gidebilecek bir düzenlemedir. Yapılan paylaşımın suç olması nedeniyle şiddeti uygulayan değil de mağdur suçlu ilan edilebilecek ve belki de paylaşan daha fazla ceza alabilecektir. Ayrıca, Şule Çet, Emine Bulut dosyalarında o kadar yüksek ceza çıkmasının nedeni yükselen tepkilerdir. Kaldı ki bu tepkiler nedeniyle iktidar dahi kınama içeren açıklamalar yapmak zorunda kalmıştır. Oysa, Türkiye’de her gün bir ya da daha fazla kadın öldürülmektedir. Bunların hiçbiri gündeme gelmezken, yapılan paylaşım sayesinde kadın cinayetlerin görülmesi sağlanmıştır. Ayrıca, iktidara yakın çevrelerin kurduğu cemaat yurtlarında yaşanan skandalların gün yüzüne çıkması yine sosyal medya sayesinde olmuştur. İltimas nedeniyle pek çok olaya ilişkin bu düzenleme sayesinde örtbas yolu açılmıştır.”


‘Daha kendi kolluğunun işlediği suçu önleyemiyor’ 


Genelgenin samimi olmadığına dikkat çeken Ayşe, “Gerçekten kadına yönelik şiddetin önüne geçilmesini yolu bu düzenlemeler değildir. Çok daha etkin ve etkili bir şekilde kadına şiddetle mücadele edilebilir, tacizlerin ve tecavüzlerin önüne geçilebilir. Bu ülkede kadınlar polis arabalarında dahi tecavüze uğramakta ve tacizle karşılaşmaktadır. Sorula bunların münferit olaylar olduğu söylenecektir.  Ama sen kendi kolluğunun suç işlemesini önleyemiyorsan o kolluk marifetli ile yapılacak bütün işlerde sıkıntı olacağı açıktır. Fakat yaşanan sorunlar nedeniyle, sorumlu olan iktidarın da en azından bir şey yapıyormuş gibi görünme zarureti vardır.  Bu genelgenin yayınlanma amacının bu olduğunu düşünüyorum. Toplumda yükselen tepkilere karşı Adalet Bakanlığı bu genelgeyle kendine bir kalkan hazırlamış” diye belirtti.


‘İktidar tarafından uygulanan şiddettir’


Son olarak, iktidar tarafından sürekli “aile yapısı, aile düzeni” sözlerinin kullanmasına da değinen Ayşe, “Aile sözcüğünün bu kadar çok vurgulanıyor olmasının bir tehlikesi de evlilik dışı ilişki yaşayan ya da sevgili olarak şiddete maruz kalan kadınların gördüğü şiddeti, şiddet kategorisinden çıkarmaktır. Bu da kadınları kısıtlamanın ve aslında onlara şiddet uygulamanın başka bir yoludur. Yani iktidar tarafından uygulanan şiddettir” dedi.
Editör: Haber Merkezi