HABER MERKEZİ- AKP iktidarının imzacısı olduğu İstanbul Sözleşmesi’nden çıkma ifadelerine karşı kadınların tepkisi devam ediyor. Sözleşmenin şiddete uğrayan kadınların can simidi olduğunu ifade eden Mardin Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu üyesi avukatlarından Dilan Koç, sözleşmeden çekilme ile kadına yönelik şiddetin daha da artacağını söyledi.


Kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetin önlenmesini hedefleyen İstanbul Sözleşmesi’ne dair tartışmalar halen devam ediyor. Sözleşmeden imzasını çekme ifadeleri ile sık sık gündeme gelen AKP iktidarı konuya dair geçtiğimiz günlerde yaptığı MKYK toplantısında da sözleşmenin halen gündemlerinde olduğunu söyledi. Sözleşmeye dair gündemde olan tartışmalara ilişkin değerlendirmede bulunan Mardin Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu üyesi avukatlarından Dilan Koç sözleşmeden imzanın çekilmesi ifadelerinin sadece erkek egemen zihniyete hizmet edeceğini belirtti.


Mardin’de kadınlara şiddet ve boşanma anlamında destek olan Mardin Barosu Adli Yardım Komisyonu’nda çalışma yürüten Dilan, kentte her gün birden çok kadının şiddet gördüğü gerekçesiyle komisyona başvurduğunu söyledi. Kadınlara hukuki ve psikolojik açıdan destek olduklarını ifade eden Dilan, şiddete uğrayan kadınların bu anlamda can simidinin İstanbul Sözleşmesi olduğunu dile getirdi.


‘Kentte her gün şiddet başvuruları alıyoruz’


Hem Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu hem de Adli Yardım Komisyonu'na en çok şiddet gören kadınların başvurduğunu belirten Dilan, “Mardin Barosu Kadın ve Çocuk Hakları Komisyonu üyesi olarak gelen başvuruları bizzat alıyorum. Ne yazık ki belirtmeliyim ki neredeyse her gün bazı günler içerisinde birden çok başvuru alıyoruz. Yaşları, yaşantıları ve eğitim düzeyleri farklı olan kadınların ortak noktaları gözlerinden okunan hüzün yaşadıklarına dair endişe. Mardin dışında da Türkiye'de kadına yönelik şiddet had safhada ve her geçen gün artmaktadır” dedi.


‘Sözleşme şiddete uğrayan kadınların can simididir’


Sözleşmenin şiddete uğramış kadınlar için can simidi olduğunu ifade eden Dilan, bu noktada sözleşmenin dört temel ilkesi olduğunu söyledi. Dilan, “İstanbul Sözleşmesi'nin şiddetle mücadele kapsamında 4 temel ilkesi bulunmaktadır.  Bunlar kadına yönelik her türlü şiddetin ev içi şiddetin önlenmesi,  şiddet mağduru kadınların korunması, suçluların cezalandırılması ve kadına yönelik şiddetin karşı politikaların hayata geçirilmesidir. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik şiddeti bir ‘insan hakkı ihlali’ olarak görüyor. Bu şekilde de denetim mekanizması sebepleri ile ayırt edici bir özelliğe sahiptir” sözlerini kullandı.


‘Erkek egemen zihniyettin kendi çıkarlarına hizmet ediyor’


Son olarak sözleşmeden çekilmenin kadına yönelik şiddeti arttıracağını dile getiren Dilan, sözleşmenin hiçbir dini değere de saldırı da bulunmadığını vurguladı. Dilan, “Bir kadın ve hukukçu olarak İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin erkek egemen zihniyetin kendi çıkarlarına hizmetten başka bir amacı olmadığını belirtmek isterim. Çekilme tartışmalarına dini değerlerin aile kültürünün bozulması alet edilirken aslında olayın politik olan kadın cinayetlerinin daha çok artmasına sebebiyet vereceğini kadın cinayetleri için politik kavramının kullanılmasının ne denli haklı olduğunu göstermektedir. Sözleşme hiçbir dini değere saldırıda bulunmayıp din kültürü ve aile kültürünü de ortadan kaldırmamaktadır. Çok açık ve net bir şekilde belirtmek gerekir ki aile kültürünü yok eden eril zihniyet ve beraberinde getirdiği kadına şiddettir. İstanbul Sözleşmesi yaşatır” şeklinde konuştu.

( MA )
Editör: Haber Merkezi