Gencecik insanlar ölüyor… Kadınlar ölüyor… Her gün yeni cinayetler, yeni katliamlar işleniyor. Tarım işçileri ölüyor; Manisa Saruhanlı’da üzüm işçilerini açık kasa römorkunda taşıyan traktör çarpıştı, işçiler yola savruldu.

 

Gencecik insanlar ölüyor…

Kadınlar ölüyor… Her gün yeni cinayetler, yeni katliamlar işleniyor.

Tarım işçileri ölüyor; Manisa Saruhanlı’da üzüm işçilerini açık kasa römorkunda taşıyan traktör çarpıştı, işçiler yola savruldu... Zöhre, Nilgün, Ajda hayatlarını kaybettiler. 10 işçi yaralandı... 45 derece sıcakta 11-12 saat çalışan ancak 70 ile 110 lira arası ücret alan işçilerin, yoksulların halini duyan, gören yok.

İş cinayetleri sürüyor… İnşaat işçileri ölüyor, maden işçileri, kadınlar ölüyor… Önceki gün Antalya, Bursa ve Manisa’da 6 işçi öldü. Kovid-19 salgınına karşı canlarını siper eden doktorlar ölüyor… İktidar tozpembe tablolar çizedursun hastanelerden morglara durmadan cesetler taşınıyor…

Gençler, yaşlılar…

Sanatçılar hedef haline getiriliyor… “İstanbul sözleşmesi yaşatır” diyen sanatçı Melek Mosso’nun elindeki mikrofon gasbediliyor, sahneden indiriliyor…

Katiller elini kolunu sallayarak gezerken, “Yaşatalım” diyenler, “hak hukuk, adalet” diye haykıranlar hedef oluyor, hapse atılıyor, ölüyor, öldürülüyor…

İpek Er’e karşı cinsel saldırı suçunu işlediği gerekçesiyle, kamuoyu tepkisi üzerine tutuklanan Uzman Çavuş Musa Orhan’ın tutuklama kararına yapılan itirazın ardından tahliye edilmesini tartıştığımız şu günlerde genç bir hukukçu olan Ebru Timtik adil yargılanma hakkı için hayatından oldu.

Musa Orhan alçağı “Bana kimse bir şey yapamaz” demişti, Batmanlı İpek Er’in kanına girerken… Öyle oldu. Tecavüze uğrayan İpek’in intihar girişimi ve ölümü üzerine yükselen tepkiler karşısında tutuklansa da bir hafta sonra mahkeme kararıyla tahliye edildi.

Mazlumlar, masumlar, kimsesizler sesini duyuramıyor… AKP’li Milletvekili Şirin Ünal’ın evinde ölü bulunan 23 yaşındaki Özbekistan vatandaşı Nadira Kadirova davası kapatıldı. Tecavüz edilen, öldürülen Kazak Gazeteci Yeldana Kaharman’ın evinde ölü bulunması üzerine şüpheleri üzerine çeken Mehmet Ağar’ın oğlu Tolga elini kolunu sallayarak dolaşıyor. Gülistan Doku olayındaki şüphelinin tutuklanması isteği reddediliyor. Doku’nun ne cesedi ne izi var… Kadın katiller cezasız kalıyor, tecavüzcüler ortalıkta dolaşıyor…

Örgütsüzlük ölümleri çoğaltıyor. İktidar zulmünü artırarak ömrünü uzatmanın hesabını yapıyor.

Dün genç bir avukat hayatından oldu. Tek talebi adil yargılanmaydı… Toplum için bir talep ileri sürmüştü…

Adil yargılanma hakkı için ölüm orucundaki tutsak avukatlardan Ebru Timtik hayatını kaybetti. Türkiye öyle bir yere geldi ki, avukatlar hak, hukuk adalet için ölüyor… 238 gün boyunca adil yargılama diyen hukukçular can veriyor…

Aylar boyunca adil yargılanma hakkı dedi Ebru Timtik, ancak ne duyan oldu ne kale alan…

Ne Adalet Bakanı ne Sağlık Bakanı duydu Hukukçu Ebru’nun sesini. Ne Saray ne TBMM, ne Yargıtay… Önceki gün İstanbul’da bir hastanede yaşamını yitirdi.

“Ebru’nun katili kim?” sorusunun yanıtı ortadadır! Katilleri, tecavüzcüleri salıveren yargı Ebru’yu ölüme mahkum etti.

Oysa ilk celsede tahliye edilmişlerdi Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar. Ancak “yüksek” yerlerden yapılan müdahale ile yeniden hukuksuzca tutuklanmışlardı.

Ebru Timtik ve Ünsal Aytaç’ın durumlarının kötüleşmesi üzerine hapishaneden hastaneye kaldırılmaları süreci de tam bir işkenceydi.

Anayasa Mahkemesi Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için “Ölüm riski yok” demişti. İşte o karardan bir süre sonra Ebru Timtik öldü… Tahliye edilmesi için büyük çaba sarf edildi, ancak sağlanmadı. Adli tıp kurumu kararı yok sayıldı.

Aytaç Ünsal da bu taleple açlık grevine başlayan ve ölüm orucuna çeviren avukatlardan…

Aytaç’ın da durumu kritik… Tahliye edilmemesi ve adil yargılanma hakkı kabul edilmemesi halinde -ne yazık ki- olacakları kestirmek zor değil.

Grup Yorum Üyeleri Helin Bölek, İbrahim Gökçek ve Mustafa Koçak da hak, hukuk adalet diyerek son nefeslerini verdiler.  İktidar muhaliflerin sesini duymuyor, onlara ölümü reva görüyor. Ebru Timtik de göz göre göre öldürüldü. Oysa avukatların tek istekleri adil yargılanmak. Sanatçılar özgürce konser verebilmek istiyordu. Avukatların ve sanatçıların sesini duymayanlar, katilleri, tecavüzcüleri salıveriyorlar… Onların arkasında duruyorlar. Tecavüzcü uzman çavuşu ve diğerlerini koruyorlar.

Ancak bu böyle gitmez… Hak, hukuk adalet bir gün size de lazım olacak!

Ölüm orucundaki Avukat Aytaç Ünsal derhal serbest bırakılmalıdır. Adil yargılanma hakkı karşılanmalıdır. Tam teşekküllü bir hastanede tedavi altına alınmalıdır.

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Ötekilerin Gündemi'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.