HABER MERKEZİ - Adalet Nöbeti'ni sürdüren tutuklu yakınlarını ziyaret eden DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “Kürt kadınları olarak tecrit politikalarına karşı sesimizi yükselteceğiz" dedi.

Tutuklu ailelerinin, cezaevlerindeki hasta ve infazları yakılan tutukluların serbest bırakılması için Diyarbakır Barosu hizmet binasında başlattıkları Adalet Nöbeti 25'inci gününde devam ediyor. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır, Mardin, Siirt, Batman, Bitlis, Şırnak İl örgütleri bugün aileleri ziyaret etti. 

MÜCADELE VURGUSU

Ziyarette konuşan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, bugünün Dünya İnsan Hakları Günü olduğunu belirterek, Kandıra 1 No'lu F Tipi Kadın Kapalı Cezaevi'nde dün akşam şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Garibe Gezer'i andı. Cezaevlerinde "düşman hukuku" uygulandığını vurgulayan Atasoy, annelerin adalet taleplerinin arkasında olduklarını vurguladı. 

TJA üyesi Şükran Çelebi, taleplerin arkasında olduklarını söyledi. Çelebi, "Halkımıza yaşatılan bu hukuksuzluğa, insanlık dışı tutuma karşı mücadele vereceğiz” dedi. Tutuklulara ceza içerisinde ceza verildiğine dikkati çeken Çelebi, “Davamız insanca yaşamdır. Bu sebeple mücadele etmeye devam edeceğiz. DTK Eş Genel Başkanı Leyla Güven’e 22 yıl ceza verdiler, içleri rahatlamadı 5 yıl daha verdiler. Bu cezayı ne onun şahsında ne de kendi şahsımızda kabul etmiyoruz. Hasta tutukluların yasalara göre bırakılması gerekiyor" diye kaydetti. 

TECRİDE TEPKİ 

DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz ise, annelerinin yıllarca insan hakları için mücadele verdiklerine işaret ederek, “Bugün Türkiye’de adalet kalmadı. Emine Şenyaşar’ın da dediği gibi adalet toprağa gömüldü. Bu hukuksuzluğa ve anti demokratik yaklaşıma karşı anneler, Kürtler için, barış için bir bekleyişteler” dedi. 

İktidarın antidemokratik uygulamalarına tepki gösteren Aydeniz, "Türkiye insan hakları savunucularını sindirmeye çalışıyor. Zulüm, zorla, yargı sopasıyla kendisini ayakta tutmaya çalışıyor” dedi. Tecrit politikalarının İmralı’dan Türkiye’de bulunan diğer bütün cezaevlerine yayıldığını ifade eden Aydeniz, “En başta İmralı’da başladılar ancak bugün tüm cezaevlerinde toplumun her tarafında tecrit politikaları işliyor. Ancak Kürt kadınları, anneleri olarak tecrit politikalarına karşı sesimizi yükselteceğiz. Annelerimize destek vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 

VAN

Van'da da benzer Adalet Nöbeti 2'nci gününde. Hasta tutsaklar İbrahim Alkan, Emrah Abi ve Sinan Karel'in yakınları, Van Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu'nda bir süre nöbet tuttu. 

‘Tuğluk’un arkasında güçlü kadın mücadelesi var’

Kürt siyasetçi ve hasta tutuklu Aysel Tuğluk’un serbest bırakılmayarak yargı eliyle intikam alınmaya çalışıldığını belirten DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, başta Tuğluk olmak üzere tüm hasta tutuklular için mücadele çağrısı yaptı.

Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivistleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır, Mardin, Siirt, Batman, Bitlis, Şırnak il ve ilçe kadın örgütü üyeleri, Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER), Diyarbakır, Siirt, Kürt Dil ve Kültür Ağı, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatları, Barış Anneleri, Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk ve Kandıra 1 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Garibe Gezer’e dair basın açıklaması yaptı. Diyarbakır Barosu hizmet binası önünde yapılan açıklamada kadınlar, “Cezaevleri öldürüyor. Aysel Tuğluk ve tüm hasta tutsaklar serbest bırakılsın” pankartı açtı.

‘GARİBE KAYBETTİRİLDİ’

Açıklamada ilk olarak konuşan TUHAY-DER Diyarbakır Şube yöneticisi Aslıhan Bulut, cezaevlerinin uzun süredir hak ihlalleri, darp ve kötü muamelenin adresi haline geldiğini belirtti. “Uluslararası hukuk bir yana en geçerli insani ilkelerin dahi askıya alındığı bir süreçte Garibe Gezer öldürüldü” dedi. Gezer’in 5 yıldır cezaevinde bulunduğunu ve ailesiyle yaşadıkları süreçten bahseden Bulut, “Garibe 2016 yılında haksız bir şekilde tutuklanıp, ceza almıştır. Garibe, sürekli olarak kendisine ses olunmasını, yaşadığı tehdit, darp ve cinsel saldırıların son bulması için herkesi duyarlı olmaya davet etmişti. Garibe yaşam doluydu. Son telefon görüşmesinde de ailesine iyi olduğunu belirtmesine rağmen bugün aramızda yok. Garibeyi kaybettik, kaybettirildi” şeklinde sitem etti.

‘SAKLANAN HER NEYSE SORUMLULAR ORADADIR’

“Garibe’yi tam olarak tecrit, izolasyon, cinsel saldırılar neticesinde kaybettik” diyen Bulut, Garibe’nin yaşamını yitirmesinin ardından avukatların devreye girerek hem cezaevi girişinde hem de otopsi işlemlerinde engellendiğini harlatarak “Olayda saklanan her neyse sorumlular oradadır” dedi. Bulut, Garibe’nin yaşamını yitirmesinden sorumlu olan kişi veya kişilerin derhal görevden alınması ve haklarında etkin soruşturma başlatılması gerektiğini belirtti.

‘ONLARI MÜCADELEYELE DIŞARI ÇIKARACAĞIZ’

Yine aynı cezaevinde Aysel Tuğluk’un hafıza kaybı yaşadığını da hatırlatan Bulut, Tuğluk’un ağır sağlık sorunları yaşamasına rağmen iktidar yetkililerinin bu hak ihlallerine karşı kulaklarını tıkadığını vurguladı. Tuğluk’un hastalığını ilerlemesine rağmen, ATK’nin “Hayatını yalnız idame ettirebilir” kararına tepki gösteren Bulut, devamında şunları söyledi: “Önceki süreçlerde de bildiğimiz üzere ATK’nin bu tutumu siyasidir. Öyle ki hasta tutsakların cezaevlerinde tabutları çıkıyor ya da serbest bırakıldıktan birkaç gün sonra yaşamlarını yitiriyor. Aysel Tuğluk gibi yüzlerce hasta tutsak tedavi edilmemekte ve yanlı ATK raporları gerekçeleri ile cezaevlerinde ölüme terkedilmiş durumdadır. Aysel Tuğluk ve tüm tutsaklar yalnız değildir. Onun arkasında güçlü bir kadın örgütlülüğü vardır. Kadın dayanışması ve birlikteliği yaşatma siyasetini savunmaya devam edecektir. Başta hasta tutsaklar olmak üzere, siyasi rehine olarak tutulan kadınları, zindanlardan mücadelemiz ve direnişimizle çıkartacağız.”

KÜRTLERE KARŞI DÜŞMAN HUKUKU

DBP Eş Genel Başkanı Aydeniz ise, bugünün insan hakları günü olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’nin bu açıdan karnesi çok dolu. Devlet Kürtlere dönük, Kürt kadınlarına dönük politikalarına devam ediyor. Bunlara karşı her daim düşmanlığını devam ettiriyor. Biz biliyoruz ki bu ölüm, devlet yargısı ile kadına ve Kürtlere karşı düşman hukukuyla gerçekleşti” şeklinde konuştu.

BİRLİKTE MÜCADELE ÇAĞRISI

Gezer’in ve tecavüze uğradıktan sonra intihar eden İpek Er’in ölümleri arasında herhangi bir farkın olmadığını belirten Aydeniz devamında şöyle konuştu: “Garibe Gezer’in katili yargıdır. Bugün cezasızlık politikaları savaş politikalarının bir getirisi olarak gerçekleşmiştir. Kürt kadınları olarak, kadın bedeni ve kadın katliamları üzerinde yükselmenize izin vermeyeceğiz. Öldürseniz de, ceza verseniz de sizin politikalarınız bizi engelleyemeyecektir. Bugün onlarca hasta tutukluyu bu bitirme politikalarıyla içeride tutuyorlar. Aysel Tuğluk da bunlardan biridir. Bugün Tuğluk şahsında, Kürt kadınlarına ve Kürt halkından intikam alınmak isteniyor. Aysel Tuğluk ne mücadele verdiyse biz de o mücadeleyi vereceğiz. Buradan kadınlara sesleniyorum, bugün değilse hangi gün yanımızda duracaksınız. Direniş birlikte büyütülür. Türkiye ve Kürdistan halkının özgürlüğü için birlikte mücadele edeceğiz.”

Açıklama, “Katil devlet hesap verecek”, “Tecavüzcü devlet hesap verecek” sloganlarıyla sonlandırıldı.

( Yazılı Haber MA )

Editör: Haber Merkezi