DİYARBAKIR - Şüpheli şekilde yaşamını yitiren Ayten Kaya dosyasının kapatılmasına tepki gösteren ailesi, etkin bir soruşturma yürütülmediğini belirterek, bunu kabul etmeyeceklerini vurguladı. 

Şehriban Aslan'nın haberine göre; Diyarbakır'ın Eğil ilçesine bağlı Sarmaşık (Basraf) Mahallesi'nde 16 Eylül 2019 tarihinde şüpheli şekilde yaşamını yitiren Ayten Kaya'nın (35) ölümü, aradan geçen 2 yıla rağmen aydınlatılmazken dosyanın savcılık tarafından kapatıldığı belirtildi. Olayın ardından başlatılan soruşturma kapsamında 17 Eylül 2019 tarihinde evli olduğu Haşim Kaya, Eğil Cumhuriyet Savcılığı’nda ifade verirken, Haşim Kaya’nın verdiği ifadenin içeriğine ulaşılamadı. 

Ayten’in ailesi, 2019 yılından bu yana gelişme olmamasına tepki göstererek, etkin bir soruşturma yürütülmediğini söyledi. 

‘İntihar süsü verildi’

Ayten’in şüpheli ölümünden birkaç gün önce kendisini aradığını söyleyen annesi Necima Boyundur,  “Kızım bana, ‘anne aramızda bir sorun var. Bir yerden duymadan ben sana anlatayım’ dediği an telefon kapandı. Fakat sanki biri elinden telefonu alıp kapattı. Aradan birkaç gün geçti İstanbul’dan kızımın intihar ettiği haberi geldi. Bunu kızımın ailesinden duymadık İstanbul’da yaşayan akrabalarımızdan öğrendik. Hemen Devlet Hastanesi’ne gittik, morgda kızımın vücudunu gördük. Darp izlerinden mosmor olmuş. Kızım kesinlikle intihar etmedi. Kızımı öldürüp intihar süsü verdiler” şeklinde konuştu. 

‘Asla vazgeçmeyeceğiz’

Ayten’in dosyasının neden kapatıldığını soran Necima, “Bana sorarsanız para ile bu işi kapattılar. Kızımın yüklü miktarda altınları var ama şu an hiçbiri yok. Hepsi dosyanın kapatılması için kullanılmış. Ayrıca kızıma dair alınan darp raporu kaybedilmiş. Bir darp raporu nasıl savcı tarafından kaybedilir? Biz var olduğumuz sürece asla ama asla davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Elimizden ne gelirse yapacağız” dedi. 

‘Kardeşimin vücudunda darp izleri vardı’

Ayser Buyruk ise kardeşi Ayten’in ölüm haberini İstanbul’da yaşayan oğlundan aldığını söyledi. Ayser, daha önce Ayten’in suda boğulduğunu, sonrada intihara sürüklendiğini duyduklarını ifade etti. Ayser devamında, Selattin Eyyubi Devlet Hastanesi’nin morguna, Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin mogu ve daha birkaç hastanenin morguna gittiklerini ama cenazesini bulamadıklarını kaydetti. Ayser şöyle konuştu: “Son olarak Eğil’e gittik. Morga gittik aileden hiç kimse yoktu. Sonra doktordan Ayten’i görmek istediğimizi söyledik gittik gördük. Kardeşimin kollarında ve vücudunda morluk vardı. ‘İple intihar etti’ denildi ama boğazda iz yoktu çok daha aşağısında iz vardı. İntihar eden kişinin boğazında ip izi olur çene altında iz olur. Biz kardeşimi gördükten sonra asla intihar ettiğine inanmıyoruz. 7 çocuk annesi olan ve çocukları daha yeni işten gelen bir kadın intihar etmez. Çocukları işten geliyor diye hazırlık yapıyordu. Mutluluktan ne yapacağını bilmiyordu. Böyle bir insan neden intihar etsin?” 

 ‘Neden etkin bir soruşturma yok’

Ayten’in dosyasının kapatılmasına tepki gösteren Ayser, dosyaya dair yeterli incelemenin yapılmadığını vurguladı. Ayser, “Kardeşimin vücudunda morluklar vardı, darp izleri vardı. Neden bu etkili bir şekilde soruşturulmuyor? Neden bu, gün yüzüne çıkarılmıyor? Sadece intihar etti deniliyor. Peki, bu insan neden intihar eder? Bunu da biz mi diyelim? Kardeşimin ölümünden sonra yaşadığı köye gittim ve eşi beni odaya çağırdı. Ona, senin annen ve abin seni doldurdu sen eşini öldürdün değil mi dedim. Oda onaylar şeklinde kafasını salladı. Etrafımda çok sayıda şahit de vardı. Kardeşimi öldürdüğünü orada kabul etti” sözlerine yer verdi. 

Son olarak Ayser, dosyanın kapatılmasına aldırmayacaklarını var olan tüm hukuki yolları deneyeceklerine dikkat çekerek ne olursa olsun gerçeği gün yüzüne çıkaracaklarını ifade etti. 

Editör: Haber Merkezi