MERSİN - İHD Mersin Şubesi’nin “Adil yargılama için; tek tipe asla” panelinde konuşan HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, "Toplumun yüzde 80’i tek tip kıyafet düzenlemesine karşı. Ama bu karşı koyuşları bir araya getirmemiz gerek. Her alanındaki tek tiplere dur dememiz gerekiyor” dedi.

İnsan Hakların Derneği (İHD) Mersin Şubesi, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile getirilen "tek tip kıyafet" uygulamasına karşı şube binalarında “Adil yargılama için; Tek tipe asla...” konulu panel düzenledi. İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, Avukat Gülizar Tuncer ve HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran'ın konuşmacı olarak katıldığı panele sivil toplum örgütü temsilcileri ve tutuklu yakınları katıldı. Panelin yapıldığı salona, “Hasta Tutsaklar Onurumuzdur“ pankartı asılırken ülkede ve dünyadaki tek tip uygulamaların ve baskıların yaşandığı cezaevlerini anlatan kısa bir sinevizyon gösterimi ile yapıldı. Panelde ilk sözü alan Avukat Gülizar Tuncer, çıkarılan KHK sonrasında cezaevlerinde ciddi hak ihlallerinin yaşandığını aktardı.



İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "tek tip kıyafet" söylemi ardından dernek olarak çalışmalar yaparak bir tutum listesi hazırladıklarını aktardı. Tek tip kıyafet uygulamasının onur kırıcı bir uygulama olduğunu dile getiren Türkdoğan, şöyle devam etti: “Bizim toplumumuzda geçmişle yüzleşme daha yaşanmamış. Cumhurbaşkanı Guantanamo cezaevinden bahsediyor. O cezaevi ABD’nin bir zamanlar Afganistanlı esirlere işkence uyguladığı bir yerdir. Bundan neden bahsediyor çünkü bugün tutsaklara toplumda esir algısı yaratmaya çalışıyor. Tek tip onur kırıcı ve bir işkence yöntemidir. Tek tip uygulaması ile tutuklunun sadece iç dünyasına dış dünyasına da etkisi olacaktır. Örneğin sevgili vekilimiz Selahattin Demirtaş kendisi de açıklama yaparak ‘bu onursuzluğu kimse kabul edemez’ dedi. Doğal olarak kendisine de uygulanacak ama giymeyecek. Zorla giydirmeye kalkarlarsa mahpus şiddet görecek. Biz bu konuda yetkilileri özellikle uyarıyoruz. Bundan vazgeçin. Giymek istemeyene kesinlikle giydirmeye kalkmayın. Zaten 696 sayılı kararnamede bir yasa koyularak bu elbiseyi giymeyene ziyaretçi yasağı getirilecek. Uygulamalar birbirine çok benziyor. Hep cezalandırmalar üzerine bir infaz çeşididir.”

'ONUR KIRICIDIR, İTİRAZ EDİYORUZ'

Getirilen uygulamanın sadece tutukluları değil aynı zamanda tüm toplumu da ilgilendirdiğine dikkat çeken Türkdoğan, “Bu düzenlemeye göre sadece mahkemeye sevklerde tek tip kıyafet giydirilecek. Milletvekilleri, belediye başkanları, gazeteciler, avukatlar bunların tümü TMK suçlarıyla yargılamalarla tutuklular. TMK kapsamında 69 bin tutuklu var. Bunların 50 bini FETÖ kapsamında düşünülürken, geri kalan 19 bini diğer örgütlerden tutuklu. Bir de toplumsal kesimleri düşündüğümüz zaman toplumun büyük kısmını ilgilendiren bir tutumla karşı karşıyayız. Bu siyasi iktidarın tek amacı tek tip kıyafetle onlara onur kırıcı bir davranışta bulunmak. Hepimizi tek tipleştirmek, korkutmak istiyorlar. Altında başka şeyler aramaya gerek yok. Bizler insan hakları savunucuları olarak onur kırıcı olduğu için itiraz ediyoruz" diye konuştu.

'BİR BÜTÜNEN DİRENİŞ ÖRGÜTLEMELİYİZ'

HDP Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran ise, tek tip dayatması ile toplumun terbiye edilmek istendiğini bu uygulamanın sadece bir araç olduğunu vurguladı. Başaran, “AKP iktidarının başından beri toplumu nasıl dil, din, tarih üzerinden belirli bir kalıp içerisinde tek tipleştirmeye çalıştığını biliyoruz. Tek tip meselesi sadece cezaevlerine verilmiş bir şey değil, halka bir mesaj vermeyi kapsamaktır. 1980’li dönemlerde aynı şey denendi büyük bir direnişle püskürtüldü. Bugün bizim yapacaklarımızı konuşurken aslında tam da bu noktadan başlamak lazım. Bu yaşanan süreçlere biz toplumsal olarak bir dur demezsek sadece zindandakilerin direnişi belki tek tip kıyafeti durduracak ama bu karanlık süreci bitirmiş olamayacağız. Bütün sivil toplum örgütleriyle bir direniş örgütlememiz gerekir” dedi.



'KARŞI KOYUŞLARI BİRARAYA GETİRMELİYİZ'

Erdoğan - Bahçeli ittifakı sonrası saldırılarla karşı karşıya kalındığını ifade eden Başaran, “Zindanlarda yaşananlar zaten insanlık onurunu ayaklar altına alan uygulamalardır. Bugün biraraya gelmemiz bir adım olarak kabul edilebilir ama yeterli değildir. Daha çok sokaklarda meydanlarda bu toplumun her alanında tek tiplere dur dememiz gerek. Bizleri ne zindanlarda ne de dışarda tek tipleştiremezsiniz dememiz gerekiyor. Onların bizi sıkıştırmak istediği o ceberut sistemi kırmaya inanmalıyız. İnanarak yol almalıyız. Bir MHP milletvekili ne demişti zamanında: ‘Ben o elbiseyi giydiğimde kendi bedenimin teslim alındığını hissetim.’ Türkiye toplumunun yüzde 80’ini bu tek tip kıyafet düzenlemesine karşı… Ama bu karşı koyuşları bir araya getirmemiz gerek. Ben Erdoğan’ın bu haliyle 2019’u görebileceğine inanmıyorum. Görürse de pişman olacak” ifadelerinde bulundu.

'İRADEYİ KIRMAYA ÇALIŞARAK BİRŞEY YAPAMAZLAR'



78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ise, 1980 Darbesi'nde yaşanan tek tip dayatmasında yaşananlarını anlattı. Can, “Bizleri bir şeylere koşullamaya çalışıyorlardı. Bu koşullar içerisinde kendi değerlerimizden uzaklaştırma hedefleniyordu. Bu yöntem Diyarbakır’da derinleştirildi. Her kabul edilen şeye bir başka şey getiriliyordu. Derinleştirildikçe derinleştiriliyordu. Diyarbakır cezaevlerindekileri Türkleştirmeye çalışıyorlardı. Her cezaevindeki uygulama farklıydı. Diyarbakır’da radikal vahşet uygulanırken, Elazığ Cezaevinde daha hafif uygulamalar yapılıyordu. Ben 87 Şubat’ında yakalandım. Elazığ Cezaevine götürüldüm. Daha tek tip gelmemişti. Ama farklı uygulamalar vardı. Bu uygulamaların bütünü irademizi kırmaya yönelikti. Çünkü ırkı, dili değiştirmeye çalışıyorlardı. Sonra bize tek tip kıyafet uygulanmaya başlandı.

O zaman açlık greviyle direnişe başladık. 33 gün sonra tek tip kıyafet kaldırılmadan sona erdi. Yaptığımız direnişler başarıyla sonuçlandı. Ama verilen sözler 3 gün sonra unutuldu. Tekrardan avukat yasağı gibi çeşitli uygulamalar yapıldı. Şunu söyleyebilirim cezaevleri tek tip kıyafete ve 12 Eylül’e karşı müthiş bir direniş sergiledi. Onlara borcumuzu ödeyemeyiz. İradeyi kırmaya çalışarak insanların formasyonunun değiştiremeyeceklerini anladılar” dedi.

Panel, konuşmacıların ardından tutuklu ailelerin, soru ve talepleri ile son buldu. (MA)
Editör: Haber Merkezi