BİR HALLER OLUYOR Herkes kabuğuna çekilmiş, bir görünmezin kendisini bulup bulamayacağının korkusuyla tir tir titriyor! Zaten hep öyleydi! İnsan denilen canlı her zaman kendi korkularını yaratmıştır! Bu korkuların en büyüğü“ Din” denilen inanmışlığın, toplum algısını nasıl dizayn ettiğini ve bunun mutlak bir Hakimiyet olarak karşımıza dikildiğini söylemeye gerek yok! Sorgulamadığınız her doğru, ya da yanlış size kabül edilmişlik olarak döner! Bu durum, insanda yalan ve iki yüzlülüğün tüm olumsuzluklarını geliştirir! Çünkü bir korku iklimi etrafınızı sarmıştır ve unutmayın ki en büyük ahlaksızlık korkuyla başlar! Televizyon kanalını parsellemiş ve orada kendisine yer bulmanın tek nedeni söyleyeceği yalan ve yalakalanmadır! Az buçuk bir tarih bilginiz varsa, bunları dinleyince mideniz bulanıyor! Çünkü bu yalanları söyleyince sokakta rahat gezecek! Alınmayacak, sorgulanmayacak, ceza almayacak ve bundan dolayı bir de “ vatansever” havalarıyla göğsünü kabartıp omuzu dik yürüyecek! Bilmiyorum! Küçük yaştan beri hep bir kocaman kevgir düşünmüşümdür! Tüm insanların bu kevgirden elenerek geçirilmesi gibi! Yalancı ve korkakların güzel insanlardan ayrıştırılması gibi bir şey işte! Yok işte! Benimki sadece bir hayal! Üstelik tam tersine düştüğümüz şu zaman da! İyilerin ayrıştırılıp, aptalların ağzına sakız edildiği bir dönemde! Eh! Diğer yandan “ bu virüsten sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak!” gibi bir hayale kapılan satirikler var ya! Bakın, bu işin tüccarları şimdiden boy gösterdi ve bunun Tanrı’nın tokadı olduğunu bize yutturmaya başladılar bile! Artık kapatıldığımız her evde, konuşulan bu! Normal günlere döndüğümüz de bu, bize kat kat hurafe olarak dönecektir! Bundan böyle daha çok korkağımız, yalakamız, ispiyoncumuz ve fırıldağımız olacaktır! İsterseniz bir köşeye yazın!. .

 

BİR HALLER OLUYOR
Herkes kabuğuna çekilmiş, bir görünmezin kendisini bulup bulamayacağının korkusuyla tir tir titriyor!
Zaten hep öyleydi!
İnsan denilen canlı her zaman kendi korkularını yaratmıştır!
Bu korkuların en büyüğü“ Din” denilen inanmışlığın, toplum algısını nasıl dizayn ettiğini ve bunun mutlak bir Hakimiyet olarak karşımıza dikildiğini söylemeye gerek yok!
Sorgulamadığınız her doğru, ya da yanlış size kabül edilmişlik olarak döner!
Bu durum, insanda yalan ve iki yüzlülüğün tüm olumsuzluklarını geliştirir!
Çünkü bir korku iklimi etrafınızı sarmıştır ve unutmayın ki en büyük ahlaksızlık korkuyla başlar!
Televizyon kanalını parsellemiş ve orada kendisine yer bulmanın tek nedeni söyleyeceği
yalan ve yalakalanmadır!
Az buçuk bir tarih bilginiz varsa, bunları dinleyince mideniz bulanıyor!
Çünkü bu yalanları söyleyince sokakta rahat gezecek!
Alınmayacak, sorgulanmayacak, ceza almayacak ve bundan dolayı bir de “ vatansever” havalarıyla göğsünü kabartıp omuzu dik yürüyecek!
Bilmiyorum!
Küçük yaştan beri hep bir kocaman kevgir düşünmüşümdür!
Tüm insanların bu kevgirden elenerek geçirilmesi gibi!
Yalancı ve korkakların güzel insanlardan ayrıştırılması gibi bir şey işte!
Yok işte!
Benimki sadece bir hayal!
Üstelik tam tersine düştüğümüz şu zaman da!
İyilerin ayrıştırılıp, aptalların ağzına sakız edildiği bir dönemde!
Eh!
Diğer yandan “ bu virüsten sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacak!” gibi bir hayale kapılan satirikler var ya!
Bakın, bu işin tüccarları şimdiden boy gösterdi ve bunun Tanrı’nın tokadı olduğunu bize yutturmaya başladılar bile!
Artık kapatıldığımız her evde, konuşulan bu!
Normal günlere döndüğümüz de bu, bize kat kat hurafe olarak dönecektir!
Bundan böyle daha çok korkağımız, yalakamız, ispiyoncumuz ve fırıldağımız olacaktır!
İsterseniz bir köşeye yazın!