HABER MERKEZİ ARTI TV'de ekrana gelen Gündem Özel programında, Derya Okatan CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, gazeteci İsmet Demirdöğen, Eski DEP Milletvekili Sırrı Sakık, Prof. Dr. Mete Kaan Kaynar'ı ağırladı. Programda, siyaset-mafya-devlet üçgeninde Türkiye ve Sedat Peker'in açıklamalarını yorumlandı.

'TÜRKİYE'DE SUSURLUK HİÇ BİTMEDİ'

Sezgin Tanrıkulu, "Türkiye'de Susurluk hiç bitmedi. Yani mafya-derin devlet-iktidar-yargı ilişkisi hiçbir zaman bitmedi." diye başladığı konuşmasında "Susurluk'ta açığa çıkmıştı ve o zaman bu olayın üzerine gitmeye çalışan bir siyasal irade vardı. Mecliste bununla ilgili bir komisyon bile kurulmuştu. Geriye dönüp bakınca da aslında önemli işler yapmıştı o komisyon. O zaman Meclisin çoğulcu bir yapısı ve olayların üzerine gidebilecek bir potansiyeli de vardı. 90'lı yıllarda Meclis, Faili Meçhul Cinayetler Araştırma Komisyonu'nu kurmuştu. Ve oradan çıkan rapor Türkiye'nin hâlâ referans aldığı raporlardan bir tanesi. Yine o dönemde boşaltılan köylerle ilgili bir komisyon kurulmuştu. Boşaltılan köylerin yerine ne konduğunu o rapordan anlıyoruz. Şu anki parlamento değil komisyon kurmak, bunları konuşmak bile mümkün değil." dedi. 

'SORGULANAMAZ BİR DÜZEN YARATTILAR'

Tanrıkulu, "90'lı yıllardan bu zaman geçen yıllarda mafya düzeni siyaseti ve yargıyı teslim aldı, iç içe geçtiler. AKP sürekli ittifaklar yapmak zorunda kaldı. Bir dönem cemaatle yaptı, şimdi de bu düzenle (mafya düzeni) yapıyor. O nedenle eğer geçmişle bugünü karşılaştırırsam, Susurluk hiçbir zaman bitmedi. Devlet içerisinde çeteleşme, mafyalaşma bitmedi ve AKP de bu düzenle en kötü biçimde iç içe geçti. Çünkü sorgulanamaz bir düzen yarattılar. Parlamentoda, yargıda, medyada bu düzeni kimler sorgulayacak?" diyerek şöyle devam etti:

'AKP, DERİN DEVLETİN YENİ SAHİBİDİR'

"Hepsinin karanlık ilişkilerinin arkasına sığındığı şey, vatanseverlik ve terörle mücadele. Türkiye'nin Kürt meselesi neden çözülmüyor? Bunlar yüzünden. Türkiye'yi teslim almışlar. Sürekli diyorlar, 'terörle savaşıyoruz, şu kadar öldürdük.' 40 yıl geçti, sonunda geldikleri düzen mafya düzeni, çete düzeni. Mehmet Ağar diyor ki, 'beni yargılasınlar'. Susurluk'tan sonra yargılandı. Kürt işadamlarının öldürülmesi davasında. Ben o duruşmaların hepsine gittim, kendisi bir kez bile mahkemeye gelmedi. Kapıdan özel aldılar, avukatlara, mağdurlara duyurulmadan kişiye özel duruşma yapıldı. Nasıl yargılanacağını biliyor. Böyle bir düzen. Kendi yargılarını da iktidarlarını da biliyorlar. Adalet ve Kalkınma Partisi, derin devletin yeni sahibidir. Bu derin ilişkilerle iktidarını korumak ve yürütmek istiyor. Ve birbirlerine mahkumlar. Çarkın dışına çıkanlar da kendilerinin işine yarayacak bilgiyi paylaşıyorlar, onun dışında bir şey paylaşmıyorlar." 

'BİZ BUNLARI KÜRT COĞRAFYASINDA YAŞIYORDUK, KİMSENİN SESİ ÇIKMIYORDU'

Sırrı Sakık da mafya ve çete düzeninin Cumhuriyet tarihiyle yaşıt olduğunu söyleyerek, "Sorun bugün de değil, Susurluk da değil. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar çeteler, mafya, devlet, devletin derinlikleri ve siyaset dünyasının diyaloglarını biliyoruz. Yani tek parti dönemindeki Topal Osman olayını siyasetle ilgilenen herkes biliyor. 90'larda 17 bin 500 faili meçhul cinayet vardı. 3 bin 500 köy yakıldı. 2017'nin 1 Mayıs'ında Kemal katledildi, polisler aklandı. Urfa'nın göbeğinde Şenyaşar ailesinin çocukları çeteler tarafından katledildi, her gün oturma eylemi yapıyorlar, parlamentonun sesi çıkmıyor. Özellikle Kürt coğrafyasında olunca kimsenin sesi çıkmıyor. Yani biz Peker'in seslendirdiği meselelere yabancı değiliz. Cumhuriyetin kuruluşundan beri Kürt meselesini çözemedikleri için o çeteye havale ediyorlar, bu çeteye havale ediyorlar ve kirlilik oradan başlıyor. O nedenle hukukun ve huzurun ülkesi kurulamıyor. Batman'da Hizbullah silah veren bir vali vardı, her gün Hizbullah patır patır Kürtleri öldürüyordu ve kimsenin sesi çıkmıyordu." diye konuştu. 

'KUSURA BAKMASINLAR, SUÇ BÜTÜN MUHALEFETİN'

Sakık, "Bugün Sedat Peker bunları niye söylüyor? Peker, vatansever olduğu için değil, bir öç ve intikam duygusu içinde bunları seslendiriyor. Çok yakın bir tarihe kadar birlikte hareket ediyorlardı. Bugün gelinen noktada iç çatışmalarından umuda doğru bir yolculuk var. Toplumda, Sedat Peker ve açıklamalarına niye bu kadar destek var? Bu siyaset dünyasının günahıdır. Siyaset dünyası umut yaratamadığı için insanlar 'Acaba şuradan bir şey çıkabilir mi, Türkiye geçmişiyle yüzleşebilir mi, Türkiye safralarını temizliyor, biz bir temiz toplum yaratabilir miyiz' diye çaba var. Kusura bakmasınlar, bütün muhalefeti kast ediyorum; o özel af, özel yasa çıktığı gün parlamentoyu bırakmaları gerekirdi, risk almaları gerekirdi. Ama hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edersen sizi zaten ciddiye almazlar." ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi