Biz zaten evdeydik..
yıl 2020 olmuş..İnsanlık teknoloji cağının çılgınlığını yaşarken, tatminkarlığın dibinin düştüğü ve insanlığın demokrasinin ve hukukun sosyal medya mecralarında beğen tuşunun altın da can çekişirken kaç tane amansız savaşı klavye kahramanlığı ile kazandık..kaç tane haksız savaşın haksız tarafı olduk da kimseye çaktırmadık..

Bencilliğin ve egonun sinirsiz olduğu bir dünyada nasılda inançlara kimliklere ve kültürlere sınırlar koyduğumuzu kaç kere gururla anlattık savaş meydanlarında ..dünya düzeninin ve beraberinde yaşamak olgusunun silahlar ile değil ilaçlar ile olduğu gerçeğini görmek dünyanın en güçlü olduğu anda bütün çaresizliği yaşamak gerçeği çok acı bir tablo olarak önümüzde duruyor olmak nasıl bir ruh hali ile açıklanır anlaşılmış değildir..dünya güvenliğini sınır güvenliğini ve hatta bireysel olarak kendi güvenliğini silahlara, zırhlı araçlara otomatik silahlara teslim edenler bir TL'lik maskeye mecbur kalarak hangi adaletin hangi dinin hangi kutsal kitabin namahremliğine çomak soktuğunu çıkıp bütün dünyaya anlatsa da bizde öğrensek oysaki ne çok haksızlığı meşru görüp adaletmiş gibi, süslü laflar ekleyip demokrasiymiş gibi, naralar atarak ölümler için sessizlik, mülteciler için çare, çocuklar için cennet, analar için kurtuluş olarak ne çok da meşru gördük. bütün ahlaksızlık içinde de bir gram sesimiz çıkmadı.
evet .dünyada bu ve bunun gibi daha yüzlerce insanlık ve yaşam dramları cereyan ederken son aylarda yaşanan kovid-19 salgının dünyayı esir alırken evde kal sloganı haliyle Türkiye de de karşılık bulmuş gibi. öncelikle insanlığın çaresiz kaldığı bu amansız ve silahsız savaş karşısında çok yakın zamanda bir yolun bulunması ve insanlığın derin bir nefes almasını temenni ediyorum.
biz zaten evdeydik...
ülkemizde yakın siyasi ve ekonomik tarihine bakarsak eğer bu sloganın bizim için yeni olmadığını görürüz. bir kaç tane örnek ile hafızalarımızı yenilemek isterim..
biz geçler;
izsiz çoğunluk olarak, güvencesiz çoğunluk olarak, umutsuz ve gelecek kaygısı yasayan çoğunluk olarak zaten evdeydik.kültür sanat siyaset iş aş evlilik gibi kavramların anlamsız ve manasizlastigi toplum değer yargılarının liyakat adı altında yalakalaştırıldığı bir sistemde gittiğimiz en uzak yer iş kur kapısı..
kadınlar olarak .
toplumun yarısını oluşturan yaşama değer anlam katan, kadınlar sokakta öldürülebileceğimizi bildiğimiz için zaten evdeydik . İşimiz çocuk doğurmak koca menmun etmek olduğu için ve bir kereden bir şey olmaz dendiği için zaten evdeydik. torpilli düzenlemeler ile imtiyazlı infaz yasaları ile dışarı salınanlar yüzünden zaten evdeydik toplumum ikinci derecede statü ile ödüllendirildiği için zaten evdeydik ..
toplum olarak ayrıca hak yememek lazım hafta da bir ceza evi görüşü hafta iki kere karakola imza ve ayda bir denetim serbestlik müdürlüğüne seminere gitmek için dışarı çıktığımız olmuştur.yoksa biz zaten hep evdeydik ..
Editör: Haber Merkezi