CHP'li Adıgüzel: 'YSK, özellikle hayali dediğimiz seçmeni inceleyeceklerini ve bu açıkları kapatacaklar

MA / Diren Yurtsever'in haberine göre; Yerel seçimlere doğru gidilirken, askıya çıkarılan seçmen listelerinde tespit edilen hayali ve yığma seçmen ile adres kayıtlarının taşınması gibi usulsüzlükler gündemde. Daha çok muhalefet partileri tarafından gündeme getirilen usulsüzlükleri seçim güvenliği ile ilgili çalışmaları koordine eden Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bilgi ve İletişim Teknolojilerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel ile konuştuk.

Adıgüzel, iktidarın kaybetme korkusu ve kendilerine güvenmedikleri için bu tür “seçim hilelerine” başvurduğunu belirterek, iktidarın “taşıma su ile değirmen döndürmeye” çalıştığını söyledi. Adıgüzel, “İstanbul gibi Türkiye’nin birçok noktasında ciddi kaynakları olan belediyeleri rant olarak gören AKP zihniyeti, ‘rantım elimden gitmesinde ne olursa olsun’ diyor” diye konuştu.

31 Mart yerel seçimlerin şeffaf ve güvenilir olması için çaba sarf ettiklerini belirten Adıgüzel, hem seçmen listelerini hem de yerinde kontrol ederek seçim hilelerini tespit ettiklerini belirtti. Adıgüzel, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) seçmen listelerini “ciddiyetsiz” hazırladığının altını çizerek, “YSK, 24 Haziran ve geçmişteki seçimlerde yaptığımız uyarıları tam dikkate almış değil. Biz bunların hepsini tekrar kendilerine bildirdik. 165 yaşında Ayşe Ekici adlı bir seçmenin olduğunu ve bu seçmenin ilk kez oy kullanacağını tespit ettik. Yine ismi olmayan seçmenin olduğunu tespit ettik. Bunların sayısı milyonlarca ifade edilmiyor belki ama sistemsel bir açığa da işaret ediyor bu durum. Bundan kaynaklı olarak doğru analizler yapılmalı ve açıklar kapatılmalı. YSK’nin görevi de bu” dedi.

“31 Mart seçiminin ana sorunu yığma seçmen” diyen Adıgüzel, şöyle devam etti: “Güvenlik görevlileri ile devletin çeşitli kademelerinde çalışan görevlilerle belli bölgelerdeki seçimleri manipüle edilmesine yönelik adımlar söz konusu. Örneğin;  Hakkari Çukurca’da bir dairede 490 seçmen görünüyor. Ve sorduğumuz zaman bu dairelerin lojman olduğunu söylüyorlar. Oysa fiziki koşullarına baktığımızda orada 490 kişinin yaşamasının mümkün olmadığını görüyoruz. Özellikle kaybetme korkusu oldukları ve sonucun birbirine yakın olduğu yerlerde bu müdahalelerin daha keskin ve daha çok olduğunu görüyoruz. Artvin’de böyle bir sorun vardı. 500‘e yakın itirazımız var. 360-370 arası itirazımız lehimize sonuçlandı.  Artvin’in seçmeni yüzde 2,5’e tekabül ediyor. Burada belediye başkan yardımcılarının evlerinde seçmenler vardı. İtirazlarımız sonucu bunların hepsi düşürüldü. Özellikle Üsküdar ve Adalar’da çok sorunlar yaşadık.”

Sıklıkla gündeme getirilen “Suriyeli seçmen” meselesine de değinen Adıgüzel, “Hatay’da Suriyeli seçmenler üzerinden bir manipülasyon var. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ‘toplamda 22 bin Suriyeli seçmen var’ diyordu. Biz ise bu açıklamalara karşı ‘58 bin Suriyeli seçmen var’ dedik. 4 Ocak listesinde 58 bin Suriyeli seçmenin olduğunu gördük. Hatay’da 24 Haziran’da 6 bin Suriyeli seçmen varken bu sayı yüzde yüz artarak 12 bine çıkmış. Oradaki Suriyelileri adrese kaydederek seçmen yapabilmek için 4-17 Ocak tarihleri arasında iktidar kanadında hummalı bir çalışma olduğunu gördük” dedi.

Adıgüzel, tespit ettikleri sorunlara dair itirazlarda bulunduklarını belirterek, şunları söyledi: “Türkiye’nin 973 ilçesine ulaşabilen yetkililerimiz, görevlilerimizin ulaşabildiği bir portal var. Bu portal da hangi seçmen nereden gelmiş, nereye gidiyor, daha önceki seçimlerde nerede oy kullanmış bunların hepsini görebiliyoruz ve takip edebiliyoruz. Özellikle askeri lojmanlarda bu sorunların yaşandığını görüyoruz.  Amacımız o bölgede yaşayanların o bölgeyi yönetecek yerel yöneticiyi dışarıdan müdahale olmadan kendilerinin seçmesini sağlamak. Çünkü artık Türkiye’de iktidar yöneticileri tarafından rantın en öne konulduğunu görüyoruz. İnsana, doğaya, tarihe saygı duymayan bir anlayış var. Üsküdar’ın kaderi Ümraniye’den, Pendik’ten taşınan seçmenlerle belirlenmiş oluyor ama bedeli Üsküdar’da yaşayan insanlarımız ödüyor. Türkiye’nin birçok yerinde binlerce seçmene itiraz ettik. Bu toplam sayıyı bir data da topluyoruz.”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “26 ilde 37 bin 710 haksız adres değişikliği yapıldı” şeklindeki açıklamasına karşın Adıgüzel, YSK’dan son gelen bilgiye göre bu sayının 50 bini aştığı yönünde olduğunu kaydetti. Adıgüzel, “YSK, özellikle hayali dediğimiz seçmeni inceleyeceklerini ve bu açıkları kapatacaklarını söylediler. 4-17 Ocak tarihleri arasında ne kadar bir kayma olduğunu biz 23 Ocak gecesi göreceğiz. Tespit ettiğimiz sorunları, tam kanunsuzlukla YSK’ya şikayet edeceğiz” diye belirtti.

Adıgüzel,  YSK’nin getirdiği yeni düzenleme ile tutuklu ve taksirli suçlardan hüküm giyenlerin oy kullanma hakkının kısıtlanmasına ilişkin ise, şunları söyledi: “Yanlış bir uygulama. Bu yanlış uygulamaya dönük 4- 17 Ocak arasında tutukluların adres kayıtları belki bulundukları cezaevlerine alınarak bir çözüm bulunabilirdi. Ama bu tarihte görülmemiş bir uygulama. Örneğin tutukluya diyorlar ki ‘sen İstanbul’dan gelmişsin burada oy kullanamazsın’ diyorlar ama Afrin’e gönderdiği askere de ‘Çukurca’da oy kullan’ diyebiliyor. Buda çok anlamsız. O zaman bulunduğu yerde ikametgahı olmayan hiç kimseye oy kullandırtmasın. Silivri, Maltepe ve Sincan gibi cezaevlerinde sonucu etkileyecek kadar sayıda oy kullanacak kişi var.”

Seçim güvenliği konusunda partilerle işbirliğine dair konuşan Adıgüzel, 24 Haziran’da oluşturulan ve aralarında muhalefet partileri, sivil toplum ile emek ve meslek örgütlerinin de bulunduğu Adil Seçim Platformu’nun çalışmalarının devam ettiğini dile getirdi. Adıgüzel, platformla bir veri paylaşımı olduğunu ancak CHP’nin kendi çalışmalarına odaklandığını da sözlerine ekledi. Adıgüzel, sözlerini şöyle tamamladı: “24 Haziran’da da kendi sistemimizi sonuna kadar korumuş ve çalıştırmıştık. Bu sistemi kendi içimizde çalıştırmaya devam edeceğiz ama diğer partilerle de iletişim sürüyor. Biz açığız.  Hem ittifakın doğası gereği hem de diğer çalışmalar gereği yer yer işbirliği olacak. Yerel seçimin dinamikleri farklı olduğundan daha çok herkes kendi alanına odaklanmış durumda. İttifak yaptığımız partiler var. Bunlarla çalışmamız kaçınılmaz ama daha çok kendi içinde organize olmuş durumda.”